21 Aralık 2015 16:08

Dersim halkı Munzur Su işçilerinin yanında: Sendika ve TİS kabul edilsin sorun çözülsün

Paylaş

Munzur Su işçileri grev süreci, talepleri ve patronların suçlamalarına ilişkin Dersim Belediye Konferans salonunda halk toplantısı düzenledi. Yapılan toplantıya kitle örgütleri, sendika ve siyasi parti temsilcileri ile çok sayıda Dersimli katıldı. 

Toplantıda konuşan DİSK/Gıda İş Genel Başkanı Seyit Aslan, grevde yaşananları, bölgedeki çatışmalı sürece benzeterek, “Nasıl ki bölge halkına haklarınızdan vazgeçin, eşitlik ve kardeşlik istemeyin demokrasi istemeyin bu işi çözelim deniyorsa, işçilere de sizler sendika istemeyin, hakkınızı istemeyin bu işi çözelim deniyor” dedi. Munzur Su AŞ’nin sosyal proje olarak lanse edilmesine de değinen Aslan, şöyle devam etti: “Eğer bir işletmenin yüzde 51’i 10 kişinin elindeyse orada o 10 kişinin sözü geçer, 240 kişinin değil.”  2014 yılında yaptıkları grevin, 15 gün içinde toplusözleşme yapılması üzerine varılan anlaşmayla bitirildiğini hatırlatan Aslan, grevin bitirilmesine karşın, Munzur AŞ’nin genel kurula gideceği ve sözleşmenin yeni yönetimle yapılması istendiği gerekçeleriyle bu sözün ertelendiğini dile getirdi. Aslan yönetim kurulunun kendilerine “Biz geçmiş süreçte de sadece sendikayı kabul edeceğimiz söyledik, taleplerinizi değil” tutumuyla geldiğini belirtti. 

'İŞVEREN ÖRGÜTLÜ İŞÇİ İSTEMİYOR'

Grevin bitmesi için arabulucu olan kurumların “İşçiler işe başlasın biz bu işi çözeriz” tutumunun doğru olmayacağına dikkat çeken Aslan, “Sendika ile toplu iş sözleşmesi imzalanmasını” içermeyen bir çözümün çözüm olamayacağını söyledi. İşverenler tarafından sürekli öne sürülen ‘yetkili sendika’ konusuna da değinen Aslan, baraj altında kalmalarının tamamen siyasal amaçlı olduğunu belirterek “İşyerinde eğer işçiler sendikaya yetki vermişse esas yetki budur. Munzur Su işçileri de sendikamıza yetki vermiş, işverenlere de demişlerdir ki bu sendika ile oturup bizimle birlikte toplu iş sözleşmesi yapacaksın. Asıl yetki budur. İşçi kabul ediyor ama sendika engelleniyor diyorlar. İşçi arkadaşlarımız da burada, tutumları ‘Sendika olmazsa olmaz’ olmuştur hep” dedi. Aslan, Munzur AŞ yönetiminin karşısında örgütlü güç istemediğini söyledi. 

‘GREVDEN ÖNCE İŞTEN ATILDIK’

İşçiler adına konuşan Munzur Su İşyeri Temsilcisi Deniz Erdoğan, “Bize tebliğ edilen 5 Kasım’da grev nedeniyle iş akitlerimizin feshedildiği, ancak SSK’den aldığımız çıktı ile iş akitlerimizin 27 Ekim 2015’de feshedildiğini öğrendik. Yani greve başlamadan bir gün önce” dedi.

'GERÇEKLE BAĞDAŞMAYAN BEYAN'

Toplantıya katılan Dersim Barosu Başkan Vekili Özgür Ulaş Kaplan, şirket kurulurken “Biz burada kesinlikle kâr amacı gütmüyoruz” dendiğini hatırlatarak şöyle devam etti: “Kâr amacı gütmedikleri söyleminin gerçeklikle bağdaşır hiçbir yanı yoktur. Gelinen aşama ortadadır; bugün örgütlülüğe karşı çıkılmakta ve sendikanın olmaması yönünde düşünce ileri sürülmekte ve bundan dolayı toplu iş sözleşmesi imzalanmamakta ve işçilerin talepleri kabul edilmemektedir.” Munzur AŞ’nin yıldan yıla geliştiğini ve büyüklüğünün 20 milyon lira gibi bir rakama ulaştığını anlatan Kaplan, “Dersim’in tek fabrikasının kapatılacağı düşüncesi gerçeklikle bağdaşmamaktadır. 20 milyon lira değerinde olan şirketi bu haliyle bırakıp, kapatıp gideceklerine inanamıyorum. Buradan oluşturulan kamuoyu ile ulaşılmak istenen iki hedef vardır; birincisi, işçiler tamamen işten uzaklaştıktan sonra yeni işçiler getirilip onlarla yola devam edilmesi, ikinci olarak da şirketin satılmasıdır” dedi.

‘TİS’İ HALKIN ÖNÜNDE İMZALAYIN’

Söz alanlardan biri de Munzur Su işçilerinin örgütlenmesinde ve greve çıkmasında işverenler tarafından sürekli sorumlu gösterilen Emek Partisi Dersim İl Başkanı Mustafa Taşkale oldu. Munzur Su yöneticilerinin kamuoyunun aldatılmak istendiğini belirten Taşkale, “Bizler görevimizi yapıyoruz, elbette işçinin yanı olacaktır safımız. Ama bizler bu halk toplantısı ile bir kez daha çağrımızı yapalım, gelin oturalım konuşalım, toplu iş sözleşmesini gelin halkın önünde yapın, çağrımızı her iki kesime de yapıyoruz” dedi. Dersim’de yaşanan işçi direnişlerinin hepsinde aynı tutumun yaşandığına dikkat çeken Taşkale, şöyle devam etti: “Bizler Aksa direnişinde de aynı şeyleri yaşadık. Bingöl’den işçi getirildi Aksa işçilerinin yerine çalıştırılmak üzere. O gün nasıl gece gündüz Aksa işçilerinin yanındaydıysak bugün de Munzur Su işçilerinin yanındayız.”

'GIDA-İŞ İŞYERİNDEKİ ÇOĞUNLUĞU SAĞLADI'

Tunceli  Üniversitesi Öğretim Görevlisi Servet Gün de “Munzur Su AŞ’nin sendikayı kabul etmemesinin nedenini yetkili sendika olmaması olarak koyuyor ortaya. Ama bence önemli olan şu, işyerinde ne kadar işçiyi örgütlediği, bu anlamda Gıda-İş Munzur Su’da yetkili Sendikadır. Kendini her seferinde sosyal proje olarak ortaya koyan bir işletmenin bunun arkasına sığınmasını çok anlamlı bulmuyorum” dedi. İşverenlerin Gıda-İş’e yönelik suçlamalarının ve grevin kanunsuz olduğu yönündeki açıklamalarının kapitalist bir işletme olmasının sonucu olduğunu ifade eden Gün, “Tek fabrikanın kapatılmasında sendika ve işçiler sebep oldu algısı oluşturuluyor. Bu algı oluşturulurken işçilerin mağduriyeti, ailelerin durumu ve mağduriyeti vs. unutturuluyor. Toplumda işçilere ve sendikaya karşı linç girişimi başlatmış durumdalar. Kendilerine solcu diyen insanlar bile bunu diyebiliyorlar” dedi. (Dersim/EVRENSEL)

 

ÖNCEKİ HABER

Soma maden faciası davası sürüyor: Mühendisten üretim baskısı itirafı

SONRAKİ HABER

İmbat işçileri gözaltına alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...