07 Şubat 2019 07:55
Son Güncellenme Tarihi: 07 Şubat 2019 08:24

Fatih Polat'ın davası ertelendi: Soru sormaya devam edeceğim

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat'ın "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla yargılandığı dava ertelendi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat’a, “Erdoğan ailesiyle ilgili bu iddialara muhatapları ne diyor?​” başlıklı yazısı nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Duruşma eksik belgelerin tamamlanması için 14 Mayıs’a ertelendi.

Duruşma, Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada Polat ve avukatları ile Cumhurbaşkanının avukatı hazır bulundu. Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Selma Gürkan, EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Gökhan Durmuş, Evrensel yazarları Nuray Sancar, Ceren Sözeri ve Ercüment Akdeniz, gazeteciler Mehveş Evin, Tunca Öğreten’in de aralarında olduğu çok sayıda kişi Polat’la dayanışmak için adliyeye geldi.

GÖREVSİZLİK TALEBİ REDDEDİLDİ

Polat’ın avukatı Devrim Avcı, usule ilişkin beyanda bulunarak söz konusu suçun basın suçu kapsamında olduğunu belirtti. Avcı, mahkemenin görevsizlik kararı vererek dosyanın Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etti. Mahkeme, dava konusu yazının gazetede değil evrensel.net internet sitesinde yayımlandığını, dolayısıyla mahkemenin görevli olduğu sonucuna vararak talebi reddetti.

"SAVCI İHTİMAL SENARYOSU SUNUYOR"

Ardından Polat’ın beyanlarına geçildi. Polat, dava konusu yazıda “theblacksea.eu sitesinde Erdoğan ailesiyle ilgili önemli iddiaların yer aldığı Craig Shaw'ın imzasını taşıyan haberi yayınladığını ve  yazının başlığında hakaret içermeyen bir soru sorduğunu belirtti: “Yazımın başlığında, hakaret içermediği açık olan bir soru vardı ve yanıt önce savcılıktan sonra da, iddianamenin kabulüyle mahkemeden geldi.”

Polat, toplam 121 sayfalık, 13 İngilizce belgeyi ve Türkçe açıklamalarını da mahkemeye sundu. İddianame savcısının lehte ve aleyhte herhangi bir delil sunmadığını vurgulayan Polat, Cumhuriyet savcısının şüphelinin haklarını korumakla yükümlü olduğunu hatırlattı.

Polat, “Basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin davaların iddianamelerinde ‘lehte’ delil olgusu artık bir nostalji haline geldiği için, hakkımda açılan bu davanın iddianamesinde de bunun olmamasını pek yadırgamadım. Ancak iddianame savcısı, aleyhte tek bir delil de sunmuyor. Köşemde yer verdiğim haberi aktardıktan sonra, ‘mesnetsiz’ iddialar diyor. Bunu hangi somut delile dayalı olarak söylüyor, savcı haberdeki hangi cümleyi çürütüyor da, bu ifadeyi kullanıyor anlayamıyoruz. Aleyhte tek bir delil de sunmamış olan savcı, onun yerine şüphe uyandırmaya yönelik bir ihtimal senaryosunu önümüze koyma yoluna giderek, ‘herkes beğenmediği kişiler aleyhine böyle bir yazıyı kendisi yazar, ya da tanıdığı birisine yazdırır, sonra da dışarıdaki bir yerde yayınlattırabilir’ diyor.  Bir savcı, mahkum ettirmek istediği bir gazeteci karşısında, böyle tuhaf bir senaryo kuramaz, bunu ancak gerçek ise, kanıtı ile birlikte ortaya koymalıdır.” dedi.

"SORU SORMAYA DEVAM EDECEĞİM"

Polat, bu haberin hâlâ online olarak yayında olduğunu ve 7-8 Avrupa gazetesinde de aynı anda olduğu gibi yayınlandığını belirtti. Köşesinde yer verdiği haberin hakaret içermediğini vurgulayan Polat, “Yüzlerce yıllık basın tarihinde gazeteciliğe dair çok şey değişti. Ama şu gerçek, dün de, bugün de, yarın da kulağımıza küpedir. Gazetecilik soru sormakla başlıyor. Soru sormayı bıraktığınız zaman gazeteciliği de bırakmış oluyorsunuz. Soru sormaya devam edeceğim.” dedi.

"HABER ELEŞTİRİ KAPSAMINDA"

Polat’ın avukatı Devrim Avcı, dava konusu haberin halen internet sitesinde yayın halinde olduğunu belirterek, “Yurt dışında herkes bu haberi okuyabilir ama Türkiye’de böyle bir haber yayımlanınca hakaret sayılıyor. Dolayısıyla bu bir nevi sansürdür. Makaleyi yazan birtakım sorular sormaktadır. Ancak makalenin hiçbir yerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adı direkt geçmemekte, Erdoğan ailesi Türkiye’nin en güçlü ailesi biçiminde ifadeler bulunmaktadır. Bu bir eleştiridir. Haber eleştiri kapsamındadır. Erdoğan ile ilgili Time dergisinde de haber yayımlanmıştı, en güçlü liderlerden biri olarak kapağa çıkmıştı. Haberin içeriğinden bağımsız olarak öven haberler yayımlanıyor, eleştirenlere de hakaret diye dava açılıyor. Bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları ile Yargıtay içtihatlarına aykırı. Siyasi liderler kendilerine gelen alkışlar kadar sert eleştirilere de katlanmak zorundadır siyasilere yönelik eleştirilerin daha sert olacağı sayısız mahkeme kararları bulunuyor.” diye konuştu. Avcı, beraat talep etti.

"ERDOĞAN FİİLDEN ZARAR GÖRMEMİŞTİR"

Cumhurbaşkanının avukatı, haber, yazı ve ve röportajın aynen aktarılmasında ilk söyleyen kişi kadar aktaran kişinin de sorumluluğu olduğunu iddia ederek katılma talebinde bulundu. Cumhurbaşkanının avukatı, yazıda müvekkilinin kişilik haklarına saldırı olduğunu savunarak Polat’ın cezalandırılmasını talep etti. Polat’ın avukatlarından Gülşah Kaya, yazıda geçen ‘en güçlü ailesi’ sözcüğünün hakaret içermediğini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fiilden bir zarar görme durumu olmadığını belirtti. Katılma talebinin reddini isteyen Kaya, sitenin orjinalinin halen açık ve Türkçe şeklinde olduğunu herhangi bir erişim engellemesinin söz konusu olmadığını söyledi ve yazının ekran çıktısını mahkemeye sundu. Mahkeme hakimi, “Sitenin gazete sitesi olduğunun kanıtı var mı? Fuat Avni gibi olmasın?​” diye sordu.  Polat’ın avukatları, sitenin uluslararası gazetecilik sitesi olduğuna dair belgeyi mahkemeye sunacaklarını beyan etti.  Hakim katılma talebini kabul etti. Mahkeme, eksik belgelerin tamamlanması ve Polat’ın sunduğu belgelerin incelenmesi için duruşmayı, 14 Mayıs, saat 09.35’e bıraktı.

NE OLMUŞTU?

Polat, Gazeteci Craig Shaw’in, ‘The Black Sea’ sitesinde 26 Mayıs 2017 tarihinde yayınlanan ve “Malta Files, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ailesi ile Sıtkı Ayan ve Azeri İş Adamı Mübariz Mansimov arasındaki milyon dolarlık petrol tankeri ortaklığını ortaya çıkarıyor” ifadelerine yer verilen “Erdoğan Ailesinin Gizli Offshore Anlaşması” başlıklı haberini, 28 Mayıs 2017 tarihli köşe yazısında aynen yayımlayarak ve “Erdoğan, ailesiyle ilgili bu iddialara muhatapları ne diyor?​” diye sormuştu. Polat’ın yazısı mahkeme kararı ile internet sitesinden çıkarılmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlarının talebiyle yazı çıkarıldıktan sonra bu kez de ‘cumhurbaşkanına hakaret edildiği" iddiasıyla dört yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.

"TÜRKİYE'DEKİ SİYASİLERLE İLGİLİ YURT DIŞINDAKİ SİTELERİN ARAŞTIRMALARINA YER VERMEYİN" DAVASI

Dava öncesi değerlendirmede bulunan Avukat Devrim Avcı, dava konusu olan yazının Gazeteci Craig Shaw’in “Erdoğan Ailesinin Gizli Offshore Anlaşması” başlıklı haberine yer verdiği yazı olduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“Fatih Polat’ın burada kendi fikri olarak yazdığı tek şey bakalım muhatapları bu konuda ne diyecek?​’ sorusu. Yani Fatih Polat burada sadece bir soru soruyor. Bu, ‘Siz yurt dışında yayın yapan basın yayın kuruluşlarının Türkiye’deki siyasiler ya da onların yakınları ile ilgili var olan tartışmaları nasıl ele aldığını, bunu nasıl tartıştığını bilmeyin’ anlamına gelen bir sansür davası. Sonuçta yurt dışında her zaman sizden övgü ile bahsetmiyorlar, böyle eleştiriler de var hakkınızda. Ama siz bunları yazdığınız zaman hemen ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçlamasıyla karşılaşabilirsiniz. Aslında yurt dışındaki haber sitelerinin Türkiye’deki siyasilerin ticaretle uğraşması, yakınlarının ticaret hayatı ve bunların devletle olan bağlantılarıyla ilgili yorumlara, araştırmalara Türkiye’de yer vermeyin davası bu.”

AÇIKÇA İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN ENGELLENMESİ DAVASI

“Siz gazeteci olarak da normal bir vatandaş olarak siyasilere soru sorabilirsiniz” diyen Avcı, “Şimdi burada bir gazeteci bir soru soruyor ve karşılığında bir dava ile karşılaşıyor. Bu gerçekten baskı altına alma aracı olarak dava yolunu kullanması demek. ‘Sen bana soru soramazsın, ben sana bunu açıklamam, onun yerine dava açarım’ diyorlar. Türkiye’de yargının durumunu göstermesi açısından da çarpıcı bir örnek bu dava. Bir basına sansür, haber yapmanın engellenmesi davası bu” diye konuştu.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) bu konudaki içtihatlarının çok açık olduğunu belirten Avcı, Türkiye hakkında bu konuda çok sayıda ihlal kararı verildiğini de sözlerine ekledi.

Avcı, “Basın ve ifade özgürlüğü tam da bu anlama geliyor yani zaten siyasi iktidarlarla aynı fikirde olanların baskı altına alınması mümkün değil, onlar açısından bir sıkıntı yok. İfade özgürlüğü dediğiniz kavram iktidarda olanlar gibi düşünmeyen yayın organları için getirilmiş bir kavram. Bu açıkça ifade özgürlüğünün engellenmesi demek. Yargıtay, ‘Siyasi iktidar kendilerine yönelik alkışlar kadar, kendilerine yönelik sert eleştirilere de katlanmak zorundadır’ diyor. AİHM içtihatları da açık ama hâlâ biz böyle davalarla uğraşıyoruz” dedi. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

İZELMAN'da yeni teklif yüzde 20.30

SONRAKİ HABER

"Uykudan Önce Masallar" sergisi açıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa