25 Nisan 2018 23:32

Gebze'de metal işçilerinden 1 Mayıs mektubu

Birleşik Metal-İş üyesi işçiler, yazdıkları mektuplarla 1 Mayıs'a dair düşüncelerini anlattı, sendikanın Taksim kararına tepki gösterdi.

İllüstrasyon: Orhan Taylan

Paylaş

İŞÇİYE RAĞMEN ALTI BOŞ TAKSİM ISRARININ ANLAMI NE!

Metal işçileri
Gebze

Bizler Gebze’de çalışan Birleşik Metal-İş üyesi işçiler olarak sendikamıza buradan bir çağrı yapmak istiyoruz.  Konumuz yaklaşan 1 Mayıs meselesi ve sendika genel merkezimizin Taksim kararı konusundaki ısrarcı tutumudur. Taksim işçi sınıfı için önemli bir alan bunu inkar etmiyoruz ama bizler her yıl Gebze’de 1 Mayıs kutlaması yaparken, fabrikalardan mahallelerden sadece işçiler olarak binlercemiz bir araya gelerek birlikteliğimizi ve taleplerimizi dile getirirdik. Gebze Sendikalar Birliği bu yıl da Gebze’de 1 Mayıs kutlamasını gerçekleştirecek. Yaklaşık 8 bin üyesi olan sendikamızın Gebze’de yapılacak 1 Mayıs’ta pankartının bulunmaması burada bulunan binlerce metal işçisini boşluğa düşürmüştür.

Bizler her yıl temsilcilerimize Gebze’de 1 Mayıs kutlaması talebimizi iletir, onlar da sendikaya bildirirlerdi. Bu dönemde aynı talep iletilmesine rağmen “Genel Merkez Taksim kararı aldı” diyerek kestirilip atılamaz.

Üstelik Taksim kararının da altının boş olduğunu görüyoruz. Temsilcilerin bile bir çoğunun katılmayacağı konuşuluyor. Diğer taraftan hiç bir ciddi çalışma yok. Taksim’de bildiri dağıtarak 1 Mayıs örgütlenmeyeceğini yöneticilerimiz bilmiyorlar mı? Bu işin temelinin fabrikalar ve işçilerin bulunduğu tüm alanlarda çalışma yapılması olduğunu unuttular mı? Yoksa işçisiz bir 1 Mayıs kutlamak yeni bir sendikal adım mı olmuştur! Sendikamızda verilen eğitimlerle, yapılan farklı. Bu uygulamaların gittikçe bu sendikada artmaya başladığını görmekteyiz. Tabanıyla ilgili sosyal araştırma yapıp, sıkıştığında “Taban yapımız bu” deyip, sonra da Taksim kararı konusunda fiyaka atmak kime karşı anlamıyoruz. Bu işleri şova dönüştürmek işçilerde bir etki yaratmamaktadır bunu bilmelisiniz.

Bizim temel meselemiz şu an artan zamlar, vergi dilimleri, yoksulluk, grev yasakları, OHAL ve güvenli bir gelecek talebidir. Bunlar için her alanda mücadele bizler için önemli olmalıdır. Gebze de bu alanlardan bir tanesidir. Bu alanı terk etmek, Taksim dışında her alanı üyelerine kapatmak, sorgulanması gereken bir bakış açısıdır.

Bizler yine de alanlarda olacağız ama gözümüz sendikamız Birleşik Metal-İş’in pankartını arayacak. Sadece biz değil, diğer işçiler de “Metal işçileri nerede?​” diye soracaklar. Bu bize acı verecek, ya size?


İŞÇİYİ BÖLÜP GÜNÜ İŞLEVSİZ HALE GETİRMEYE KİMSENİN HAKKI YOK

ZF Sachs işçileri
Gebze

Tüm dünyada aynı gün kutlanan bir gündür 1 Mayıs, anlam ve önemi çok büyüktür. İşçiler o günü tırnaklarıyla, alın teri ve emekleriyle bedeller ödeyerek kazanmışlardır. Emek savunmasında burjuvaziye, patronlara ve onun iş birlikçilerine karşı mücadele ederek 16 saat kesintisiz çalışmaya hayır diyerek kazanmışlardır. 1 Mayıs normal tatil günü ya da piknik günü , mesaili çalışma günü değil üretimden gelen gücün kullanılarak alanlarda ortak sorunları anlatma, bunlara çözüm isteme günüdür.

Ne kadar güçlü olduğunu bir araya gelip gösterme günüdür. Patronlar emeğimizi 1 Mayıs’ta satın alamazlar, çünkü o gün bizim bedeller ödeyerek kazandığımız gündür diyenlerin günüdür. 1 Mayısımızı günün anlam ve önemine uygun olarak topyekün alanlara çıkarak kutlayalım, gücümüzün nelere yettiğini dünya aleme gösterelim.

