18 Şubat 2019 09:37

EYT’liler mücadelesini sürdürüyor: Bizi kandıranlar bizden oy alamaz

Kocaeli’de emeklilikte yaşa takılanlar toplantıda buluştu. Toplantıda söz alan EYT’liler, öfkelerinin sandığa yansıyacağını söyledi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Çağıl Çağan ADIGÜZEL
Kocaeli

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) Ankara’daki kitlesel mitingin ardından Kocaeli’de toplantı düzenledi. Bir arada olmanın coşkusunu yaşayan EYT’liler, içine düşürüldükleri duruma da öfkeliler. Bu öfkenin seçim sandığına da yansıyacağını söyleyen EYT’liler, hem kendileri hem de çocuklarının geleceği için mücadeleyi sürdürmekte kararlı.

Toplantıda Kocaeli EYT Grubunun sözcülüğünü yapan Naim Avcı’nın ve katılan işçilerin görüşlerini dinleme fırsatı buluyoruz. Söze Naim Avcı başlıyor. Avcı’nın 10 bin günü dolmuş, eski hesaba göre 2 bin 500 TL maaş alması lazım. E-devletten baktığında ise alacağı maaş 1600 TL gözüküyor. Avcı her ay 800 TL prim ödemeye devam ettiğini dile getiriyor. 4-5 yılı daha kaldığını söylüyor ve ekliyor:

“5 yıl sonra bu maaş 1000 TL’ye inecek. Prim ödedikçe maaşımız azalıyor resmen. Hem emekli maaşı alamıyorum hem prim ödemeye devam ediyorum. Her ay 3 bin TL’nin üstünde kaybım var. Sağa sola adalet yazmakla olmuyor bu iş. Adalet gerçekleşmeli.”

Mezarda emeklilik eylemlerinin yapıldığı dönemde 30’lu yaşlarda olduğunu dile getiren Avcı “O gün biz bu konuda bir şey yapmadık, bacaklarımızı uzatıp televizyondan izledik. O gün biz de o kardeşlerimizle, emekçilerle yürüseydik, susmasaydık bu vebali belki de ödemeyecektik. Ben o arkadaşlarımdan özür diliyorum. Bu acı bize değmeden de hareket edebilmeliyiz” dedi.

OKUYAN’IN NE İŞİ VAR?

Ankara’da 250 bin kişi toplandıklarını, ancak bu son derece demokratik eylemlerini iktidarın görmezden gelmeye çalıştığını söyleyen Avcı, “Hakkını aramak için çocuğunun kumbarasından para almak zorunda kalan arkadaşımız var. 30 yıl primlerini, vergilerini ödemelerine, sicilimizde tek bir sorun olmamasına rağmen iktidar partisinden tek bir randevu alamadık” dedi. EYT’lilerin yüzde 60-65’inin AKP’li veya MHP’li olduğuna dikkat çeken Avcı, “Şimdi bu insanların hiç biri bunlara oy vermeyecek. Bize ‘türemiş’, ‘Boş işlerle uğraşıyorlar’ diyorlar bir de. Biz bu hakaretleri hak edecek ne yaptık? İstediğimiz şey lütuf değil hakkımız” diye konuştu.

1999’da “Mezarda Emeklilik Yasası” Meclisten geçtiği sırada Çalışma Bakanı olan Yaşar Okuyan’ı üye yapan CHP’ye de tepki gösteren Avcı, devam etti: “CHP birçok alanda bize destek verdi ancak buna rağmen başımıza bu belayı açan bu adamı partiye aldı, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. O adam oradan gitmeli.”

O KOLTUKLARDA OTURAMAZLAR

Diğer işçiler de sık sık söze girerek eklemeler yapıyor. Bir işçi “Bir oyun hesabını yaparken bu kadar çok insanı nasıl ellerinin tersiyle itiyorlar, neye güveniyorlar anlamıyorum” derken, bir diğeri şunları söyledi:

“Bütün siyasi partilerin seçim beyannamesinde bu var kendi sözlerinin arkasında durmuyorlar.”

