26 Ağustos 2015 15:54

Eda AKTAŞ
Manisa

Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facia ile ilgili 8’i tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın 3’üncü duruşmasının 7’inci celsesi Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada sanık avukatları gereksiz sorular sorarak ve sanıkların sorgularına müdahale ederek sonuç çıkmasını geciktirmeye çalışırken, kimi sanıklar da savcılık ifadelerini patrondan yana ifadelerle değiştirdi. Adaletin geciktirildiğini düşünen madenci yakınları tepkili.

Duruşma salonuna çevrilen Bülent Ciğeroğlu Kültür Merkezinde görülen duruşmaya bugün de tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile yaşamını kaybeden madencilerin yakınları ve avukatları katıldı. Duruşma ilk olarak klasik ayak vardiya amiri Halil Sarı’nın çapraz sorgusu ile başladı. Şirketin çalışanlarına verdiği primlerin üretimin artmasıyla birlikte değişip değişmediğine ilişkin soruları yanıtlayan Sarı, maaşının sabit olduğunu iddia etti. Üretim baskısı konusunda ise herhangi bir baskı görmediğini ve baskı yapmadığını ileri süren Sarı, bir yılda ne kadar kömür çıkarılacağına dair bir kotanın olmadığını savundu.  

SANIK AVUKATLARI YÖNLENDİRDİ

Müşteki avukatlarının tatil günlerinde üretim yapılıp yapılmadığına ilişkin sorularına ise diğer sanıkların yapıldığını söylemesine rağmen “Çoğunlukla yapılmıyordu” şeklinde cevap veren Sarı, olay günü U3 bölgesinden geçtiğini ve herhangi bir anormallik görmediğini iddia etti. Müşteki avukatlarının elektrik kesintileriyle ilgili sorularını yanıtlayan Sarı, olay günü ve öncesinde ciddi bir arıza görmediğini söylerken, sanık avukatları ana yoldaki bantların yavaşlatılarak insan nakli yapılıp yapılmadığını sordu. Sanık avukatlarının bu sorusuna tepki gösteren müşteki avukatlarından Selçuk Kozaçalı ise avukatların sordukları sorularla sanıkları yönlendirmeye çalıştığını söyledi. Kozağaçlı’nın bu tepkisinin ardından madenci yakınları mahkemeye ve sanık avukatlarına tepki gösterirken, söz alan sanık avukatı Yusuf Koçyiğit ise sanıklar ve avukatları olarak hakarete maruz kaldıklarını, mahkemenin bu konuda gereğini yapmasını istedi. Koçyiğit’in bu konuşmasının ardından, müşteki avukatlarından Can Atalay ise Koçyiğit’e “Siz burada ailelere hakaret edemezsiniz” dedi.

İFADE TEPKİ ÇEKTİ

Yaşanan kısa süreli tartışmanın ardından müşteki avukatlarından Deniz Erşanlı Sarı’ya, “Yıllık 1.5 milyon ton üretim öngörülüyor. Size bu konuda herhangi bir üretim planı verildi mi?” diye sordu. Sarı bu konuda bir bilgisi olmadığını belirtirken, Avukat Erşanlı’nın Sarı’ya savcılık ifadesinde olay günü U3 bölgesinde telefonların çalışmadığını söylediğini hatırlatması üzerine ise Sarı, “Çalışıyordu. Ama meşguldü, tam hatırlayamıyorum” diye cevap verdi. Sarı’nın bu cevabı salonda tepkilere neden oldu. Ardından S panosunda çalışan vardiya amiri Saltuk Alpdemir’in çapraz sorgusuna geçildi. Alpdemir, çalıştığı S panosunun olayın yaşandığı bölgeye uzak olduğunu belirtirken, sanık avukatlarının prim sistemi olup olmadığına dair sorusuna ise “Maaşımız sabitti ancak prim sistemi vardı” cevabını verdi. Madende sıcaklık artışı olup olmadığı sorularını cevaplayan Alpdemir, yer yer sıcak kömür alındığını söylerken, müşteki avukatlarının dayıbaşların prim alıp almadığına dair sorusuna karşılık ise o konuda bilgisi olmadığını iddia etti.
Ardından Üretim Vardiya Mühendisi Ömer Değirmenci’nin çapraz sorgusuna geçildi. Olay öncesi U3 bölgesinde herhangi bir anormallik hissetmediğini söyleyen Değirmenci, vardiya aralarında bantların yavaşlatılarak insan taşınır hale getirildiğini söyledi. Üretim zorlaması konusunda ise herhangi bir zorlama olmadığını, böyle bir zorlama uygulanırsa ters tepeceğini söyleyen Değirmenci, iş güvenliği konusunda ise herhangi bir eğitim almadığını söyledi. Müşteki avukatlarının 340 kaçış yolunu bilip bilmediğini ve bu yolun açık olup olmadığını sorması üzerine ise Değirmenci, “Yolu biliyorum ancak sonuna kadar gitmedim. Açık mı, değil mi bilmiyorum” diye cevap verdi.

‘SICAK KÖMÜR ÇIKTIĞI YERDEN İLERLERSEK YANGIN ÇIKABİLİR’

Sanıklardan Üretim Mühendisi Mehmet Avcı’nın çapraz sorgusunda sanık avukatlarının sensörlerle ilgili sorusuna el sensörü ile ölçüm yapmadığı ve sensör taşımadığı cevabını verdi. Sanık avukatlarının patlamalarla ilgili sorusuna “Patlama esnasında üretim durduruldu” şeklinde cevap veren Avcı, ücretler konusunda ise hiç prim almadığını söyledi. Müşteki avukatlarının, “Sıcak kömür çıktığında ne yapardınız?” sorusuna ise Avcı, “Emniyetçilere haber verir yukarı taşımaya çalışırız. Eğer oradan kömür çıkarmaya, ilerlemeye devam edersek yangın çıkabilir” diye cevap verdi. Ardından tutuksuz sanık Hüseyin Ergün’ün çapraz sorgusuna geçildi. Ergün, avukatların 340 nefeslikten haberdar olup olmadığı sorusuna, “Harita üzerinden biliyorum. Hiç gitmedim” diye cevap verdi. Nefesliğe kirli hava girme ihtimali olup olmadığına dair sorulara, gitmemesine rağmen “İhtimal yok” cevabını veren Ergün, avukatların savcılık ifadesinde olay sonrasında ocağa girdiğinde tahta kamanın ve bandın yandığını söylediğini hatırlatması üzerine ise “Doğrudur. Yanmış halde gördüm” cevabını verdi.

Üretim  Vardiya Mühendisi ve daimi nezaretçi Hilmi Karakoç’un da çapraz sorgusu yapıldı. Sanık avukatlarının hangi risk durumlarında işin durdurulduğuna dair sorusuna Karakoç, makinelerde teknik sıkıntılarda, dinamit atımlarında, bantlarla ilgili sıkıntılarda ve taban alımında işi durdurduğu cevabını verdi. Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı’nın daimi nezaretçi görevinin kim tarafından verildiği ve görevin ne olduğunun anlatılıp anlatılmadığına dair sorusuna ise Karakoç, “Hayır anlatılmadı. Personelden arkadaşlar geldi. Kağıt imzalatıldı. Görevimi öyle öğrendim. Sonra da kendi işimi yapmaya devam ettim” diye cevap verdi. Müşteki avukatlarından Deniz Erşanlı’nın Karakoç’a, “Risk durumunda karar aldığınızı söylediniz. Peki, işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından özel bir eğitim aldınız mı?” diye sorması üzerine ise Karakoç, işe girmesinin ardından bir yıl boyunca vardiya amiri ile birlikte çalıştığı ve işi usta çırak ilişkisi ile öğrendiği cevabını verdi.  

Öte yandan sanığın soruyu cevapladığı sırada müşteki avukatlarının Akın Çelik’in Karakoç’un sorgusuna müdahale ettiğini görmesi üzerine ise salondan tepkiler yükseldi. Tepkilerin ardından müşteki avukatlarından Aziz Aytaç Karakoç’a, “Mekanize ayakların fazla olduğu bir yerde neden fazladan işçi alımı yapıldı? Eğitim deniyor, burası meslek yüksek okulu mu?” diye sordu. Karakoç ise bu soruya işi usta çırak ilişkisi ile öğrendiğini söylemesine rağmen, “Evet eğitim için alındılar. Bana da eğitim için verilen işçiler vardı” diye cevap verdi. Karakoç’un ardından Üretim Mühendisi Caner Ünsal’ın çapraz sorgusuna geçildi. Müşteki avukatlarının acil durum eylem planından haberi olup olmadığına dair sorusunu yanıtlayan Ünsal, “Benim haberim vardı. Panoya asıldığında gördüm ama uygulaması nasıl olurdu bilmem” dedi. Ünsal’ın ardından çapraz sorguya alınan hazırlık işçileri vardiya amir yardımcısı ve daimi nezaretçi Mehmet Erez’e, sanık avukatları “Daimi nezaretçi olduğunuz size söylendi mi? Görev tanımınız anlatıldı mı?” diye sordu. Erez ise bu soruya, “Ertan Ersoy beni odasına çağırdı daimi nezaretçi olduğumu o söyledi. Vardiya amiri ile eş değer işler yaptığımı söyledi. Daha sonra ben de Maden Mühendisleri Odasının kitapçığında yer alan daimi nezaretçi bölümünü okudum” diye cevap verdi. Erez’in sorgusunun ardından mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.

Evrensel'i Takip Et