Bize verdiğiniz asgari ücretle 1 hafta geçinebilir misiniz?
Asgari ücret tartışmalarını ve büyüme rakamlarını değerlendiren Elazığlı ve Diyarbakırlı yurttaşlar, 'İnsanca yaşamak bizim de hakkımız' diyorlar.

İLGİLİ HABERLER

Asgari ücret toplantısında fedakarlık yine işçiden istendi

Fedakarlık istenen asgari ücretliler: Daha ne yapacağız?

Türkiye 3. çeyrekte yüzde 11,1 büyüdü: Bu büyüme nasıl oldu?
Hamza KIŞ
Özkan ZÜLFİKAR
Elazığ
Asgari ücret tartışmaları devam ederken, Elazığ’da asgari ücretten biraz fazla alan işçiler, asgari ücreti belirleyenlere seslendiler: “Bize verdiğiniz parayla gelin bir hafta geçinin. Geçinebiliyor musunuz?” İşçiler, insanca yaşamak için asgari ücretin en az 2 bin 500 lira olması gerektiğini söyledi.
İşçilerin insanca yaşam taleplerine karşın Çalışma Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun, asgari ücret tartışmalarıyla ilgili işçiden de fedakarlık istemesini Elazığ’da çeşitli iş kollarından çalışan işçilerle konuştuk.
‘BEN AÇIM BU NASIL BÜYÜME’
Eti Krom fabrikasında işçi olarak çalışan evli ve üç çocuk babası olan bir işçi, asgari ücretten biraz fazla aldığını ancak yetmediğini anlatarak, “Şu an asgari ücret yaşam standartlarının altında. Açlık sınırında. Asgari ücret 2 bin 500 liradan düşük olmamalı. Ev kiram var. İki tane öğrencim var. Eskiden mutfak masraflarımı 250, 300 liraya hallederken şimdi o paraya iki poşet yiyecek ancak geliyor. Büyümeden bahsediliyor ama büyüme yok. Ben açım. İnsanlar çöpten ekmek toplarken bu nasıl büyüme? Vergilerle maaşımı kesiyorlar bu nasıl büyüme” diye soruyor.
‘ASGARİ ÜCRET EN AZ 2 BİN 500 LİRA OLMALI’
Eti Krom’da kepçe operatörü olarak çalışan bir başka işçi ise, çalıştıkları fabrikanın ağır sanayi statüsünde olması gerektiğini söylüyor. Ancak iş koşullarının ağır olmasına rağmen ağır sanayi olarak değerlendirilmediklerini belirten kepçe operatörü; “Ücretlerimiz kesintiye uğruyor. Geçim sıkıntısı çekiyoruz. Biz asgari ücretliden biraz daha fazla para alıyoruz ancak geçinemiyoruz. Asgari ücretli ne yapacak aldığı parayla” diyor.
İsmini vermek istemeyen toprak sanayi işçisi ise, toplumun iki katmana ayrıldığını belirterek, “Orta tabaka diye bir şey kalmadı. Üst tabaka alt tabaka var artık. Büyüme hep üst tabakaya oluyor alt tabaka da ezilmeye mahkum ediliyor” diyor.
Asgari ücretin biraz üstünde maaş alan Asansör İşçisi Yılmaz Güngör ise “Fazla almama rağmen geçinemiyorum. Asgari ücretliyi düşünmek bile istemiyorum. Nasıl geçiniyorlar ben de merak ediyorum. Ev kirası 700, doğal gaz 300, hele bir de 3 çocuk varsa geçinmek imkansız. Bu hesabı ben çıkarabiliyorum da yetkililer çıkaramıyor mu? İnsanca yaşamak için asgari ücretin en az 2 bin 500 lira olması lazım. İnsanca yaşamak bizim de hakkımız” diyor.
‘BÜYÜMEYLE FAKİR DAHA FAKİR OLDU!’
