21 Mayıs 2017 22:11

“Anlatılan bizim hikayemiz”

Baskılardan ötürü aynı hayatı yaşamaya zorunlu tutulan kadınların farklı yüzler etrafında gelişen hayatlarını ele aldık.

Paylaş

Merve VURAL

Kardelen SÖNMEZ

Damla KIRMIZITAŞ

Seçil ÜNAL

Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu

İnsanlar yaşadıklarını, hissettiklerini içlerinden taşan duyguları aktarmak için türlü yöntemler kullanırlar. Bunlardan en etkili olanı, yaşamımızdan somut kesitler sunan sanatsal bir araç olan tiyatrodur. Peki bu araç kadınları ne kadar ve nasıl yansıtmıştır? Antik Yunan döneminde kadın karakterleri erkekler oynarken Roma ve Rönesans döneminde sahneye çıkarılan kadın köleler sadece seks sahnelerinin gerçekçi olabilmesi için kullanılıyordu. Orta Çağ döneminde ise kadınların sahneye çıkması yasaktı. Kadınlar tiyatro da ilk kez Rönesans Döneminde önemli bir konuma gelebildiler. Kadınlar artık kadın rollerinde kendileri oynuyordu. Tarih boyunca erkek egemen sistemler tarafından var edilmiş  ve kadının toplumdaki yerini ikinci plana atma ve onları baskı altında tutmak için tiyatro bir yöntem olarak kullanılmıştır. O günden bugüne değişen toplum yapısıyla birlikte tiyatro bir baskılama yönteminden çıkıp hayatta var olan baskıyı ve ötekileştirmeyi eleştirel bir dille gözler önüne sermektedir. Bundan sonra, sanatın her dalında gerek tiyatroda gerekse edebiyatta ve hatta medyada yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri güçlü kadın karakterlerin öne çıkarılmasıdır.

“LATERNA”

Bizler artık LGBTİ temalı hikayelerin sonunda intiharlar görmek istemediğimizden, eşi tarafından baskı gören her kadının maruz kaldığı şiddetle geri çekilmesini konu eden filmler izlemek istemediğimizden; Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak, sırtımızı “Hayata seyirci kalmıyoruz sahneyi biz devralıyoruz!” sloganına dayadık ve bu yolda yürümeye başladık. Aylar süren çalışmalarımız sonucunda, peruklarından ve maskelerinden kurtulmak isteyen farklı kadınların hikayelerini anlatan ‘Laterna’ isimli oyunu ortaya koyduk. Aynı ezgiyi çalmaya  programlanmış çalgı olan  laternadan esinlenerek bu ismi vermeyi tercih ettik.

Baskılardan ötürü aynı hayatı yaşamaya zorunlu tutulan kadınların farklı yüzler etrafında gelişen hayatlarını ele aldık. Bu kimi zaman bir kadın oldu kimi zaman da ailesinin koyduğu sınırlarından kurtulmaya çalışan bir palyaço, bir trans oldu.

“AMACIMIZ HAYATIMIZI SAHNEYE TAŞIMAKTI”

Oynanan bu oyundaki hikayeler aslında hiçbirimize yabancı değildir. Hayatımızın her döneminde karşılaştığımız veya karşılaşacağımız olaylardır. “Anlatılan bizim hikayemizdir.“

Bundandır ki bu oyunu oynarken çok içtenlikle ve özveriyle çalıştık. Karşımıza çıkan sorunlarla birlikte mücadele etmeyi öğrendik. Hayatı kolektif paylaşmak yaptığımız işleri daha kıymetli kıldı. Amacımız oyunculuk değildi, yalnızca hayatımızı sahneye taşımaktı.

Bugün oyunumuza aldığımız güzel dönüşlerin sonunda büyük mutluluk duyuyor ve güçlü kadın karakterler yaratmaya devam edeceğimizi biliyoruz. İnsanlarda bir farkındalık yaratabildiysek, hayatlarına değebildiysek bu bizin için en değerli şeydir. Umuyoruz ki, bundan böyle kadınlar özgürce üretim yapabilecekler.

ÖNCEKİ HABER

“Her şey sermaye için sevgilim”

SONRAKİ HABER

YTÜ öğrencileri: “Kampüsümüzün taşınmasını istemiyoruz”

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...