30 Eylül 2015 12:42

Mahallesi ile bütünleşmiş bir takım: Karadolap Spor Kulübü

Okan 16 yaşında. Futbolla bu kulüp sayesinde çocukluğunda tanışmış. Kulüpten bahsetmesini istediğimizde bizlere kulübü ‘mahallenin sesi’ olarak tanımlıyor.

Paylaş

Fadime DURSUN
Hürkan ÖZLÜTAŞ
Alibeyköy
İstanbul

Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın oynadığı dillerden düşmeyen maç sonrası futbol, gündem ne kadar dolu olursa olsun köşede yerini kaptı. Biz futbolu Fenerbahçe, Beşiktaş gibi büyük takımlardan gördük, izledik. Futbol deyince aklımıza ilk bu kulüpler geldi. Elbette herkes için durum aynı değil. Alibeyköy’ de Karadolap Mahallesi’nin gençlerinin aklına futbol deyince mahallelerinde bulunan Karadolap Spor Kulübü geliyor. Çoğunun dilinden düşürmediği cümleye ‘Ben futbolu bu kulüple öğrendim’ desek yanlış olmaz. Biz de dedik ki bu kulüpteki genç arkadaşlarla kulübü konuşalım  ve kulüplerini farklı kılan yan nedir dinleyelim.
BİR KAÇ SANDALYE VE BOLCA SOHBET
Kulübün tam karşısındaki kafeye gittik. Sandalyelerimizi çektikve başladık sohbete. Zaten röportaj süresince birçok kişi toplandı etrafımıza. Röportaj diye başlayıp tatlı bir sohbete çevirdiğimiz dakikalarımızın ilk konuğu Okan Mertoğlu. Okan 16 yaşında. Futbolla bu kulüp sayesinde çocukluğunda tanışmış. Kulüpten bahsetmesini istediğimizde bizlere kulübü ‘mahallenin sesi’ olarak tanımlıyor. Okan “Kulüpten önce mahalle sesini çıkaramıyordu yaşanan olaylara. Ama kulüpten sonra her olayda bir araya geldik.” diyor. Kendisinde kulüpten sonra olan değişikliklerle ilgili de “Ben çok sosyal biri değildim. Ne zaman kulüple tanıştım o zaman daha çok arkadaş edindim ve çevrem oldu” diyor. Okan Galatasaraylı. Biz de tabii taraftarların gösterdiği tepkilere rağmen uygulamaya konan Pasolig hakkında ne düşündüğünü soruyoruz. Maç izlemeyi sevdiğini, eskiden zar zor da olsa gidebildiğini ancak bu uygulamadan sonra hiç gitme şansının kalmadığını söylüyor. Ama kulüpte beraber lig maçlarını da izlediklerini anlatıyor. Kulübün belediyeden bir destek almadığını kendi kendine döndüğünü de ekliyor.
AYRIMIN KARŞISINDA BERABERLİĞİN YANINDA
Ülkede yaşanan son olaylar hakkında ne düşündüğünü ve kulübün buna yönelik bir planı olup olmadığını da soruyoruz ona. Okan “Ülkede bazı kişiler Kürt ve Türk ayrımı yapıyor. Kulüp ise bu ayrımın karşısında, birlik ve beraberlik için uğraşıyor. Mesela Berkin Elvan öldürüldüğünde mahalledeki tüm eylemleri kulüp yaptı. Çok da kalabalıktı. Bütün mahalle katılmıştı.” diyor. Son olarak Okan’a gelecek planlarını soruyoruz. Bize “Futbolcu olmak istiyorum tabi olmazsa...” diyor ve cümleyi sonlandırmıyor. Biz de hemen neden olmayabilir ? diye soruyoruz. Biraz düşünüp “Daha iyi futbol oynayanlar var. Ama onlara daha çok olanak veriliyor. Olanakları daha çok olanlara oranla yetersiz olduğumu düşünüyorum. Örneğin bazı yerlerde yaz okulu var ama ben bir yaz okuluna gidemiyorum. Kulüp bizi geliştirmek için elinden geleni yapmasına rağmen devletten hiçbir yardım alamıyor.” deyip sözlerini bitiriyor.
‘FUTBOL HALKLA İÇ İÇE OLMALI’
Okan’dan sonra Deniz Taner ile devam ediyoruz. Deniz  18 yaşında. Kulübünü sol görüşlü, haksızlıklara boyun eğmeyen bir kulüp olarak tanımlıyor. Deniz de Galatasaraylı. Deniz Türkiye’deki futbol hakkında kimi yerlerde mezhepçilik yapıldığını kendilerinin de Zeyinburnu’nda bir maçta buna maruz kaldıklarını anlatıyor.
Pasolig ile ilgili de rahatsız olduğunu ve halkla iç içe olan bir futbol oynanmasını istediğini söylüyor. Ayrıca kulübün son dönemde yaşanan olaylara ilişkin barışa çağrı yapan kısa videolar çektiğini de belirtiyor. Gelecek ile ilgili kaygılarından bahsediyor. Üniversiteye gitmek istediğini ve devletin öğrencilerden çok savaşlara bütçe ayırdığını söylüyor.
BELEDİYENİN DEMOKRASİSİ KARADOLAP’A UĞRAMIYOR
Davut da kulübün belediyeden hiçbir destek almadığını vurguluyor. Normalde belediyelerin bünyesindeki tüm kulüplere bütçe ayırması gerekiyormuş. Ama Karadolap Kulübü yaptığı eylemler ve daha birçok muhalif etkinlik yüzünden belediyenin kara listesine alınmış olacak ki maddi destekten yoksun bırakılmış. Biraz araya girmiş gibi olacağız ama bizlerin de aklına burada demokrasiden sürekli dem vuran devlet yetkilileri geliyor. Özellikle de hükümet cenahından yapılan demokratiklik vurgularını hatırlatıyor bize bu durum. İnsanın kafasına ‘kime demokratik?’ sorusu geliyor tabii. Davut Türkiye’de ki futbolun kötüye gittiğini söylüyor. “Zengin futbol izleyebiliyor, fakir için git gide zorlaşıyor” cümlesi dikkatimizi çekiyor.
BİR TEK HAYAL
Davut’tan sonra Yasin oturuyor karşımıza. Yasin 18 yaşında ve bu yıla kadar Eyüp’ten dışarı çıkmamış. Bir hikayesini paylaşıyor bizlerle. Bir gün kulüptekilerle beraber bir yere gitmişler tabii Yasin etrafı bilmiyor. ‘Burası neresi diye sormuş ?’ Ortaköy demişler. Etraftakiler gülüyor tabii. Kulüp başkanını çok sevdiğini söylüyor. Tek hayali de futbolcu olmakmış. Bertan ile de konuşuyoruz. Bertan fazla bir şey söylemiyor ama kulübün mahalleyi güzelleştirdiğine değiniyor.
‘BAŞKA SOHBETLER İÇİN SÖZÜMÜZ OLSUN’
Son olarak aynı zamanda oturduğumuz kafenin de sahibi Taner Alp ile konuşuyoruz. Taner ise kulüp için ‘’mahallenin kalbi’ tanımını kullanıyor. 2009’dan önceki mahalle ile 2009’dan sonraki mahalle arasında ciddi bir fark olduğunu söylüyor. “Kulüp mahalleliyi birbirine daha çok yakınlaştırdı” diyor Taner. Düğün olsa cenaze olsa ellerinden geleni yapıyorlarmış destek olmak için. Bir bisiklet grupları olduğunu da ekliyor. “Grubumuzun 9 üyesi var. Şimdilik bisikleti olan katılıyor, maddi durumu olmayanlara da kulüp çevresinden yardımcı olmaya çalışıyorlar. Salı ve perşembe günleri de sinema günlerimiz oluyor ama hava şartları yüzünden sonlandıracağız.”  Diyerek etkinliklerinden bahsediyor. Türkiye’deki futboldan bahsederken futbolun bittiğini söylüyor. Fenerbahçeli olan Taner maç izlemek için temizliğe bile gittiklerinden bahsediyor. “O zamanlar da maç izlemek için zorlanırdık ama en azından çalışıp girerdik stada. Şimdi Pasolig olduğundan maçları izlemeye gidemiyoruz.” Gelecek planı olarak da aşçı olmak istediğini ancak kurslarının çok pahalı olduğunu söylüyor. Bizle röportaj yapmayan ama sohbetimize dahil olan başka arkadaşlar da oldu. Onlara da buradan selam gönderelim. Artık Karadolap’ı, mahalledeki genç arkadaşlarımızı ve elbette spor kulübünü Genç Hayat sayfalarında daha çok görmek umuduyla ayrılıyoruz oradan. Fotoğraf çekmeyi ihmal etmeden tabii.


KULÜPTEN ÖNCE KULÜPTEN SONRA
Deniz’den sonra da sıra Davut Olgun’a geliyor. Davut kulübün geçmişinin 1974’lere kadar dayandığından bahsediyor. 2009’da ise resmi olarak açılmış. Mahalle ile kulübün güçlü bir bağı var. Davut da kulüp ve mahalle arasındaki bağı gösteren bir örnek anlatıyor bizlere. Özellikle son 3 senedir uyuşturucu kullanımında ciddi bir artış varmış mahallede. Kulüp elbette buna izin vermemek için birçok şey yapmış. Davut uyuşturucuya ve satıcılarına karşı yaptıkları tepki eylemlerinden de bahsediyor bizlere. Gençlere uyuşturucuya karşı spora çağrı yaptıklarını anlatıyor. “Mahalle ile kulüp bütünleşmiş durumda, tüm duyurular kulüpten yapılıyor, kadınlar gelip çocuklarıyla ya da sadece kendileri rahatça oturabiliyor. Gençler kulüp olmasaydı kahvede oturacaktı. Ama burada hem spor yapıyorlar. Hem de güzel arkadaşlıklar kuruyorlar.


ÖNCEKİ HABER

Adana Hekimevi ve Eğitim Merkezi çalışanları alacakları ödenmeyince çatıya çıktılar

SONRAKİ HABER

Neye teşvik?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa