25 Eylül 2008 00:00

Bir trajedi evliliği: Berdel


Berdel evliliği ülkemizde Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki illerde yapılan bir evlilik biçimi. Ama aslında ülkemiz içinde, berdelin izlerini farklı yerlerde de bulabilmek mümkün.
Berdelden dolayı Kürtler ya da ‘ülkenin doğusu’ diye tarif edilen yerde yaşayanlara hemen damga vurulsa da, berdel ülkemizin bir gerçeği. Bu konuda genellikle ‘cahillik’, ‘eğitimsizlik’ gibi tabirler kullanılıyor.
Olayın arka perdesi ise hep göz ardı ediliyor. Üretim ilişkilerinden ve toplumun içinde bulunduğu durumdan soyutlanarak ele alınıyor. Ve onlar hep “kabahatli” bulunuyorlar. Oysa söz konusu iki bölge, Türkiye’nin zenginliğinden en yoksun yerler arasında yer alıyor.
Söz konusu berdel evliliği, var olan üretim ilişkilerinden bağımsız değil elbette. Bu bölgede toprağa bağımlı bir üretim şekli daha yaygın. Sorun bundan sonra başlıyor. Toprağın çoğunluğun değil azınlığın elinde olması, sorunları da beraberinde getirmiş. Berdel evliliğinin gerekçelerinin başında ise ekonomik nedenler geliyor. Başlık parası bulmak zor olduğundan ilk akla gelen çözüm hemen berdel evliliği olmuş. Tabii buradaki anlayış, kadının mağduriyeti üzerine kurulu. Erkekler arasında berdel evliliğine karar verilir. Karşılıklı kadın alıp verilmesi yönündedir bu karar.
İttifak evliliği
Agora Kitaplığı tarafından yayımlanan Berdel Evlilik İttifakı adlı kitap berdeli ele alıyor. Müslüm Yücel’in yazdığı kitap, okuyucuyu berdelin coğrafyamızdaki geçmiş izlerine götürüyor. Yücel’in berdeli ele alan bir kitap yazmasının nedeni de, kendisinin bir berdelin tanığı ve berdel mağdurlarının yakını olması. Urfalı olan Yücel’in doğduğu ve büyüdüğü kent de berdel evliliklerinin yaşandığı yerler arasında. İki halası ve ablasının berdel evliliği yapmaları ve genç yaşta ölmeleri, Yücel’i berdel üzerine çalışmaya itmiş.
Kendi yaşamı ve berdel evliliği üzerine yaptığı görüşmeler üzerinden kitabı hazırlayan Yücel’i, daha önce de Kürtler ile ilgili hazırladığı kitap çalışmalarından tanıyoruz. Berdel Evlilik İttifakı da bu nitelikte bir kitap. Kendisinin ve büyüdüğü toprakların bir gerçekliği olan berdelle yüzleşen Yücel, bunu okurla paylaşıyor. Kitaba berdelin tanımı ile başlıyor: “Berdel, evlenecek iki erkeğin birbirlerinin kız kardeşlerini kendilerine eş olarak seçmeleridir. Bu en fazla bilinen, geçerliliği olan bir tanımlamadır. Bunun yanında kız, baba, amca ya da amcasının oğlu için de berdel usulü evlendirilebilmekte ve çıkan kan davalarında kızların ