2 Ağustos 2025 04:22

‘Katliam yasasının’ birinci yılı | Barınak yok, köpekler ölüme terk ediliyor

Katliam yasasının Meclisten geçmesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu bir yılda ne belediyeler uygun barınaklar açabildi ne de yasanın vadettiği “sahiplendirme” olması gerektiği kadar sağlanabildi.

‘Katliam yasasının’ birinci yılı | Barınak yok, köpekler ölüme terk ediliyor

Fotoğraf: DHA

Esma Ürün
[email protected]


İstanbul – Meclise geçtiğimiz sene temmuz ayında gelen “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin” yürürlüğe girmesinin üzerinden bir sene geçti. 2 Ağustos 2024’te yürürlüğe giren yasayla, sokak köpeklerinin toplanarak barınaklara götürülmesi ve sahiplendirilene kadar barınakta kalması kararlaştırıldı. Bu yasa, sokak köpeklerine dönük “başı boş köpek sorunu” söylemiyle sürdürülen propagandayla birleşti. Türkiye’de barınakların durumu sokak hayvanları açısından pek çok katliamla anılırken, yasa düzenlemesi sokak hayvanlarına yönelik şiddeti de katmerlendirdi.

2 Ağustos’tan bu yana pek çok belediye çoğu zaman zor ve şiddetle sokak köpeklerini toplayarak barınağa kapattı. Komşunum, Nöbetteyim İnisiyatifinin verilerine göre ‘katliam yasası’ olarak da bilinen yasa yürürlüğe girdikten sonra, 2024’ün son 5 ayında sokak hayvanlarına dönük en az 217 işkence ve işkenceyle öldürme vakası yaşandı. 2025’in ilk ayında ise kedi ve köpeklere karşı en az 43 işkence ve işkenceyle öldürme vakası yaşandı. 

Yasa düzenlemesi gündeme geldiğinden beridir başta veteriner hekimler olmak üzere uzmanlar yasanın köpekler ve çevre üzerindeki etkisine, barınakların koşullarına ilişkin pek çok uyarı yapıyor. Son verilere göre Türkiye’de barınak kapasitesi 89 bin 451, belediyelerin barınak kapasitesi ise 105 bin. Türkiye’de yaklaşık 4 milyon sokak köpeğinin olduğu tahmin ediliyor. Bursa Veteriner Hekimler Odası Yönetim Kurulu Başkanı Melike Baysal’la yasanın bir yılını, doğurduğu sonuçları ve yapılması gerekenleri konuştuk.

‘Yasa uygulanabilir değil’

Yasanın çıkarıldığı zaman 350 geçici bakımevi olduğunu, bu bakımevlerinin de 5199 sayılı Kanun’a göre hazırlanmış olduğunu hatırlatan Baysal; ancak yeni yasa değişikliğinde bakımevi değil ‘barınak’ ifadesi kullanıldığından belediyelerin yasayı uygulayamadığını söyledi. Barınaklarda da yeterli kapasite olmamasının köpeklerin kısırlaştırılması ve geri bırakılmasından vazgeçilmemesine sebep olduğunu ifade etti: “Hem sokaktaki köpeklerin refahı için hem de belediyeler için uygulanabilir bir yönetmelik değil.”

Barınakların koşullarının kötü, kapasitelerinin ise çok az olduğunu aktaran Baysal, barınaklardaki durumu şöyle anlattı: “Şikayet olduğu zaman belediyeler artık hayvanları almak zorundalar. Alınca da geri bırakamıyorlar, dolayısıyla barınaklarda çok fazla hayvan var. Bu hayvanın refahına uygun değil. Durum böyle olunca kısırlaştırma sayısı azaldı. Sokaktaki popülasyonu azaltmak için kanun çıkarıldı ama kanun uygulanabilir olmadığı için eskisinden daha kötü bir sonuca yol açtı. Bu kanundan sonra Türkiye’nin her yerinde kısırlaştırma azaldı. Ki bu konuda geçen sefer uyarmıştık ama dinlemediler.”

‘Uyardığımız her şey yaşandı’

Baysal, kanuna ilişkin barınak kapasitelerinin yetersizliği nedeniyle kanunun uygulanamayacağını, toplumsal barışın bozulacağını, hayvana şiddetin artacağını söylediklerini hatırlattı. Son bir senede tüm bunların gerçekleştiğini ifade eden Baysal, “Bu kanunla birlikte popülasyon azaltılması için gerekirse kanuni olarak ötanazi kararı alınabilir dendi. Yani ‘Hayvanlar popülasyon azalması için öldürülebilir’ dendi ve gerçekten hayvana şiddet son bir yıldır arttı” dedi.

Kanunla beraber sahiplendirmenin özendirileceği iddialarını hatırlatan Baysal, bunun da gerçekleşmediğini anlattı: “Ama insanların sahiplenebilecekleri hayvan sayısını sınırladılar. Sahiplendirirken sitelerden özel izin istediler. Dolayısıyla sahiplendirmenin koşullarını zorlaştırdılar. Türkiye’nin ekonomik koşulları da zaten köpek sahiplenip bakmaya çok uygun değil.”

‘Kısırlaştırma en geçerli yöntem’

Kısırlaştırmanın en geçerli ve kabul gören yöntem olduğunu vurgulayan Baysal, Türkiye’de hayvan popülasyonunun artmasının sebebinin kısırlaştırmanın ihmal edilmiş olması olduğunu söyledi. Baysal bu süreçte veterinerlerin karşılaştığı zorluklara ise şöyle değindi: “Yasayla beraber veteriner hekim istihdamı görüyoruz ama belediyeler sözleşmeli olarak alıyor. Veterinerlerin çok fazla hak kaybı var. Çok uzun süre çalışamıyorlar çünkü çok düşük maaşlar alıyorlar. Fakat belediyelerde iş çok ağır.”  

En büyük problemin kırsaldaki kısırlaştırma işleminin yetersiz kalması olduğunu anlatan Baysal, “Nüfusu yirmi beş binin altındaki yerleşim alanlarında belediyelerin bakımevi ya da barınak yapma mecburiyetleri yoktur. Hayvanlar en yakınlarındaki belediyeye götürülüyor. Ama en yakındaki belediyenin zaten kendi popülasyonu için kapasitesi yeterli değil. Kırsalda bu kanun çıktığından beri özel bir kısırlaştırma çalışması hiç yapılmadı” dedi.

Toplanan hayvanların barınaklarda bir şekilde öldüğünü ifade eden Baysal, hayvanların sağlığının yanı sıra toplum açısından da kısırlaştırmanın en doğru yol olduğunu anlattı: “Bu kanunun gerekçesinde ‘Kısırlaştırılan hayvanlarda agresyon azalmıyor’ diye bilim dışı bir şey söyleniyor. Ancak tüm dünyada bilimsel çalışmalar gösteriyor ki kısırlaştırma, hayvanları agresyondan uzaklaştırır” diye konuştu.

Belediyeler ‘toplatma’ ihalesi dağıttı

Yasanın geçmesinin ardından bazı belediyeler sokaktaki köpeklerin toplanması için ihaleler açmaya başladı. Bu ihalelerin tümünde tek geçerli teklif vardı. Konya Meram Belediyesinin 21 Şubat’ta açtığı ihaleyi Dağcraft Çevre Sağlığı ve Güvenliği Sanayi Ticaret Limited Şirketi aldı. 17 Mart’tan yıl sonuna kadar Meram’daki köpeklerin toplanmasını içeren ihale, 2 milyon 628 bin TL’ye verildi. Yine Konya Karatay Belediyesinin 29 Mayıs’ta açtığı ihaleyi de tek teklifle aynı şirket aldı. 2026 şubata kadar sokak köpeklerinin toplanmasını içeren ihalenin bedeli ise 2 milyon 628 bin TL oldu.

Erzurum Büyükşehir Belediyesinin 5 Aralık’ta açtığı ihaleye de yine tek şirket katıldı. Naturatek Çevre Sağlığı Veterinerlik Bitki Besleme Tarım Alet Makinaları Taahhüt Danışmanlık İthalat İhracat Sanayi Ticaret Limited Şirketinin aldığı ihale de bir sene için 1 milyon 335 bin TL bedelinde verildi.

Yine Erzurum Büyükşehir Belediyesinin 18 Mart’ta açmış olduğu ihaleyi de tek geçerli teklifle, belediye iştiraki olan Erzurum Çevre Temizlik Ağaç Peyzaj ve Enerji Ticaret Sanayi Anonim Şirketi (ÇETAŞ) aldı. Sözleşme diğer ihalelerin aksine yarım senelik olmasına rağmen açık farkla 29 milyon 502 bin TL’ye verildi. Belediye iştirakinin Yönetim Kurulu ise gecekondu şube müdürü, kırsal hizmet daire başkanı, genel sekreter yardımcısı gibi isimlerden oluşuyor.

Yasa neyi değiştirdi?

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre “Topla-aşıla ve kısırlaştır, yerine bırak” metodu ile bakıma ihtiyacı olan ya da kısırlaştırılması gereken sokak hayvanları tedavi edildikten sonra alındığı sokağa geri bırakılması hedefleniyordu. Ancak 2 Ağustos’ta yapılan düzenlemeyle bu madde yürürlükten kaldırıldı. Yeni yasa, “insan, hayvan ve çevre sağlığını” gözeterek sokaklardaki tüm köpeklerin toplanarak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda tutulmasını amaçlıyor. “Öldürme” yerine “ötanazi” teriminin kullanılmasıyla da yaklaşık 4 milyon sokak köpeğine düşen 89 bin barınak kapasitesiyle ‘öteanazi’ işleminin uygulanması sıklığı endişe verici. Ayrıca değişiklikle ‘hayvan koruma gönüllüsü’ statüsü kaldırıldı, yerini belediye kontrolündeki uygulamalar aldı.

Evrensel'i Takip Et