Çalışma Bakanının haklarını gasbettiğini açıktan itiraf ettiğini söyleyen bir başka işçi, “Devlet insanının hakkını gasbeder mi?” diye sordu. İşçiler ara ara sandığı bekledikleri vurgusunu yaparlarken, Naim Avcı “31 Mart’ta Türkiye gerçekleri görecek, o koltuklarda da kimse oturamaz bu şekilde” dedi.

Cumhur İttifakının önceki seçimlerde EYT’liler ve 3600 ek göstergelileri kandırarak oy aldığını anlatan bir işçi “Ak Parti 3600 ek göstergeyi ben çıkartacağım dedi. MHP ise EYT için söz verdi. Hem işçiler hem memurlar kandırıldı. Biz buna uyanamadık olayı ayrı ayrı düşündük” diye konuştu.

Neler yapmayı planladıklarını sorduğumuzda Naim Avcı, çalışmalarının sürdüğünü, yeni miting planları olduğunu dile getirdi. Diğer illerdeki EYT’lilerle de görüştüklerini ve birlikte hareket ettiklerini ifade ediyor. Sosyal medyayı da etkili kullandıklarını, 1 milyonu aşkın takipçisi olan sayfalarının olduğunu anlatan Avcı, “Görüşü, fikri ne olursa olsun hep bir aradayız. Biz kimsenin adamı değil herkesin adamıyız, bu ülkenin gerçeğiyiz” dedi.

AYNI ÇİLEYİ ÇEKİYORUZ

Mehmet Kaman Real Market mağdurlarından. “Benim şurada kalmış 3 ayım ama ben Ankara’ya da gittim buradayım da, elimden gelen her şeyi de yapacağım çünkü bu acıyı ben de yaşadım. Keşke 90’larda bu tepkiyi verseydik diye düşünüyorum. 5 yıl önce emekli olabilmem gerekiyordu benim. O zaman emekli olduğumda 3250 TL almam gerekiyordu. Şimdi emekli olduğumda maaşım 1730 TL olacak” dedi. Bireysel değil toplumsal düşünmek gerektiğini söyleyen Kaman, “İnsanlığın duyarsızlığı en kötü şey. İnancımız görüşümüz farklı olabilir ama aynı havayı soluyoruz aynı çileyi çekiyoruz. Birbirimizi dışlamanın hiçbir anlamı yok bu ülkemizi iyiye götürmüyor. Bunu herkese anlatmamız lazım” diye konuştu.

‘MHP ARTIK BENDEN OY ALAMAZ’

Tekin Aydın’ın emekliliğine 4 ay kalmış. Buna karşın hak arayışını sürdürüyor. 30 yıldır MHP’li olduğunu söyleyen Aydın, şunları söyledi:

“Ama bundan sonra bir 30 yıl daha yaşasak da MHP benden oy alamaz. Ben artık kime oy vereceğimden çok geleceğimi, çocuklarımın geleceğini haklarımı almayı düşünüyorum. Kendi EYT’mizi düşüneceğiz, biz hepimiz ama 2 seneye ama 5 seneye elbet emekli olacağız ama arkamızdan gelenleri, çoluğumuzu çocuğumuzu savunmaya devam edeceğiz.”

Söze giren bir başka işçi 20’li yaşlarda iki çocuğu olduğunu dile getirerek “Onların emekli olmaları halinde aylık bağlanma oranı yüzde 28. Yolda gördüğüm gençlere bile bunu anlatmaya çalışıyorum. Bilinçlenin hakkınızı arayın, bizim durumumuza düşmeyin. Aksi halde gelecek neslin geleceğini daha karanlık görüyorum” diye konuştu.

25 yıldır fabrikada çalıştığını söyleyen Ercan Kalkan’ın emekliliğine 4 yıl var. Bütün siyasi görüşlerden insanlar olarak bir arada olduklarını, haklarını istediklerini dile getirerek “Hiçbir şeyden korkmamalıyız. Biz çok meşru olan hakkımızı istiyoruz. Ankara’da yaptığımız şeyleri Kocaeli’de de devam ettirmeliyiz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Denizli Bağımsız Belediye Başkan Adayı: Bu kent bizim, biz yöneteceğiz

SONRAKİ HABER

Leyla Güven ve açlık grevindeki tüm tutuklular için dayanışma çağrısı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...