21 Mayıs 2017 02:31

Kaçkarlar’da bulut olsam

Gazeteci ve yazar Uğur Biryol, ‘Kaçkarlar’da Bulut Olsam’ kitabıyla bizi Kaçkarlar'da büyülü bir yolculuğa çıkarıyor.

Paylaş

Başak ŞAHİNDOĞAN

Siz hiç Kaçkarlar’ı gördünüz mü?
Cennetin yeryüzündeki yansımasıdır Kaçkarlar…
Yaylanın dumanına karışırken, masalların gerçekliğine inanma sebebidir.
‘Bilmek başka, iliklerinde duymak başka’ şiarının ete kemiğe bürünmüş halidir.
Yeşilin tüm ihtişamıyla bedenini ve ruhunu ele geçirmesine izin vermektir.
Siz hiç Kaçkarlar’ı gördünüz mü?
Ben gördüm…
Ve bozkırın başkentinde doğmuş, kaosun başkentinde büyümüş biri olarak o andan itibaren dünya benim için bambaşka bir yere dönüştü... O harikalar diyarında doğanın böylesine coşkuyla yaşayan bir varlık olduğunu gördükten sonra yaşam algım değişti…Gelişti…Kalabalıklaştı…

ÇÜNKÜ BAMBAŞKA BİR YER BURASI…

Güzel havası, yaz ortasında bile karla kaplı zirveleri, zamanda yolculuğa çıkaran taş köprüleri, tarihe tanıklık eden ahşap konakları, eşsiz çeşitliliğe sahip bitki örtüsü, nadide şimşir ormanları, coşkulu dere ve şelaleleri, insanda sonsuzluk hissi uyandıran vadileri, sanatçı elinden çıkmış gibi görünen buzul gölleri, her biri kendine özgü bir yaşam pratiği barındıran yaylalarıyla Kaçkarlar ziyaretçilerine mucizevi bir dünyanın kapılarını açıyor.

İşte bu coğrafya bugünlerde yeni bir kitapla kapımızı çalıyor. O yaylalarda büyümüş, geçmişinin izini tarihi konaklarında sürmüş, geleceğin izini patikalarında bulmuş gazeteci ve yazar Uğur Biryol ‘Kaçkarlar’da Bulut Olsam’ kitabıyla bizi o diyarlarda büyülü bir yolculuğa çıkarıyor.

Kitap Biryol’un “Eğer bir yeri seversen, orası dünyanın en güzel yeridir.” sözleriyle başlıyor ve “Ben Kaçkarlar’ı hep sevdim ve burası benim için hep dünyanın en güzel yeri oldu.” cümlesiyle devam ediyor. Kitap boyunca her çevirdiğiniz sayfada bu sevda biraz daha kendini hissettiriyor ve mutlak gelip sizin de kalbinizi çalıyor. Aslında Kaçkarlar yaylaların dumanına karışmış, Fırtına Deresi’nin sesini duymuş, yamaçlarından vadinin sonsuzluğunu izlemiş, yeşil patikalarına ayak izini bırakmış pek çok insan için şüphesiz dünyanın en güzel yeri. Çünkü bambaşka bir yer burası…

BULUTLARLA ARKADAŞ OLMAK

Böyle bir coğrafya için her ne yazılırsa yazılsın elbet kelimeler hep eksik kalıyor. Biryol da belki biraz da bu nedenle bir kitaptan çok, kapağı açtığınız andan itibaren sarıp sarmalayan, içine çeken görsel ve kültürel bir atlas hazırlamış biz Kaçkar sevdalılarına…

İlk bölümde yazar Kaçkarlar’ın nasıl bir coğrafya olduğunu anlatıp gezginlere bulutlarla arkadaş olmanın yollarını sunuyor. Kitap dumanlara bir yol misali uzanan Pokut’tan, kınalı taşları ile eşsiz Haçivanat’a, türkülere konu olmuş Çat Düzü’den, masalsı yalınlığıyla Samistal’e, Elevit’ten Kavrun’a birçok yayla için çizdiği rotalarla eşsiz bir kaynak görevi görüyor. Ayrıca konaklama günlüğü ve gezginlere tavsiyeler gibi bölümleriyle de serüvencilere rehberlik ediyor.  Bunun yanı sıra her yaylanın kendine özgü bir yapısını fotoğraflarla resmederek, doğası, kültürel yapısı ve tarihi gibi konularda da bilgi veriyor.

