15 Ocak 2017 01:36

Değinmeler

'Hapse atılan düşünenlerin hürlüğü mü kalır? Onun istediği tek bir düşünce var. Düşünmeyenlerin hür düşüncesi. Düşünemeyenlerin yani.'

Paylaş

Adnan ÖZYALÇINER

HANGİ HÜR DÜŞÜNCE

Cumhurbaşkanlığı Ödülleri’nin dağıtımında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “hür düşünceli aydınlara” ihtiyacımız olduğunu söyledi. “İhtiyacımız var” dediğine göre yok demek. Özgür düşüncenin, özgür düşünenlerin “hür düşünceli aydınlar”ın yani engellendiği, özellikle kendisinin engellettiği bir ülkede hangi hür düşüncenin sözünü etmek istiyor? Hapse atılan/attığı düşüncenin/düşünenlerin hürlüğü mü kalır? Onun istediği tek bir düşünce var. Düşünmeyenlerin düşüncesi/düşünmeyenlerin hür düşüncesi. Düşünemeyenlerin yani.

KARANLIK BİTMİYOR

Geceleri çok sık uyanıyorum bugünlerde. Ne zaman gözümü açsam karanlık. En son -kaçıncı kez olduğunu bilmiyorum- gözümü açtığımda da karanlığa uyanıyorum. Saat ayarından mı, ayarsızlığından mıdır bilemem ama ortalık çok yavaş ışıyor. Pek de ışımıyor/ışıyamıyor sanki.

FAHRİ ERDİNÇ 100 YAŞINDA

Öykücülüğümüzün yüz akı Fahri Erdinç, yaşasaydı 100’üncü yaşına basacaktı. 1917 yılının 1 Ocağı’nda Akhisar’da doğdu öykücülüğümüzün yüz yıllık çınarı Fahri Erdinç.

22 Mayıs 1982’de Sofya’dan bize (Sennur’la bana) yazdığı mektubunda diyor ki: “Mektubunuza, iyi haberlerinize, armağanlarınıza sevindik. Yengeniz memnun, Oktay (oğlu) memnun, ben memnun. Yalnız “vatan mahzun”!”

Aradan kaç yıl geçti. Ne yazık “mahzun”luğumuz geçmedi.

NE YANİ?

Onca kan, ateş, yıkım, baskı, kıyım, eziyet, zulüm, ölüm, öldürülme, cinayet, terör sağanağı altında hâlâ görmememizi, duymamamızı, konuşmamamızı istiyorlar. Kör müyüz, sağır mıyız, dilsiz miyiz? Ne yani?

BİR ÖRNEK

Birine dokundular mı ötekiler de, domino taşlarıymış gibi, yeri öpüyor. Birini susturdular mı ötekiler de susuyor. Hepsi bir örnek yani.

DURMAK

Koşuyordu. Dağlar, tepeler aştı. Irmaklardan geçti. Sonunda denize ulaştı, koşusunu kesmeden. Ortasında durdu. Boğuldu.

ÜÇ BİLİNMEYENLİ DENKLEM

Nereye gideceğini, nasıl gideceğini bilmiyordu.
Yürüyecek miydi, duracak mıydı, bilmiyordu.
Aşağı mı, yukarı mı gidecekti, bilmiyordu.
Üç bilinmeyenli bir denklem olarak kaldı.

GÖMÜLME

Bahçe altüst edilmişti. Yabani otlar bile başlarını dik tutamayarak toprağa karışmıştı. Altüst edilen ülkenin her yerinde insanların toprağa karıştıkları gibi.

KARANLIK SÜRÜYOR

Kış ortası, karanlık göğün altında bahçelerden birinde sarı, sapsarı bir gül açtı. Kimse görmedi. Solup gitti süren karanlıkta.

KAR

Kar yağdı. Dopdolu. Dipdiri. Ak aydınlığıyla örttü her yeri. Karanlığı da.

Not: Şimdilik. Eriyinceye kadar.

KARDAKİ AYAK İZLERİ

Kimin ne yaptığı, ne ettiği belli. Bıraktıkları izlerden. Kardaki ayak izleri gibi göze batan derin izler. Güneş çıkıp karlar eriyince yok olan izler. Hiç olmamış gibi.

ÖNCEKİ HABER

Bir müsvedde yurttaştan

SONRAKİ HABER

Suriye ateşkesi neden başarısız olacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa