Hayat Kimya işçileri: Sayemizde kazanıyorlar ama bize vermiyorlar
Ebru OKTEN
Kocaeli
“Dünya’nın sevdiği güvendiği markaların arkasında Hayat, Hayat’ın arkasında Türkiye var. Siz de bu gücün bir parçası olmaya Hayata renk katmaya hazır mısınız?” Bu sözler, Hayat Kimya’nın personel alımında kullandığı slogan. Ancak Türkiye’nin en büyük ihracatçıları sıralamasında 70. sırada, 500 büyük sanayi kuruluşu listesinde ise 63. sırada yer alan, 6 farklı ülkede fabrikaları olan Hayat Kimya’da çalışan işçilerin durumu Hayat Kimya kadar renkli değil.
TAŞERON ÇALIŞTIRMA
5 yıldan bu yana Hayat Kimya’da çalışan bir işçi fabrikada üç vardiya olmak üzere ortalama 1500 işçinin çalıştığını söylüyor. Kendisinin de diğer bölümlerde çalışan arkadaşları gibi taşeron firmaya bağlı olduğunu anlatan işçi bundan dolayı işten atma korkusu yaşandığını belirtiyor. Ama 5 yıldır burada çalıştığını vurgulayarak şöyle diyor: “Kadrolu gibi oldum. İşten çıkarılmam kolay değil.”
EK ZAM TARTIŞILIYOR
Bugünlerde fabrikada daha çok ek zam tartışmalarının yaşandığını anlatan işçi, “Renault’daki direnişle birlikte herkesin kendi bölümünde ufaktan da olsa ek zam tartışmaları başladı. Ücretler açısından bölümlere göre farklılıklar var. Mesela Molfix bölümü işçileri bize göre daha fazla ücret alıyor. Bu böyle? Oradaki işçiler daha hızlı çalışıyor belki ama bununla birlikte oradaki işçiler bize göre daha birlikte hareket ediyor. Bir şey istediklerinde hep birlikte seslerini çıkarabiliyorlar” diyor.
İŞ YETİŞSİN DİYE ELDİVEN TAKMIYORLAR
Başka bir işçi ise fabrikada neredeyse her gün ufaktan büyüğe iş kazalarının yaşandığını anlatıyor. Daha fazla ürün çıkarmak için daha hızlı iş yapmak zorunda kalan işçilerin çoğunlukla eldiven takmadığını anlatan işçi şunları söylüyor: “İşini hızlı yapmaya zorlandığı için eldiven takmıyor. Benim yakın bir arkadaşım eldiven takmıyordu, eldiven takması için onu uyardığımda, ‘Eldiven takınca yetiştiremiyorum’ diyordu. Eldiveni sürekli olarak çıkardığını görüyor ona kızıyordum. Bir gün 3 parmağını birden kaptırdı, sonuç olarak bu kişi şimdi istese de o parmakları geri gelmiyor. Hayatına bir elinde iki parmakla devam etmesine değecek ne olabilir?”
Fabrikada karşılaşılan en önemli sorunlardan biri ise çalışma koşullarının zorluğuna rağmen alınan ücretin yetersizliği. Bunu 8 yıllık işçi şöyle anlatıyor: “Bir düşünüyorum bu adamlar ne kadar para kazanıyor diye. Ülkenin en büyük servetine sahipler, işlerini büyütmüşler fabrika içerisinde bir şeyi üretirken ek hiçbir harcama yapmadan yüzde 100 kâr ile üretiyorlar. Elektriğini bile kendi üreten fabrikadan bahsediyoruz ama işte asıl olay işçisine gelince ne verdiği. Düşünüyorum da bizim sayemizde kazanıyorlar. Biz üretiyoruz, bizim gücümüz fakat görüyoruz ki bize verilen değer kazandırdıklarımıza karşı çok düşük.”
SENDİKALAŞMA İŞTEN ATMAYLA SONUÇLANMIŞTI
2005 yılında Petrol İş’in sendikalaşma faaliyetleri yürüttüğü fabrikada 81 işçinin işten atılmasıyla sendikalaşma çalışmaları engellenmişti. Şimdi sendika meselesine nasıl baktıklarını sorduğumuzda ise,“Sendika gelse daha iyi olur” diyen işçiler, fabrika içinde her zaman işten atılma korkusunun olduğundan bahsediyor.
ÜÇ ANA ALANDA ÜRETİM YAPILIYOR
6 binden fazla işçinin çalıştığı, dünyada en hızlı büyüyen şirketler sıralamasında 20. sırada olan Hayat Kimya’da işçilerin çoğu asgari ücret alıyor. Aynı işi yapan işçiler arasında da ücret adaletsizliklerine rastlanıyor. Kendi elektriğini dahi kendi üreten, ürettiği ürünlerin yine kendi limanında lojistiğini yapan Hayat Kimya Kocaeli tesislerinde; deterjan, hijyen ve kağıt olmak üzere üç ana alanda üretim yapılıyor.