04 Eylül 2016 05:21

Türkali romanı: Arayış...Bazen yılgınlık ve yeniden mücadele

Fatih Polat, Vedat Türkali’nin romancılığını kaleme aldı.

Paylaş

Fatih POLAT

Vedat Türkali romancılığı 1974 yılında okurla buluşan ilk kitabı ‘Bir Gün Tek Başına’ ile güçlü bir çıkış yapar. 31 yıl sonra basılan ‘Güven’ ise, yazarın ağır bir emek süreci sonunda kaleme aldığı romanıdır. Diğer romanları da okurda özgün bir tat bırakır ancak onun romancılığında bu iki romanın yeri ayrıdır. 

Bir Gün Tek Başına benim üniversite gençlik dönemimin de zirve romanlarındandı. Sosyalist bir dönüşümün ilk aşamalarında benim kuşağım için Vedat Türkali’nin Bir Gün Tek Başına’sı, Emile Zola’nın Germinal’i ve Jack London’un Martin Eden’i önemli edebi beslenme kaynakları oldu. Bu sınıflandırma kuşkusuz, Marx’ın 11. Tezi’ndeki “Filozoflar dünyayı yalnızca değişik biçimlerde yorumladılar, sorun onu değiştirmektir” sözü etrafında kendini bulmaya, kurmaya çalışan bir gencin arayışı bakımından anlaşılmalı. 

Yoksa romana dair daha genel bir sınıflandırma Dostoyevski’den başlamadan olmaz diyerek devam edeyim.

GENÇLİĞİMİZİN ROMANCISI

‘Bir Gün Tek Başına’ Türkiye’yi 27 Mayıs askeri darbesine götüren koşulları, bu koşullar içinde sosyalist mücadele yönündeki arayışları, bu arayışlar içinde tüm gelgitleriyle birlikte küçük burjuva aydınların yaşadıklarını, dünyayı ‘68 hareketine götüren süreçlerin bizdeki habercisi olan kıpırdanışlarını yansıtır. Vedat Türkali’nin edebiyat ustalığı kadar sinemacılığı da bu kitapta kendisini gösterir ve onu okurken, kendinizi sanki bir solukta izlediğiniz bir filmin içinde bulursunuz.

Romanın kahramanı Kenan, komünist partiye üye olma suçlamasıyla alındığı polis sorgusunun yol açtığı yılgınlık ile kendi sınırlarına çekilir, eski arkadaşlarından uzaklaşır. Ardından Günsel ile tanışması, onu geçmişiyle yüzleşmesi konusunda motive ederek yeniden mücadeleye yaklaştırır. 

‘BABA’ VE ‘RAHMİ USTA’

Vedat Türkali’nin ‘Bir Gün Tek Başına’sı ile ‘Güven’i arasında bir özelliğin yöntemsel bir paralellik gösterdiğini görürüz. Bir Gün Tek Başına’daki gençlerin kişiliğindeki çalkantılı haller, küçük burjuva kahraman tiplerinin yaşadığı karamsarlık ile mücadele arasında salınan gelgitli davranışları yanında, yol göstericiliği ile özel bir kahraman olarak diğerlerinden ayrılan ‘Baba’ karakteri  Güven’de Rahmi Usta olarak karşımıza çıkar.

Vedat Türkali’nin Güven’in çıkmasının ardından konuk olduğu bir televizyon programında dile getirdiği “Ben bu kitabı yazarken, sosyalizmin yeniden gündemleşmesini, tartışılmasını da amaçladım” sözleri bence kitabın en temel meselelerinden birini doğru anlatıyordu.  

“Güven”in kahramanları arasında ilk tanıştıklarımız 2. Dünya Savaşı yıllarında örgütlenip, mücadele etmek için TKP’yi arayan üniversiteli gençler, diğeri de Rahmi Usta’dır. 

Öğrenciler aralarında bazı arkadaşlarını temsilci seçerek Rahmi Usta’yla görüşmek üzere evine gönderirler. Onlar, yanlış bir şey söylememek için ıkına sıkına dertlerini anlatmaya çalışırken, Rahmi Usta onlara doğru ve güzel şeyler söylediklerini belirtip bir dizi öğüt verdikten sonra, “Neyse, görüşelim daha..” der. Ancak, onlar bu tutuma alınırlar ve Rahmi Usta’nın temkinliliğinin nedenini kavrayamadıkları için çocuk yerine konulduklarını düşünürler. İçlerinden en gözü pekleri Halil, bunun üzerine ölçüyü zorlamayı göze alarak, “Bakın Rahmi arkadaş” der, “Biz buraya sizinle konuşup, yolumuzu tam bulup çizerek, yani partinin yolunu, o çizgide işçi sınıfı davasında yerimizi alalım diye... sizinle kesin konuşmak için geldik. Zorlayamayız, sizin de birtakım... tartıp ölçeceğiniz şeyler vardır. Ancak bizim durumumuzu da... yani...” Cümlenin gerisini de zar zor tamamlar: “... görmeniz gerek... Yani...” 

Rahmi Usta ise, “Konuşuruz daha bu konuları Halil arkadaş”, “Doğru yolda olduğunuz görülüyor (...) Kuşkum yok bir yere varacaksınız” demekle yetinir. Onlara polise karşı dikkatli ve uyanık olmalarını öğütler. Kitabın isminin neden “Güven” olduğunu da okur buradan başlayarak hissetmeye başlar.

Rahmi Usta, Komintern’in TKP hakkında vermiş olduğu desantralizasyon kararını daha yeni karşılaştığı bu gençlere anlatmanın doğru olmayacağını düşünmüştür. Ayrıca kimin ne olduğunun belli olmadığı güvensiz bir ortam vardır ve TKP’nin faaliyeti de durmuştur. Dolayısıyla Rahmi Usta’nın istese de öğrencilere o an için söyleyebileceği pek bir şey yoktur. Ancak romanın ilerleyen sayfalarında Rahmi Usta’nın, desantralizasyon kararını ülke içindeki partililere anlatmak ve Komintern’in dediği tarzda bir örgütlenmeye gitmek bakımından atalet içine düştükleri değerlendirmesini yaparken, partiyi aramak için kendisine gelen bu gençlere gösterdiği ilginin yetersizliğini hatırlayıp, kendi kendisine özeleştiri verdiğini görürüz.

Kitapta, Komintern’in TKP ile ilgili olarak verdiği desantralizasyon kararı, Şefik Hüsnü ve diğer TKP yöneticilerinin bu konudaki yaklaşımlarının ve Nâzım muhalefetinin yer aldığı bu 21 sayfalık bölüm Rahmi Usta’nın ağzından anlatılıyor. Rahmi, bir tornacı ustası ve Vedat Türkali’nin de romanında üzerine en çok titrediği kahramandır. 

Kitabın diğer önemli kahramanlarından Halil’in tutuklandıktan sonra, bizzat MİT’in önceli olan MAH  tarafından sorgulanması ve ser verip sır vermediği bu sorguda yaşamını yitirmesi, MAH’çıların, alındığına dair kayıt yapmaması ve onu elbiseleriyle birlikte gömmeleri ise o dönemin kontrgerilla cinayetlerine de bir örnek oluşturuyor.

Güven’de bunlarla birlikte dönemin Türkiyesi, Almanya ve Rusya ile ilişkiler, bu ilişkilerin ülke içindeki gündelik hayata yansıma biçimleri, istihbaratçıların kirli ilişkiler dünyasına kadar uzanan detaylar çok başarılı bir biçimde anlatılıyor.

Yazdıkları ile insanı sarıp sarmalayan Vedat Türkali romanları, bugünü ve geleceği anlamak için edebi bir başvuru kaynağı gibidir. Onun romancılığında umut, güven, aşk ve mücadele belirgin temalar olarak kendisini hep hissetirir. Ancak, yılgınlık da, kaçış da, kırılgan bir ruh hali içinde savruluş da onun romamlarındaki insani hallerdendir. Vedat Türkali’nin dünyayı değiştirmek isteyen insanı tüm bu haller içinde yaşayan, bazen düşüp kalkan ve yeniden yürümeye yeltenme cüreti gösteren insandır. 

ÖNCEKİ HABER

Değinmeler

SONRAKİ HABER

Emekçinin yaşamından ilham alan insan...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa