21 Nisan 2019 01:35
Son Güncellenme Tarihi: 21 Nisan 2019 07:20

İETT işçileri: Asıl kendileri baskı kurup sendika değiştirttiler

Erdoğan'ın belediye başkanı olduğu dönemde çalışan İETT işçileri, Hizmet-İş’e geçmedikleri için baskılara maruz kaldıklarını anlattı.

Memur Sen 6. Olağan Genel Kurulu | Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Vedat YALVAÇ
İstanbul

Kamu’da örgütlü Memur-Sen’e “Ben Memur-Sen camiasının bu seçimler sebebiyle ortaya çıkan tabloda bulundukları yerlerde dimdik duracaklarına inanıyorum” sözleriyle arka çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, kendisinin belediye başkanı olduğu dönemde de çalışan İETT işçileri, “Cumhurbaşkanı sendika deyince sadece Hak-İş ve Memur-Sen’i bilmekte” sözleriyle tepki gösterdi. Hak-İş’in Erdoğan’ın İstanbul belediye başkanı olduğu dönemde getirildiğini belirten işçiler, Hizmet-İş’e geçmedikleri için, baskılara, işten atmalara, sürgünlere maruz bırakıldıklarını ifade etti.

BASKI, SÜRGÜN, İŞTEN ATMA ERDOĞAN’LA BAŞLADI

1987 ile 2009 yılları arasında İETT’de çalışan ve Belediye-İş İstanbul İETT Eski Şube Başkanı Sadettin Yıldırım, “1994 yılında Tayyip Erdoğan belediye başkanı olduğu zaman, 95-96 toplusözleşme sürecimizde zorluk çıkardı. 1996 yılında Hak-İş’i çağırdı. O zaman başlattı bu süreci ve 2004 yılının sonuna kadar da sürdü. Bu süreçte Evrensel gazetesi de bu baskılara ilişkin çok sayıda haber ve röportaj yaptı. Çok sayıda açıklama yapıldı. Hizmet-İş’e geçmeyenleri işveren vekilleri zorlayarak geçirmek istediler. Geçmeyenleri sürgün ettiler. O garajdan o garaja gönderdiler. İkitelli’de oturan birini Anadolu yakasındaki Hasanpaşa, Yunus ve Şahinkaya garajlarına gönderdiler. O  garajlarda çalışanları da Avrupa yakasındaki garajlara verdiler” diye konuştu.

1680 KİŞİ FARKLI İŞYERLERİNE SÜRÜLDÜ

Sürgün furyası yaşandığı süreçte yaptıkları bir istatistik sonucunu da paylaşan Yıldırım şunları aktardı: “O dönem İETT içinde 1680 kişiyi farklı işyerlerine sürüldü. 2004 yılında Hizmet-İş sahte üyeliklerle yetkiyi aldıktan sonra amatörlüğe düştük, sonradan işyerine döndüğümde 2 buçuk sene Beylikdüzü’de oturduğum halde Sarıgazi’deki garaja, oradan Hasanpaşa garajına, İkitelli garajına sürüldüm. Üstelik görev vermediler. Yani bizi İETT’den ayrılmaya zorladılar. Bir de Tüm Bel-Sen’e bağlı tüm memurları zorlayarak Memur-Sen’e bağlı Bem-Bir-Sen’e geçirdiler. Müdürleri, şefleri görevden alıp atıl şekilde beklettiler. Yani çok büyük mağduriyetler yaşandı. Bu baskılara karşı basın açıklamaları yapan Belediye-İş temsilcileri ile İETT Çalışanları Derneği yöneticilerini kendilerine muhalif gördükleri için  işten attılar. Mahkemeleri yıllarca sürdü. Yine bu dönemlerde bu baskılara dayanamayıp, bunalıma girdikleri için intihar eden, işten ayrılmak zorunda kalan arkadaşlarımız oldu. Binlerce işçiyi de emekliliğe zorladılar. Görevden almalar oldu, iş verilmedi.”

CUMHURBAŞKANI ÇOK AÇIK ŞEKİLDE TARAF

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok açık bir şekilde taraf olduğunu belirten Yıldırım şöyle konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı, bugün çıkıp Memur-Sen Sendikasında yaptığı “Zorla sendika değiştirilmesine karşı çıkacağız” açıklaması, İETT’de kendi döneminde başlayan ve devam eden  her türlü baskı ve zorlamaya maruz bırakılmış olan biz işçileri, emekçileri bir kez daha derinden yaralamıştır. Sayın Cumhurbaşkanı, bir kez daha sendika deyince sadece Hak-İş ve Memur-Sen’ i bilmekte, milyonlarca İşçi ve emekçinin örgütlü olduğu, Türk-İş’i - DİSK’i, KESK’i ve diğer sendikaları yok saymaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı, işçiler ve memurlar sendikal tercihlerine taraflı olduğunu ve tarafsızlığını yitirdiğini bir kez daha kanıtlamıştır. Tersine kendileri işçileri, memurları zorladılar, sendikalarını değiştirttiler. İETT’de ve tüm belediye ve kamu kuruluşlarında yaşanan sendikal baskılara göz yummalarını da bu vesile ile unutmadığımızın bilinmesini istiyoruz.”

