Münazara üzerine…

Ekin BAL

ODTÜ

ODTÜ Münazara Topluluğu yönetim kurulu üyesi Burak Doğan ile topluluk hakkında biraz sohbet ettik. Topluluğun etkinliklerini, amaçlarını, yaşadığı zorlukları ve ODTÜ’deki öğrenci topluluğu geleneğini konuştuk.

Topluluğunuzdan bahseder misiniz?

Münazara Topluluğu etkinlik olarak hem okul içerisindeki çalışmalarda müzara adı verilen bu sistematik tartışma oyununu yapar, aynı zamanda da hem kendi düzenlediğimiz turnuvalarda hem başka üniversitelerin düzenlediği turnuvalarda yarışır, ODTÜ’yü temsil eder.

Etkinlikleriniz yalnızca ODTÜ ile mi sınırlı, yoksa başka üniversite ve liselerle ortak çalışıyor musunuz?

Türkiye’de 25 civarında üniversite “ingiliz parlamenter” denilen bizim yaptığımız münazara çeşidini yapıyor. Bunların düzenlendiği çeşitli turunavalar var. Mesela geçen hafta sonu Konya’da bir turnuva vardı. Bundan sonra Marmara Üniversitesi bir turnuva düzenleyecek, ona da katılım sağlamayı düşünüyoruz. Bu turnuvalarda diğer üniversitelerin takımlarıyla yarışıyoruz. Dolayısıyla 25 tane üniversite ile ortak çalışıyoruz diyebiliriz. Liseler için de aynı şey geçerli. Hem lise turnuvalarında jüri olarak liselerde müzara oyununun devam ettirilmesine katkıda bulunuyoruz hem de zaman zaman liselere bu konu hakkında eğitimler vermeye gidiyoruz.

Okulun öğrenci topluluklarına verdiği bütçe size yetiyor mu? Turnuvalara giderken maliyetini nasıl karşılıyorsunuz?

Tabi ki yetmiyor. Özellikle İstanbul’da turnuva sayısı çok fazla ve sıklıkla gitmemiz gerekiyor. Bu turnuvalara gitmenin ulaşım maliyeti var. Bunun üstüne turnuvaların belli bir katılım ücreti oluyor. Yenilen yemek, konaklama için yapılan masraflar derken maliyet artıyor. Okulun verdiği bütçe bunları karşılamaya yetecek bir miktar değil maalesef. Sadece bizim katıldığımız bir turnuvayı finanse edebilecek durumda ve bu sebeple çoğu zaman kendi cebimizden karşılamak zorunda kalıyoruz.

“DAYANIŞMAYLA BİR ŞEYLERİ VAR EDİYORUZ”

Öğrenci toplulukları ODTÜ’de öğrencilerin bir araya gelip ortak bir üretim gerçekleştirebildiği yerler fakat uzun zamandır topluluklar üzerinde çeşitli biçimlerde baskılar var. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Münazara Topluluğu’na bunun yansıması nedir?

ODTÜ’yü ODTÜ yapan temel değerlerden birisi öğrenci topluluklarında yapılan kolektif üretim. Geçmişte Medya Topluluğu’nda gördüğümüz kapatma gibi uygulamalar ya da diğer topluluklara yapılan çeşitli baskılar var. Bunu bir tehdit olarak üzerimizde hissediyoruz. Zaten öğrencilerin kendini ifade etme alanları olan, emek harcadıkları topluluklar üzerinde baskı olmamalı. Biz kendimizi hobi topluluğu olarak nitelendirdiğimiz için belki diğer topluluklara kıyasla bu baskıyı daha az hissediyor olabiliriz ama kaynakların açılması anlamında bu baskıyı hissediyoruz. Örneğin Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapmak istediğimiz bir etkinlik olduğu zaman çok uzun bürokratik süreçlerle uğraşmamız gerekiyor ve bize vermeyebiliyorlar bu izni.

Geçen yıl yaşanan Bahar Şenliği’nin yasaklanması, okula polis girmesinin ardından düzenlenen ders boykotu gibi olaylarda öğrenci topluluklarının bir araya gelip ortaya ortak bir tepki koyduğunu görebiliyoruz. Siz bu birliktelik ve birlikteliğin sürdürülmesi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Tabi ki toplulukların tek tek üyelerini örgütlemesinin yanında bu şekilde birlikte durması oldukça anlamlı. Bahar Şenliği gibi hem okulun öğrencilerinin tamamının kolektif üretimiyle hem de ayrı ayrı toplulukların üretiminde dayanışma çok önemli. Çünkü hepimiz amatör topluluklarız ve bu dayanışmayla ancak bir şeyleri var edebiliyoruz. Dolayısıyla her öğrenci topluluğuyla bu dayanışmanın olması ve devam etmesi oldukça önemli. Hele de son dönemde hem Türkiye çapında artan baskıyla hem de Verşan Kök ile ODTÜ’de gördüğümüz baskıyla bu dayanışmaya daha da mecbur kalmışken.