28 Nisan 2019 12:01

Seçim bitti de mücadele bitti mi?

Bizim, seçimler dışında ya da seçimleri beklemeden yapmamız gerekenler var ve günden güne de önemini ve yakıcılığını daha da hissettiriyor.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Mesut BAYLAV

Adana

Seçimler mücadelenin bir parçası. Fakat ülkemizde özellikle son yıllarda çok kısa aralıklarla seçimlerin yapıldığını düşünürsek bir parça olmaktan çıkıp hem politik atmosfer hem de mücadele edebilmek açısından sıkışmış bir süreci yaşatıyor. Ülke, bir seçimden çıktığında onun sonuçlarını bir diğer seçim ile kanalize etmeye çalışıyor ve aslında var olan sürece dair pozisyonunu yine seçim üzerinden alıyor. Bu da burjuva düzenin iktidarlarının hatta muhalefetinin tam da istediği bir halkın siyasete katılım normu! “Halkımız sandıkta gereken cevabı verecektir.”, “Bunlara en güzel cevabı sandıkta vereceğiz.”, “Sandıklara gömdük.” gibi afili sözler halka siyaset yapmayı sandıktan öte bir şey olarak göstermek istememelerinin sonucu.

Fakat hiçbir şey seçimden ya da sandıktan ibaret değil, olmamalı. Seçimlerin belli başlı olanakları yaratacağı ya da ortadan kaldıracağı noktasında etkilerini es geçmeyerek aslolanın ne olduğuna vurgu yapmak önemli bir ihtiyaç olarak bugün önümüzde duruyor. Bizim, seçimler dışında ya da seçimleri beklemeden yapmamız gerekenler var ve günden güne de önemini ve yakıcılığını daha da hissettiriyor. Ülkemizde kısa aralıklarla seçimlerin yapıldığını düşünürsek bu süreçlerin yarattığı sıkışmayı ancak günlük siyasete müdahale edebilmenin olanaklarını yaratarak aşabiliriz.

SANDIKLARA SIĞMAYANLAR

Seçimden seçime oy kullanarak sorunlarımızın çözülemeyeceği ve bunların içinden çıkan taleplerimizin karşılanmayacağı gün gibi ortada. Dönüp bakalım. Üniversitelilerin belli başlı talepleri nelerdir?

- Parasız, bilimsel, nitelikli, demokratik bir eğitim.

- İşsiz kalma düşüncesi ve bunun doğurduğu gelecek kaygısının olmaması, kısacası daha iyi gelecek isteği.

- Ekonomik krizin faturasını okurken çalışarak ya da okulu bırakmak durumunda kalarak ödememek.

- Tacize, tecavüze, kadınların yaşadığı sorunlara karşı caydırıcı önlemler alınması.

Bu taleplerin hangi seçimlerin sonucuna göre değişebileceğini söyleyebiliriz? İktidarın üniversiteleri bir hapishaneye, bir tek adam yuvasına çevirmeye, adeta işsizler ordusu yaratmasına yönelik politikalarının sonuçlarından biri olarak gençliğin bir araya gelme, hak arama yollarını tıkamasına sandıktan çıkacak bir sonuç çözüm olmamıştır, olmayacaktır da. Seçim öncesi yapılması gerekenler kendisini seçim sonrasına devrederek devam ediyor. Aslolanın bugün ve yarın bu sonuçların dolaylı etkileri üzerinden hangi kanallar üzerinden gidilebileceği meselesinin ön plana çıkarılması ve buradan yürütülen tartışmalar etrafından bir yol yürümek olduğu vurgusu önümüzdeki dönem üniversitelilerin yürüteceği tartışmalar olacaktır.Bu taleplerin geniş gençlik kesimlerinin ortak sorunundan ortaya çıktığının bilinci ile hareket edilmeli ve “taleplerimiz ortak ise çözümleri de ortak” fikri etrafından bulunduğumuz alanları gençliğin kürsüleri, mevzileri haline getirmenin gerekliliğini görmeliyiz. Bu mevzilerde yer alacak kitlesel örgütlenmeler, daha önce de bahsettiğimiz gibi siyasete müdahale edebilmenin yegâne aracıdır.

Yine lise öğrencilerinin yap-boz bir eğitim sistemi içerisinde, “yıkılmadık ama ayakta da değiliz” modunda ilerledikleri, büyük paraların döndüğü özel ve temel liseler çıkmazında, gerici müfredatların tahakkümünde kendilerine yol aradıkları bir sürecin çözümü sandıktan ötedir. Eğitimin bu denli piyasalaştığı bir süreçte sorunlar ancak ve ancak bu sorunlara karşı bir araya gelmelerden, bu bir araya gelişleri büyütmekten, irili ufaklı tartışmalardan ve hepsini bir potada eritip doğru yere, kitlesel bir örgütlülüğekanalize etmekten geçiyor. İşte bizim bugün ve yarın yapmamız gereken budur. Aksi durum sürecin daha da ağırlaşmasından öteye gitmeyecektir.

HER BİR ARAYA GELİŞ ÖNEMLİ

İşçi-işsiz gençlerin nasıl koşullarda çalıştığı-yaşadığı gerçeği eskisinden daha berrak bir görünüme sahiptir. Krizin ilk dönemlerinde fabrikalardan ilk olarak genç işçiler çıkarılmıştır. Düşük ücretlerle, sigortasız, sağlıksız ortamlarda çalışmaya zorlanan genç işçiler aynı zamanda her an işsizlik ile karşı karşıya kalma endişesini ve korkusunu yaşarken seçimler onun bu sorunları çözmeyecektir. Çözüm ancak ve ancak genç işçilerin, işsiz gençlerin birlikteliklerinden ve çözümü buralarda görmesinden geçiyor.

Uzun uzadıya birçok meseleye değinebiliriz. Fakat yazının başında da vurgulamaya çalıştığımız ana mesele, bizim seçimden çok öte yapacaklarımız var ve gençlik içerisinde var olan umudu, heyecanı da katarak talepler etrafında bir araya gelişleri sağlamalı, bunlara paralel olarak iktidarın zoruna karşı koyabilmenin olanaklarını yaratmalı, tek adamın aldığı yenilgiyi derinleştirmeli, bunları yaratmak için de taşın altında diğer ellerle buluşmaktan geri durmamalıyız.

ÖNCEKİ HABER

Üniversiteler, 1 Mayıs’a!

SONRAKİ HABER

Endonezya'da 500'ü aşkın sandık görevlisi aşırı yorgunluktan öldü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa