04 Ekim 2016 09:46

Demirtaş: Kapatılan kanallar onurunu satsaydı bakan giderdi

HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş: Kapatılan medya kuruluşları onurlarını satsaydı, polis değil bakan giderdi.

Paylaş

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisini grup toplantısında konuştu.

Demirtaş, ilk olarak dün başlayan Muharrem Orucu'na ilişkin konuşarak, Alevi yurttaşların yaşadıklarına değindi. Demirtaş, "Kerbela sadece Hz. Hüseyin, Hz. Hasan şahsında bir haksızlığın ötesinde yaşama karşı bir duruş biçimidir. Kerbela'da yaşanan haksızlık ne ilkti, ne de son. Yezid o gün ortaya çıkmadı, o gün gitmedi. Bugün kendisine Saray inşa etmek isteyen Yezid anlayışı devam ediyor. Kerbala'nın iki anlamı vardır; Zulüm ne kadar ağır olursa olsun teslim olmamak, direnmek. Zalim ne kadar gaddar olursa olsun diyalog kapısını kapalı tutmamak. Günümüzde bu anlayış devam ediyorsa bize düşen Yezid'e karşı Hasan olmak, Hüseyin olmaktır" dedi. 

Demirtaş, Alevi yurttaşların eşitlik mücadelesi yürütürken sadece kendileri için istemediğini, demokrasiyi bütün yurttaşlar için istediğini de belirterek, herkesin Alevi yurttaşların taleplerini kendi talepleri olarak desteklemesi gerektiğini ifade etti. 

Hükümetin Alevi politikalarını eleştiren Demirtaş, "Bugün Kerbela yası tutulacak da, acaba hükümet yetkilileri Sünni yurttaşlarımıza sunduğu hizmetin milyonda birini sunacak mı? Diyanet İşleri Başkanı'nın cemevlerinde düzenlenen iftar programıyla ilgili tek bir programı var mı? Yok. Aldığın maaşın neredeyse yarısı Alevi yurttaşlardan geliyor. Sen sadece Sünni yurttaşların Diyanet İşleri Başkanı değilsin" dedi. 

Demirtaş, bu sözlerinin devamında ise "AKP dini diye bir şey icat ettiler. Abartmak için söylemiyorum. Kendi kuralları var. Örneğin AKP dininde hırsızlık günah değil. Yolsuzluk ise neredeyse madalya sebebi" ifadelerini kullandı.

DBP'li belediyelere dönük kayyım atamalarına da sert tepki gösteren Demirtaş,"Memleketin en büyük hırsızları AKP'li belediyeler. Adil bir müfettiş girsin şu belediyelere, neler çıkacak. Ankara'nın, İstanbul'un yarısını yediler. Servetlerinin haddi hesabı yok. Kendileri söylemedi mi? Gülen cemaatine peşkeş çektikleri arsaların haddi hesabı yok ama DBP'li belediyelere kayyım atadılar. Niye? Çünkü hırsız değiller. Hırsız olsalar baş tacı yapılırlar. Benim belediye eşbaşkanlarım tutuklanacak, mahkeme mahkeme süründürülecek, memleketi soyan belediye yöneticileri de demokrasi ve ahlak abidesi kesilecek, utanmadan da 'Şu belediyeye de kayyim atayın' diyecekler. Böyle bir şey olabilir mi? Bunu da bize normal bir şeymiş diye yutturmaya çalışıyorlar" ifadelerini kullandı. 

'EN SİNSİ ASİMİLASYONU BUNLAR UYGULADI'

Demirtaş, konuşmasında muhalif medyaya dönük kapatma operasyonları üzerinde de durdu. Alınan kapatma kararlarına tepki gösteren Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küfürlü yazmayana köşe vermiyorlar. Bazı medya kanallarını da kapatıyorlar. Niye? Havuz medyası gibi onurlarını satmadıkları için. Onurlarını satmış olsalardı bugün onlara polis değil, bir bakan giderdi konuk olarak. Örneğin Zarok TV var, Kürtçe çizgi film kanalı. Diyorlar ya 'biz asimilasyon ve inkarı bitirdik' yalanınız boyunuzu aşmış be! 

Sizin döneminizdeki asimilasyon hızı cumhuriyet tarihinin on katını aştı. Bunu araştırmalar söylüyor. Bir de 'kendi anadilimizde konuşmayı yapamıyoruz' diye utanmadan sıkılmadan bizi suçluyorlar. Sen Kürtçe çocuk kanalını kapatırsan, Kürtçe müzik söyleyeni içeri atarsan, asimilasyon işte böyle gerçekleşir. En sinsi asimilasyonu bunlar uyguladı. Kaba saba yöntemi geçmiştekiler kullandı ama bunlar asimilasyonun en inceltilmiş bir halini kullanıyor. Ne acıdır ki bunu İslam adına yapıyorlar. 

14 yıldır 'İslamcı bir partiyiz' diyenler bunu yapıyor. Yalanın, iftiranın en büyüğü de bunlarda. Bunun dinle imanla ne ilgisi var? Neymiş yüzde 50 oy alıyorlarmış. Haysiyetsizlik yüzde 50 ediyorsa kusura bakmasınlar. Bilsek ki yüzde 99 oy alacağız, haysiyetsizlik yapmayız biz." 

'BU DÜZEN YIKILIP GİDECEK'

Meclis'in açılışının ilk dakikasında savaş tezkeresinin çıkartılması, dün toplanan Bakanlar Kurulu'ndan ise OHAL'in uzatılması kararı çıkmasına da değinen Demirtaş, "Böyle bir ülke altında insanlar böyle yaşamı hak etmiyor. Tek başına iktidar olmak bu hakkı vermez sana. Gazeteyi, televizyonu, parlamentoyu kapatabilirsin ama yüreklerimize kelepçe vuramazsınız. Yıkılıp gidecek, bu düzen böyle gitmez" diye konuştu.

Demirtaş, parlamentoda tek muhalefeti HDP olarak kendilerinin yaptığını da söyledi. "Parlamentoda 4 parti varmış. Sadece 2 parti var, HDP ve diğerleri var. Biz varız, bir de ırkçılar, milliyetçiler, ulusalcılar var başka güç yok" diyen Demirtaş, devamında şunları kaydetti: "Türkiye'de adalet ve eşitliği sizler, bizler temsil ediyoruz. Başka direnen odak direnmeye cesaret eden yok. Dikkat edin hepsi sarayın önünde süt dökmüş kedi gibi duruyor. Bizim minnetimiz yok. Senden ihale mi istedik? Hırsızlık mı yaptık? Millete zulüm mü ettik, neyimizden korkacağız. Bu ülkede yaşanmış bütün suçların siyasal sorumluluğu sizdedir. Biz size neden biat edelim. Hangi ruhta birleşirlerse birleşsinler. Dünyada bunun adı faşizmdir. Yaptıkları şeyin evrensel bir tane ismi vardır; faşizm. Hangi ruhta birleşirlerse birleşsinler, dünyada bunun adı faşizmdir. Seçimi kabul etmemiş de facto Führer'im demiş. Solcu milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırmış, muhalif basını kapatmış, OHAL ile ülkeyi yönetmeye kalkmış. Tek, tek demiş. Halen iddialıyım. Hayatı boyunca başından sonuna okuyabildiği kitap Hitler'in Kavgam kitabıdır. Orada yazılanları şimdi bir bir uyguluyor, millete de demokrasi diye yutturuyor."

'GELEN KANDIRMIŞ, GİDEN KANDIRMIŞ'

Bu sözlerinin devamında "Şu konuşmamızı yayınlayacak medya kanalı kalmadı artık" diyen Demirtaş, "Zannediyorlar ki halk gerçekleri duymayınca herkes AKP'li olacak. Zannediyorlar ki televizyonlar kapanınca herkes Tayyipçi olacak. Biri bunları kandırmış herhalde. Bunların en zayıf noktası kandırılma. Önüne gelen kandırdı, giden kandırdı. Dünyanın en saf hükümeti. Bir tek biz kandıramadık. Bunları kandırmak isteyen herkes parmağında oynatmış. Peki, suçlu kim biz, öğretmenler, öğrenciler. Devleti parsel parsel satan bunlar ama sonra bir cümle ile 'kandırıldık' diyerek, yırtıyorlar" diye konuştu. 

Darbe ile mücadele adı altında hayata geçirilen "cadı avı" operasyonları ve darbenin siyasi ayağının açığa çıkartılmamasına da değinen Demirtaş, şöyle konuştu: 

"Bunlar er ya da geç ortaya çıkacak. Darbe ile mücadele ediyoruz adı altında darbeye karşı direnen demokrasi güçleriyle mücadele ediyorlar. Defalarca sorduk, nerede darbenin siyasi ayağı. Neden bunu açıklamıyorsunuz. Öğretmeni, memuru işten atıyorsun. AKP'nin içinde darbeyi haber alan bilen, kaç kişi var neden açıklamıyorsunuz. Darbeyi eniştemden öğrendim diyor. Yalan. Darbeden herkesten önce haberi vardı. Her şey ortaya çıkıyor. Bunları konuşmanın zamanıdır. Darbenin tedbirini alacaksın, sırf sen kendi iktidarını sağlamlaştırmak için önlemeyeceksin. Türkiye tarihinin en büyük kumpaslarından biriyle karşı karşıyayız. Bu gerçeği herkes şu koridorlarda konuşuyor da, kimse bu mikrofonda konuşmuyor. Darbenin içindeki bakanlar kim? Senin bilgin vardı neden insanların ölmesin göz yumdun? Hesabına geldi çünkü. 

'OYUNU BOZAN BİZİZ. O YÜZDEN BİZİ HEDEF ALIYORLAR'

Biz ne darbeden ne diktatörlükten yana olduk. Bir darbe gerçeği var, darbe bir senaryo değil, ama buna karşı alınan tedbir bir senaryo. Muhalefet partileri de bu senaryoya uymuştur. O nedenle Saray'da biz yokuz, onlar var, Yenikapı'da onlar var. Oyunu bozan biziz. O yüzden bizi hedef alıyorlar. Bunu teşhir eden tek parti de biz olduğumuz için işi gücü bırakmış bizimle uğraşıyorlar. 

Darbe girişimi vatana ihanetse, kaç vatan haini var aranızda ey AKP, ey Cumhurbaşkanı? Nerede bunun siyasi ayağı? Neden açıklamıyorsunuz, neyi gizliyorsunuz. Tek bir siyasetçi yok muydu ya darbe girişiminde, numune olarak? Bunların hepsi memleketin başına çorap örme operasyonudur. 32 bin kişi tutuklu. Türkiye'nin en kalabalık davası DEV-YOL davasıydı, bin 500 kişiydi. Zaman aşımından da düştü. 32 bin kişiyi tek dosyada birleştirmek istiyorlar. Bu, oradan bir karar çıkmayacak demektir. 32 bin sanıklı dosya mı olur? Özel mahkeme kuracaklarmış. Binlerce kişinin ifadesiyle o kaos içerisinde hakikat ortaya çıkar mı? Çıkmaz. Dertleri de o zaten hakikat ortaya çıkmasın istiyorlar. 

Biz bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz. OHAL ve KHK'lerle memleket yönetemezsiniz. Şimdi parlamento açık ne gerek var KHK'lere. Çünkü Meclis'i artık ayak bağı olarak görüyor. Ne güzel işte istediği KHK'yi yazdırıyor. Meclis'e gelse tartışmalar yürütülecek, basına yansıyacak, halk öğrenecek. Bunu yapmıyor, yüzlerce kanun maddesi çıkarıldı. Anayasaya aykırı. Adalet Bakanı, anayasayı ihlal ettiğini kabul ediyor. Bütün temel hak ve özgürlükleri yasakladılar. 

Memlekette her şey yasak, kendisi hiç sıkılmadan eskiden topladıkları kalabalıkların onda birini toplayamıyor diyorlar. Ya sen ücretsiz döner ayranla, otobüslerle miting yaparsın, bizim mitinglerimiz gazla, copla yapılıyor. Halk canını ortaya koyarak, direniş ortaya sergiliyor."

'ZULME KARŞI DİRENİŞ HAKTIR'

Demirtaş, konuşmasının sonunda zulme karşı direniş çağrısı yapmasından dolayı gelen eleştirilere de yanıt verdi. Demirtaş, "Demirtaş sokağa çağırmışmış. Tekrar çağırıyorum; zulme karşı direniş haktır! Sana meşrudur da bize gayri meşru mudur? 15 Temmuz gecesi sokağa çıkana meşrudur da, milletvekiline dokunulunca sokağa çıkana mı gayri meşru? Sana meşrudur, bize değil midir? Halk demokratik tepkisini her yerde barışçıl tepkisini gösterecektir. Sokak demokrasinin en meşru alanlarından biridir. Sokağın gasp edildiği yerde demokrasi olmaz. Günlerce sokaklar çağrı yapanlar, beni suçlayarak kitlemizi baskı altına almaya çalışıyor" dedi. (DİHA)

ÖNCEKİ HABER

İMC TV de mühürlendi

SONRAKİ HABER

TGS: Bu mühürler, halkın haber hakkına vurulmuş mühürlerdir

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...