05 Temmuz 2017 01:00

Kemal Özer: Yürüdükçe öğrenen şair

'Kemal Özer için anı fotoğrafları' kitabı Kemal Özer’in şiirini ve kavgasını anlamak için önemli verilere sahip.

Paylaş

Doç.Dr. Ulaş Başar Gezgin
ulasbasar@gmail.com
 

Kemal Özer kimdi? Özer, sol okurların belleğine kazınan toplumcu şiirleriyle tanınan bir şiir emekçisidir. Kavganın ön saflarında yer alırken, kişisel yaşamı elbette öne çıkmıyordu. Emek verdiği oluşumlardan olan Yordam Kitap’tan çıkma anı kitabı, Kemal Özer’i, şiirini ve kavgasını daha iyi anlayabilmemiz için önemli verilerle dolu. İyi ki bu kitap şairin sağlığında hazırlanabilmiş. Ne yazık ki şair bu kitabın çıkmasını göremeden son nefesini vermiş. 30 Haziran 2009’da yitirdiğimiz şairi bir de bu anılar üzerinden tanıyalım.

Şairin yayınlanmış ilk şiiri ‘Bir Yer Var’, 1951’de (16 yaşındayken) yayınlanır: 

“Ağaçsız, gölgesiz bir yer var
İçinde gezdiğim;
Ayaklarım, ellerim dünyadayken
İçinde olduğunu hissettiğim.

Bir yer var;
İçinde olduğum halde
Nerde olduğunu bilemediğim,
Hududunu göremediğim.

Bir yer var;
Ben uyuyunca uyuyan,
Uyanınca uyanan,
Benimle birlikte yürüyen.

Bir yer var;
İçinden insana sesler gelen,
Benimle konuşan, dertleşen
Halimizi bilen ve gülen.

Ağaçsız, gölgeliksiz bir yer var
Benimle birlikte büyüyen . . .”

“Kemal Özer, gelecekteki yönelimlerine uygun bir ergenlik dönemi geçirir” diyebiliriz. Lisede onu yazına ve şiire yönlendirecek öğretmenleri ve lise arkadaşları (Adnan Özyalçıner, Konur Ertop, Ergin Günçe, Önay Sözer) vardır. Üniversite yıllarında da birçok şair yazar dost edinir: Onat Kutlar, Erdal Öz, Demir Özlü, Ferit Öngören, Doğan Hızlan, Ülkü Tamer, Ece Ayhan, Hilmi Yavuz... Daha sonra 1956’da üniversite çevresiyle bir edebiyat dergisi (A Dergisi) çıkaracak, dergiye ileri yaşlardaki şair ve yazarlar da (örneğin Edip Cansever, Yusuf Atılgan) hem yazılarıyla hem de maddi olarak destek verecek; başyazıları takma bir adla Asım Bezirci yazacaktır. 1959’da ilk (şiir) kitabı ‘Gül Yordamı’ yayınlanır. 

1960’LARDAN 1970’LERE 

1961-1981 arasında Cumhuriyet’te düzeltmen olarak çalışır. ‘Ölü Bir Yaz’ adını taşıyan ikinci şiir kitabı (1960) aşk sonelerinden oluşur. 1962’de evlenir. 2 yıl bir köyde yedek subay olarak öğretmenlik yapar, baba olur. Üçüncü şiir kitabı ‘Tutsak Kan’ (1963), babasının ölümüyle onun anısına yazdığı şiirlerden oluşur. Bu kitaptan sonra 10 yıl sessiz kalacaktır. Bu sessizlik döneminde, devrimcilikle tanışacak ve devrimci düşünceyi hayatının en küçük ayrıntısına kadar sindirecektir. 

12 Mart sonrasında arkadaşlarıyla bu kez Yeni A Dergisi’ni çıkaracaklardır. Yeni A, A’dan farklı olarak, marksist bir dergi olur. A’ya katılmış olan Cemal Süreya, Yeni A’ya “Ben bir edebi dergi çıkaracağımızı sanıyordum, siz bir siyasi dergi düşünüyormuşsunuz” diyerek katılmaz. Süreya gibi birkaç eksik ve birkaç yeni isim dışında aşağı yukarı aynı kadro, bu kez fakülte kantininde değil Cumhuriyet’te toplanmaktadırlar. 

2. YENİ ŞAİRİNDEN KAVGANIN ŞAİRİNE

Kemal Özer’in 1973’te ilk devrimci kitabı ‘Kavganın Yüreği’ yayınlanır. Şair, ‘Özler’ olan soyadını mahkeme kararıyla ‘Özer’ yaptırır ve ikinci evliliğini yapar. ‘Kavganın Yüreği’ kitabının arka kapağı, not almaya değer:   

“ .. Yaşama bakışım, dünyayı kavrayışım, onu artık sürekli bir kavga olarak nitelediğimi özetliyor. Şiir de bu kavganın bilincini vermekle yükümlü olmalı. İçinde bulunduğumuz durumun, yaşadığımız olayların, düşlediğimiz geleceğin ne olduğunu, nasıl olacağını sezdirmeli, giderek kavratmalı. Bu yüzden güncel olanı yakından izlemeli. Somutlamalı güncel olanı. İnancı, umudu, aydınlığı, yarını, arkadaşlığı, cesareti soyut kavramlardan çıkarıp günlük yaşamımızda yerleri, anlamları olan somut karşılıklarına ulaştırmalı. Şiir, kavganın bir parçasıdır. Şiir, kavganın yüreğinde yer alır, yüreğidir. Çünkü insanın yüreğidir. Yüreği olmalıdır. Bütün çarpışmalarda insanın yanında yer almıştır. Onun yüreğini çarptırmıştır. Ozanı bir bilinç işçisi saydığım için, insan yüreğini bilinçle doldurmanın bir yolu diyorum şiire . . .”

Kitapta, şair mücadeleye katılmakta geciktiği için özür dileyecektir; bu özür, “geç olsun güç olmasın” dedirtir okura:

‘ÜZGÜNÜM AMA ÖVÜNÜYORUM’

Bunca geç kaldığıma üzgünüm
bulanıklıktan sıyırıp yaşamı
açmakta çalışkan ellere.

Bu sizin demekte, kavrayın sımsıkı,
sahip çıkmak gerekir en önce.

Alında biriken tere sahip çıkmak,
yorgunluğun ardından beliren türküye.

Kavga mı ediyorlar, bilsinler,
niçin ettiklerini ve kiminle.

Gelecek günlerin bilinci
su versin ateşteki çeliğe.

Üzgünüm, insanın dağılan yüreğini
bir dizeyle birleştirmek için
bunca geç kaldığına şiirlerimin.

Ama övünüyorum gene de kardeşler,
kavgaya girmekte geciksem bile
yanınızda olacağım yaratırken zaferi.”

1974’te yayınlanan ‘Yaşadığımız Günlerin Şiiri’nde bir günce-şiir türü icat edip bu türün başarılı örneklerini ortaya serer. Şair, bu kitapla, anlatıma, anlatıcılığa ve epik bir tarza yönelir. 1975’te, yeni kitabı ‘Sen de Katılmalısın Yaşamı Savunmaya’ yayınlanır; 1978’de ise ‘Geceye Karşı Söylenmiştir’. ‘Kimlikleriniz Lütfen’ kitabı ise 1982’de yayınlanacaktır; 1983’te ‘Araya Giren Görüntüler’. Bundan sonra ölümüne dek çokça kitabı yayınlanıyor. Bunların her biri ayrı bir yazı konusu olabilir.

Kemal Özer’in şairlik yönü öne çıkıyor; oysa o aynı zamanda bir yayıncı, çocuk kitapları yazarı ve çevirmen. Bunların dışında bir öykü kitabı, çeşitli deneme ve derleme kitapları, gezi kitapları, günlük, söyleşi, anı kitabı vb. yazarı. 

HANGİ ŞİİRLERİ GELECEĞE KALACAK?

Peki şiirlerinden geleceğe hangileri kalacak? Bunlar sayıca çok fazla; fakat öne çıkanları burada analım. Bir kere ‘Zonguldak’ şiiri, Grup Yorum’un ‘Madenci’den adlı şarkısında okunduğu için çok uzun süre anımsanacak. Aynı biçimde, ‘Düşman Çizmesi Altında Yurdum’ hem şarkılaştırıldığı için hem de Türkçe’de sömürgeciliği en iyi anlatan şiirlerden biri olduğu için unutulmayacak. ‘Yanyana İki Ülke Gibiyiz Seninle’, emek isteyen aşklar adına anımsanacak. Şairin ‘Türkiye’den Selam’ını her zaman alacaklar olacak. Türkçe’de yazılmış en anti-kapitalist şiirlerden biri olarak ‘Haliç’ anımsanacak. Ne zaman yıldızlara baksak, ‘Yıldızlardan Söz Açan Gerçekçi Şiir’ gelecek aklımıza... Yeni aşklarda, sevgiliye “seni anmakla artıyorum” diyeceğiz şairin dediği gibi. Ve elbette biz de “yürüdükçe öğreneceğiz” şairane...

Şimdi söyleyin kim inandırabilir bizi Kemal Özer’in bu dünyadan göçtüğüne?

KAYNAK
Özer Pınarbaşı, S. (haz.) (2011). Kemal Özer için Anı Fotoğrafları. İstanbul: Yordam Kitap.

ÖNCEKİ HABER

Doç. Dr. Murat Sevinç: Adalet kavramının altı doldurulmalı

SONRAKİ HABER

Germencik suyunda jeotermal gölgesi  

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...