İŞÇİLER ŞU ANDA SENDİKA SEÇME ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KULLANIYOR

Cumhurbaşkanını tarafsız olmaya çağıran Yıldırım, “Bugün belediyelerde Hak-İş’i, Memur-Sen’i terk edip diğer sendikalara geçenler o baskıya maruz kalmış insanlar. Şimdi rahat bir ortamda sendika seçme özgürlüğünü kullanıyor. Kendi iradeleriyle geçiyor ve geçecekler de.  Çünkü hepsi baskıyla geçti. Bunları kendi yandaşları da biliyor. Bu Hak-İş’e geçirenlerin hepsi, sendika yöneticilerinin hepsi aynı zamanda işveren vekilleri. Hem işveren vekilliği yapıyorlar hem de sendika yönetici ve temsilciği yapıyorlar. Onun için onların baskılarına maruz kalan insanlar şimdi kendi sendikal tercih hakkını kullanıyorlar.”

HİZMET-İŞ’E GEÇMEDİĞİM İÇİN 3 GARAJ DEĞİŞTİRDİM

1978 ile 2005 yılları arasında çalışan ve Belediye-İş İşyeri Temsilcisi olan Celal Boz da sendikadan istifa etmediği için 3 garaj değiştirmek zorunda kaldığı o yılları şu sözlerle anlattı: “Bağlarbaşı garajında, merkez atölye Belediye-İş işyeri temsilcisiydim. İşyeri müdürü ‘Ben seni çok severim ama yukarıdan bana gelen emir nedeniyle sendika değiştirmen lazım. Değiştirmezsen seni işten çıkarmak zorunda kalacağız’ dedi. Ben değiştirmeyeceğimi söyleyince de iş akdimi feshettiler.  Bireysel ilişkilerimle işten atılmamı engelleyebildim. Bunun üzerine Alibeyköy’de oturduğum halde beni Ayazağa’ya, oradan da Sarıgazi garajına gönderdiler. Ben de işyerini mahkemeye vererek yeniden eski garajıma döndüm.”

AKP’DEN MEMUR-SEN’E ‘MÜSAMAHA’ KALKANI

Memur Sen 6. Olağan Genel Kurulunu Ankara’da gerçekleştiriyor. Genel Kurulda konuşan Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın yerel seçimlerin ardından üyelerine yönelik baskı, mobbing ve şiddet olduğunu savundu. Diğer sendikalara yönelik suçlamalarda bulunan Yalçın, “Kazanmanın kibriyle şımaranlara uyarı eylemleriyle mektup gönderdik ve ihtar çektik. Bu tehdit, şantaj, yıldırma devam ederse sesimizi daha da yükselteceğiz” şeklinde konuştu. Genel Kurula katılan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de Memur Sen’e sahip çıktı. Gül, belediye başkanları değişen yerlerde sendikal faaliyetleri engellemek isteyenlere asla müsamaha gösterilmeyeceğini söyledi.

"KENDİ İÇİNDEKİ ÇÖZÜLMEYİ ENGELLEME ÇABASI"

Tüm Bel-Sen MYK Üyesi Satı Burunucu ise, bu açıklamaların kendi tabanının çözülmesine dönük olduğunu ifade etti. Burunucu şöyle dedi: Henüz Adana, İstanbul ve Ankara üzerinde örgütlenme faaliyetimiz yeni başlıyor. Baskı tehdit şantaj gibi iddiaların hepsi asılsız. Esasen bunlar, kendi tabanlarını tutmak, belediyede kaybettikleri olanaklarla beraber kendi kadrolarındaki çözülmeyi engellemek ve sendikal örgütlenmeyi de daha fazla geçmişte yaptıkları gibi emekçileri bölebilmek için yapıyorlar. Amaçları , kamplaşma yaratmak. Geçmişte de biz size üye olmak istiyoruz, gerçek bir sendikasınız fakat üye olamıyoruz kaygılarımız var diyen emekçilerin arasında belediye seçimlerinin yenilenmesi ile bizlere yönelenler var. Tehdit iddialarının tamamı yalan. Aksine tehdidin en büyüğü talimatla Bem-Bir-Sen’e üye olma çalışması yapan Cumhurbaşkanı ve bakanların açıklamalarıdır.

ÖNCEKİ HABER

Çanakkale’de polis baskısına tepki

SONRAKİ HABER

Avrupa gençliğinin iklim isyanı değişime zorlayabilir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...