Günlük olarak hamur yoğurup yufka, sac ekmeği ve patila yapan bir kadın işçi ise, “Bu iş yerinde üç kadın işçi olarak çalışıyoruz. Evimizi biz geçindiriyoruz. Geçim sıkıntısı çekiyoruz. Günde 50 lira yevmiye alıyoruz. Pazarın önünden geçecek ne halimiz ne de paramız var. Çevremizde yaşayan insanlarda büyük zorluklar çekiyorlar. İki aydır evimize et girmiyor. Artık eşimle evde para dışında bir şey konuşamaz olduk. Şimdi de kalkmış bize büyüme büyüme diyorlar. Bize büyüme yok. Zenginler daha zengin oluyor. Fakirlerse daha fakir oluyorlar” diyor.
Bir başka yufka işçisi ise, sosyal hayatlarının tamamen bittiğine vurgu yaparak sözlerine şöyle devam ediyor: “6 sene aradan sonra ilk defa geçen hafta sinemaya gittik. Benim sinema biletimi arkadaşım aldı ancak ben o paraya çok acıdım. ‘Keşke eve erzak alsaydık bu parayla’ diye içimden geçirdim. Evde bir tek ben çalışıyorum evde dört nüfusa ben bakıyorum ama yetemiyorum. Eşimin babasının yaşlılık maaşını dört gözle bekliyoruz. İşçilerden fedakarlık bekleyenlere sadece şunu söylemek istiyorum. Bize verdiğiniz parayla gelin bir hafta geçinin. Geçinebiliyor musunuz?”
‘BÜYÜYEN EKONOMİDEN BİZİM NİYE HABERİMİZ YOK?’
Fırat TOPAL
Diyarbakır
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), temmuz-ağustos-eylül aylarını kapsayan yüzde 11.1’lik ekonomik büyümeyi Diyarbakır Koşuyolu Parkı’nda kurulan bit pazarında alışveriş yapan yurttaşlara sorduk. Evrensel'e konuşan yurttaşlar “Nerede büyüme, niye bizim haberimiz yok” diye sordu.
‘EKONOMİ BÜYÜMÜŞ, KİM İNANIR?’
Ekonomik durumlarının iyi olmadığını bu yüzden bit pazarında kendisine uygun bir şeyler almak için geldiğini ifade eden lise öğrencisi olan Yusuf Atak, “Babam çalışıyor ama yetmiyor. Paramız olsa ne işimiz var burada, pazardaki herkese sorun, ekonomi büyümüş kim inanır? “dedi. Bit pazarında ihtiyaçlarını daha ucuza aldıkları için alışverişlerini burada yaptıklarını belirten Mehmet Peksu, “İnsanların alım gücü yok, olsa gelip burada bu elbiseye bakmaz bile. Bir kapı kolunu bile dışarıdan alamayan insanlar var, gelip burada ikinci el alıyorlar” dedi.
‘KEYFİMİZDEN Mİ BİT PAZARINA GELİYORUZ’
“Aldığım maaş bana yetmiyorsa büyüme nerede” diye soran Emekli Zübeyir Kaya “İnsanlar sabahın köründe sırf iki kuruş eksik ödesin diye buraya geliyor. Burada eski, ikinci el kıyafet, ayakkabı alıyor insanlar, eski şeyleri giymeyi sevdikleri için mi alıyorlar? Büyüme filan yok, varsa da bize yok” dedi. Günü birlik inşaat işlerinde çalıştığını dile getiren Sait Çalı,” İş yok, bir şey yok, para olmadığı için gelip burada alışveriş yapıyorum. Çocuklarıma buradan kıyafet almaya çalışıyorum. Parası olan insanlar buraya gelmez. Ekonomi büyümüş diyorlar, bu kadar işsiz var, bu kadar fakir var, nasıl büyümüş? Niye bizim haberimiz yok? Ben gelip burada 2-3 TL’ye elbise alıyorum. Keyfimden mi geliyorum buraya?” dedi.
Evrensel'i Takip Et