Bu bölümleri okurken kelimelere eşlik eden sayısız fotoğraf ise hem sizi görsel bir şölenin içine alırken hem de sağlam birer referans oluşturuyor. Sayfaları çevirdikçe kendinizi kah bir yayla evinin emektar gövdesine yaslanmış buluyorsunuz, kah çiçekli bir yayladan bulutlara uzanıyorsunuz.

COĞRAFYA İNSANIN KADERİDİR

İbn-i Haldun’un bu sözü Kaçkarlar’ı ve Hemşin coğrafyasının insanlarını çok güzel anlatıyor. Dik yamaçlara kurulmuş, her tarafı ormanlarla çevrili, zor iklim şartlarına sahip bu bölgenin insanları da tıpkı yamaçlarındaki toprağa tutunan ağaçlar gibi mücadeleci, cefakâr ve sağlam yapıdalar. Kitapta detaylarıyla anlatıldığı gibi Hemşin bugün Rize-Çamlıhemşin ve Pazar-Hemşin ile Artvin’in Kemalpaşa’daki Hemşin yerleşimine ve burada yaşayanlara verilen isimdir. Hemşinlilik ise en genel tanımıyla ortak bir kültürü ve yüksek dağlarda yaşayan insanları temsil ediyor. Kaçkarlardaki yaylalar Hemşinlilerin büyük bir bölümünün yazlarını geçirdiği, eskiden daha çok hayvanlarıyla göç ederken şimdilerde genelde sayfiye yeri olarak kullandığı alanlar. Her biri birbirinden renkli kişiliğe sahip olan Hemşinliler bugün içinde Ermenice, Osmanlıca, Rusça ve hatta Kafkasça kelimelerin de bulunduğu değişik aksanlı bir Türkçe konuşuyorlar. Kitabın sonlarına doğru Uğur Biryol biz okuyuculara kıymetli bir sürpriz yaparak çok keyifli mahalli bir Hemşince sözlük hazırlamış.

Başta da belirttiğim gibi ‘Kaçkarlar’da Bulut Olsam’ aynı zamanda kültürel bir kaynak. Uğur Biryol doğduğu ve kendini ait hissettiği yerleri, fotoğraf karelerinin de eşliğinde tüm katmanlarıyla bize sunuyor. Hemşinlilerin güneş duasından, pasta yapımındaki ustalıklarının hikâyesine, sosyal yaşamdan, yöresel kıyafetlerine, türkülerine ve horonların vazgeçilmezi tuluma kadar birçok değişik bilgiyi bize aktarıyor. Sayfaları çevirdikçe kimi zaman vadinin dik yamaçlarına kurulmuş konakların her biri ayrı bir filme konu olabilecek yapım hikâyeleri, kimi zamansa bölge insanın destansı öyküleri karşımıza çıkıyor.

BİZİM YOLLARIMIZ ZATEN YEŞİL!

Kaçkarlar Fırtına Vadisi ile birlikte biyolojik çeşitlilik ve yaban hayat özellikleriyle dünyanın en özel doğal yaşam alanlarından biri. 1994’de Milli Park ilan edilen alan aynı zamanda dünyanın korumada öncelikli 100 bölgesinden biri. Ancak tüm bunlara rağmen bölge özellikle son yirmi yılda başta hidroelektrik santraller olmak üzere, yol inşaatları, meraların yapılaşmaya açılması, turizm, çarpık yapılaşma ve taş ocaklarının tehdidi altında.

Yeşil Yol projesi ile Kaçkarlar’ın en önemli rezerv alanı yaylaları ele geçirmeyi planlıyorlar. İsmi de ironik olan Yeşil Yol, HES’lerle vurdukları darbeleri tamamlama projesi bir bakıma.

Yıllardır bu talana gerek yazılarıyla dikkat çeken gerekse her türlü ekolojik faaliyetin içinde yer alan yazar kitapta da bu konuya özel bir yer ayırmış. O bölgede yaşayan ve coğrafyayı tüm bileşenleriyle çok seven biri olarak geçmişle gelecek arasında sağlam bir bağlantı kurarak geri dönülmez yok oluşa dikkat çekmiş.

BULUT OLSAM…

Uğur Biryol her şeyden önce çocukluğundan ilk gençliğine Kaçkarlar’ın tüm o güzel çeşitliliğinden beslenmiş, vadinin çok katmanlı yapısını karakterine katmış bir vadi çocuğu. Şimdi de patikalarında rehberlik ettiği gezginlerle, objektifinden yansıyan karelerle, kaleminden süzülen kelimelerle Kaçkarlar’ın üzerinde bir bulut gibi süzülerek büyüdüğü coğrafyayı besliyor. Yolunun ait olduğu topraklar kadar sonsuz ve bereketli olması dileğiyle…

AYNI TÜRKÜLERİN FARKLI LEHÇELERİ

“Vadiler boyunca yaylaları aşar gezgin. Yüksek rakımların soylu insan barınaklarını. Bir derenin sağlam dikişleriyle dağ yamaçlarına tutunur yaylalar. Coğrafya kitaplarında sis adıyla anılan uğultuya ‘duman’ diye seslenir yayla çocukları.

Kadınlar maharetli, yiğitler cefakârdır. Kışlık azığı yedeklemek için tırmanılan bu yüksek tepelerde insana soluk aldıran serin rüzgârlara, tulum sesi karışır.

Dereler kollara, yaylalar vadilere, köylüler bu vadiye ilerleyen rotalara ayrılır. Bir yaylaya aşık olmak kolaydır lakin tepenin ardında gezgini, diğerinden farklı ve daha büyüleyici fotoğrafıyla bir başkası beklemektedir.

Pokut, Samistal, Amlakit, Hazindağ, Kavrun… Ayrı vadilerin aynı hikâyeleri… Aynı türkülerin farklı lehçeleri…” [Kitaptan]

BURADA HAYAT VAR

  • Fotoğraf: Uğut Biryol

“En başta çocukken bize zerk edilen “yayla” sevgisiyle başlayan, ilerleyen zamanlarda da asla vazgeçilmeyen, uğruna iş bırakılan, kent terk edilen bir yerdir benim için Kaçkarlar. Benim sığınağımdır, yoldaşımdır, hayat damarımdır. Kaçkarlar’a yapılan her türlü zulmü kendime yapılmış sayıyorum, daha doğrusu hepimize. Kesilen her ağacın, kurutulan her suyun bizi daha da eksilttiğini düşünürüm. O nedenle burada hayat var, hayatın insana sunabileceği tüm güzellikler bu biricik vadide yan yana dizilmiş adeta.” [Kitaptan]

UĞUR BİRYOL KİMDİR?

1979’da Çamlıhemşin’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Trabzon’da, yükseköğrenimini Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde tamamladı. Yazları hep bölgede geçirdi, en son 2011’de Fırtına Vadisi’ne geri döndü. Gurbet Pastası, Kaçkarlar’da Bulut Olsam, Karardı Karadeniz ve Karadeniz’in Kaybolan Kimliği kitaplarını yazdı. Aynı zamanda Gurbet Pastası’nı belgesel olarak da sundu. Atlas, Ulusoy Travel, Yolculuk, Geo, Hürriyet Seyahat, Magma, Express, Birikim, Bianet, Taraf ve Radikal gibi çeşitli mecralarda yazdı, yazıyor. Çamlıhemşin’de Livera Kitabevi ve Kafe isimli bir mekân işletiyor ve sahibi olduğu Pokutsal Tur Seyahat Acentesi ile bölgede tur rehberliği yapıyor. Karadeniz’le ilgili birçok projede danışman olarak faaliyet gösteren yazar, Doğakaradeniz dergisinin yayın koordinatörü.

ÖNCEKİ HABER

İzmir’i ayağa kaldıran kadim halk: Ermeniler

SONRAKİ HABER

Ahmet Şık'a kendi kitabı verilmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...