21 Aralık 2018 00:45

'Tecrit ile çözümün önü kesiliyor'

44 gündür açlık grevinde olan HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven Evrensel'in sorunlarını yanıtladı.

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, Abdullah Öcalan’a yönelik “Ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması” talebiyle başlattığı açlık grevi bugün 44. gününde. Kilo kaybeden ve sağlığı bozulmaya başlayan Güven, yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekerek "AKP isterse koster bozuluyor, isterse çalışıyor. Tecrit kalkana kadar açlık grevine devam edeceğim” dedi.

Leyla Güven, DTK Eş Başkanı olarak Afrin operasyonuna karşı açıklamaları gerekçesiyle ocak ayında tutuklandı. Tutuklu olduğu sırada yapılan 24 Haziran seçimlerinde Hakkari’de yüzde 70’i aşkın oy alan HDP’den milletvekili seçildi. Buna rağmen -üstelik hakkında herhangi bir mahkumiyet kararı olmadığı halde- serbest bırakılmadı. Halen Diyarbakır E Tipi Cezaevinde tutulan Leyla Güven’le açlık grevinin 41. gününde görüştük. 

Öncelikle sağlığınız nasıl?

Şu an için 10 kilo kaybım var. Baş ağrısı, yürürken baş dönmesi, denge kaybı, düşük tansiyon sorunlarım ortaya çıktı. Türkiye’de olmadığı yurt dışından getirileceği gerekçesi ile B1 vitamini alamıyorum. Ancak oldukça moralliyim. Kendimi iyi ve güçlü hissediyorum. 

Yargılama süreciniz ne durumda?

Önceki tutuklanma süreçlerimi saymazsak 22 Ocak 2018 tarihinde gözaltına alınıp 31 Ocak’ta tutuklandım. 24 Haziran’da Hakkari’den HDP milletvekili seçildim. Sonrasında avukatlarım aracılığı ile tahliye talebinde bulunuldu. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi 29 Haziran’da tahliyeme karar verdi. Ama henüz tahliye prosedürleri gerçekleştirilirken, itiraza bakan mahkeme tarafından tekrar tutuklanmama karar verildi. Gerekçesinde “Suç vasfının değişme ihtimali var” deniyor. Tahliyeme karar veren 9. Ağır Ceza sonraki duruşmalarda ise istikrarlı bir şekilde tutukluluğumun devamına karar verdi. 26 Aralık’ta duruşmam var. Ancak sağlık durumum el vermediği için duruşmaya katılamayacağım. Bana veya başka bir HDP’liye sahip çıkın, yargı sürecini takip edin diye özel bir çağrım yok. Demokrasiye ve hukuka sahip çıkılması çağrısında bulunuyorum.

Önceki dönemlerde milletvekilliği yapmış pek çok HDP’li siyasetçi bugün cezaevinde. Ancak halen milletvekili olup da cezaevinde olan tek kişi sizsiniz. Neden buradasınız?

Hukukun bizlere, yani Kürtlere farklı uygulandığı düşüncesindeyim. Kırkdokuzlar diye bilinen Kürt aydınlarının yargılanması, istiklal mahkemeleri, sıkıyönetim mahkemeleri, DGM’ler, bunların tamamı Kürtler söz konusu olunca farklı bir hukuk uygulamıştır. Bugün de CHP’li Enis Beberoğlu’ya işleyen hukuk bana işlemedi. 

Tutuklu olmanıza ülke içinden ve dışından yeterli tepki gösterildiğini düşünüyor musunuz?

Başta AB olmak üzere uluslararası bir tepkinin olmadığı açık. AKP’nin mültecileri Avrupa’ya göndereceği yönündeki tehdidi AB’nin ülkemizdeki antidemokratik tüm uygulamaları görmezden gelmesine neden olmakta. Doksanlı yıllarda Leyla Zana milletvekili olarak tutuklu iken AB ısrarlı bir şekilde bunu gündemde tutmuştu, Zana’ya Saharov ödülü verilmişti. O tarihte AB’nin konsepti oydu, bugün farklı. Bugün tüm muhalefet eziliyor, batı bunu görmüyor. Batılı ülkelerin, iki yüzlü, menfaat temelindeki yaklaşımı AKP iktidarının elini güçlendirmektedir. CHP’li Milletvekili Enis Beberoğlu tutuklu iken HDP ayrım yapmaksızın ‘Leyla Güven ve Enis Berberoğlu serbest bırakılmalı’ dedi. Ancak CHP, Berberoğlu’nun tahliyesi için çaba sarf ederken bir kez olsun ‘Leyla Güven de serbest bırakılmalı’ demedi. Böyle bir CHP’nin hâlâ Sosyalist Enternasyonale üye olmasını da çok yadırgıyorum. 

Şu ana dek sizinle resmi bir görüşme oldu mu?

Diyarbakır Barosu  ve İHD  dışında benimle şu ana dek bir görüşme gerçekleşmedi. Parlamento ve devleti temsilen benimle irtibata geçen hiç kimse olmadı. 

Açlık grevinde 41. gündesiniz. Ne olursa açlık grevine son vereceksiniz?

Ben dışarıdayken de tecride karşı mücadele ettim. Bu konuda başından itibaren bir hukuksuzluk hakim. AKP isterse koster çalışıyor, istemezse bozuluyordu. Çözüm sürecine Öcalan’ın katkısı büyük oldu. Bugün tecrit ile bunun önü kesilmekte. Başlatmış olduğum açlık grevinin bu toz duman içinde görülmek istenmediğinin farkındayım. Ancak tecrit ortadan kalkıncaya kadar açlık grevini sürdüreceğim. Tecridin ortadan kalkması ülkemizde ve bölgede bir rahatlamaya neden olacaktır. Vakit kaybetmeksizin Öcalan’ın avukatları ile görüşmesine izin verilmesi gerekmektedir. Hümanist birisiyim... Yaşamı seviyorum. Ancak bir milletvekili olarak bu eylemi yapmam gerektiğine karar verdim.

CHP İLE KURULACAK BİRLİKTELİKLER İLKELİ OLMALI

Önümüzde yerel seçimler var. Beklentiniz nedir?

HDP’nin ilgili organlarında seçimler konusunda alınacak kararlar elbette bizleri de bağlar. Ancak CHP ve diğer muhalefet bloku ile kurulacak birlikteliklerin ilkeli olması gerektiği düşüncesindeyim. “HDP, nasıl olsa kötünün iyisini seçmek durumunda kalacaktır” dayatmasını doğru bulmuyorum. CHP her konuda Kürt’ü ayırarak bir muhalefet yapıyor. Örneğin Cumartesi Annelerine yönelik polis müdahalesine karşı açıklama yaparken, Kürtler söz konusu olduğunda sessiz kalmayı tercih ediyor. Her şeye rağmen yerellerde güçlü, demokratik inisiyatifler açığa çıkmalı. Tüm muhalefeti temsil edecek adaylar etrafında birleşerek AKP’ye karşı bir duruş sergilenmeli. 

Yerel seçimler bir umut olabilir mi?

Halkın önüne bir seçenek sunmalıyız. Geçmişte Terzi Fikri, Mehdi Zana, Edip Solmaz’ın hayata geçirmeye çalıştığı belediyeciliği geliştirmeliyiz. AKP-MHP blokuna geri adım attıracak bir birlikteliği mutlaka örmeliyiz. Tunus’ta  kıvılcım ile değişim başlıyorsa bu bizim ülkemizde de mümkündür. Son olarak Fransız halkının direnişi ile Macron’a geri adım attırdığı görülüyor. AKP bu korkunun sonucu olarak bugünlerde yeniden Gezi’ye saldırıyor.

Yerel seçimlerde kadınların belirleyici olacağı düşüncesindeyim. Kadınlar kimi desteklerse o kazanacaktır. Bakın diğer siyasi partiler adaylarını açıkladı. Hiçbir büyük şehir belediyesinde kadın aday yok. Kadınların, kendilerini görmeyen siyasi partilere karşı bir yanıt vermesi gerekir. 

Ekonomik krizin seçim sonuçlarına nasıl bir etkisi olur?

Her geçen gün daha fazla yoksullaşan kitleler bunun faturasını AKP-MHP blokuna kesecektir. Mutfaktaki yangın mutlaka sandığa yansıyacaktır. 

GÜNLÜK İAŞE BEDELİM 3 YEMEK KAŞIĞI ŞEKER, 1 YEMEK KAŞIĞI TUZ

Ekonomik kriz cezaevine nasıl yansıyor? 

Adli ve siyasi suçlar fark etmeksizin, yoksullar cezaevinde. Cezaevi kantini zaten dışarıdan iki kat daha pahalı. Bunun yanı sıra bizler içerde elektrik faturası ödemek durumunda kalıyoruz. Benim kaldığım koğuşa geçen yıl 50 TL elektrik faturası gelirken şimdi 150 TL geldi. Mahkumlar temizlik ürünlerini kendileri almak durumunda. Bugün devlet her mahkuma 7 TL iaşe bedeli gönderiyor. Açlık grevine giden mahkum dilekçe ile başvurup iaşe bedelinin şeker, tuz, limon ve yoğurt olarak verilmesini talep eder. Bana 3 yemek kaşığı şeker, 1 yemek kaşığı tuz veriliyor. Cezaevi idaresi bunun günlük 7 TL tuttuğunu ileri sürüyor.

HER SEÇİM ÖNCESİ OPERASYON YAPILIYOR

Fırat’ın doğusuna yönelik askeri operasyonu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben geçen yıl Afrin operasyonunu eleştiren açıklamalarım nedeniyle tutuklanmıştım. Bugün de aynı gerekçelerle yapılacak operasyona karşıyım. AKP her seçim öncesi bu şekilde operasyon yapıyor. Şimdiye dek oradan Türkiye’ye tek bir kurşun atılmadı. Buna rağmen bu operasyona terörle mücadele adı altında meşruluk aranıyor. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Absürt gerekçeyle gözaltına alınan İhsan Eliaçık, serbest bırakıldı

SONRAKİ HABER

İzmir'de işçiler Öykü Arin için kök hücre bağışladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...