Bizim fabrikamızda Türk Metal Sendikası vardı. Türk Metal’den istifa ederek Birleşik Metal-İş Sendikasına geçtik ve haliyle beklentiler de yükseldi. Fakat “Beklentiler karşılanmakta mıdır?​” diye soracak olursak yanıtı hayır. 1 Mayıs’a ilişkin ön hazırlık, eğitim, toplantı vb. aktiviteler yapılmış mıdır? Hayır. İşaretleri var mıdır? Hayır. Gördüğüm kadarıyla sendikaların 1 Mayıs’a bakışı, günü kurtarmak yasak savar cinsinden temsili bir caddeyi baştan sona yürümek, belirledikleri sloganları attırmak, işçilerin gazını almak, ne şiş yansın ne kebap cinsinden günü atlatmak.

Özellikle Gebze gibi bir yerde topyekün tüm sendika ve fabrika işçilerinin bir araya gelip talepleriyle demokratik bir şekilde Gebze’yi inletmeleri gerekir. Hele ki OHAL koşulları, engellenen yasaklanan grevler, anayasal hak olan sendikalarda örgütlenmenin engellenmesi, örgütlenmeye çalışan işçilerin iş akitlerinin feshedilmesi ve kanunların gereğinin yerine getirilerek işçilerin korumaması, sermayeye patronlara kolaylık sağlama adına özellikle işçi güvenliğinin es geçilmesi, iş kazalarında yoğun artışların olması, kıdem tazminatlarının kaldırılmak istenmesi ya da işlevsiz hale getirilmek istenmesi, taşeron ve kiralık işçi çalıştırmanın önünün açılması, emeklilik yaşının daha da yükseltilmeye çalışılması, cinsiyet ayrımcılığı, artan işsizliğin çalışanlar üzerindeki baskısı, ekonominin kötüye gitmesi, sürekli artan zamlar, vergi yükünü bordrolu çalışanların çekmesi, bölgemizde oluşan savaş koşulları, yolsuzluk, yoksulluk, OHAL’le birlikte artan antidemokratik uygulamalar... O kadar yoğun gündem var ki...

Fakat özellikle sendikalar duymadım, görmedim, bilmiyorum havasında ya da kafasını kuma sokmuş devekuşu misali hareket etmektedir. Koltuklarının sağlamlaştırılması maaşlarının yerinde olması kısaca burjuvalaşmış olmaları işçilerin eğitimsiz, bilinçsiz, sınıftan habersiz olmaları, bu anlayıştaki sendikaların en büyük gücü. Hani diyorlar ya iktidar sahipleri biz cahilleri seviyoruz diye sendikalar da aynı. Niye eğitsinler ki işçileri uyuyan devi niye uyandırsınlar ki? DİSK’in 2018 1 Mayıs kutlama alanı İstanbul’da Maltepe. DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş ise Taksim’de kutlama kararı almış. Nasıl bir anlayış anlamış değilim. Amacınız sanki işçiyi bölmek. Birisi Taksim’e, birisi Maltepe’ye, birisi de Gebze’ye gitsin. Oh ne ala memleket. Sanki örgütlediğiniz işçiler alanlara sığmıyor da yeni alanlar arıyorsunuz. İşçiyi bölüp günü işlevsiz hale getirmeye, Taksim’i polemik konusu yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

İşçiler neredeyse orada kutlama yapılmalıdır. Tüm imkanlar işçilerin bir arada talepleri haykırması için kullanılmalıdır. İş birliği yapılarak tüm kuruluşlarla bir araya gelinerek güç birliği içinde gücümüze güç katarak alanlara çıkmalıyız. Çünkü gündem çok yoğun kimsenin görevden kaçmaya hakkı yok, kaçanlar da görevlerini daha iyi yapacak insanlara bırakmalıdır. Sendikalar kimsenin babasının çiftliği değildir. Sizleri oraya getiren işçiler oradan indirmesini de bilirler. İşçinin aidatıyla geçinip işçiler için bir şeyler yapmayanlar karakterli insan sayılmazlar. Nankörlük er geç gerektiği cezayı alır, çünkü ağlayanın malı gülene yar olmaz. 1 Mayıs’ta tüm işçi sınıfına emekten bir dünya yaratmasını istiyoruz, çünkü sevginin en güzeli paylaşılan emektir.

ÖNCEKİ HABER

Kamu emekçileri 1 Mayıs'ta ‘iş güvencesi’ diyecek

SONRAKİ HABER

Mülteci öykülerinde kadınlar ‘öteki’ olmayı yazdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...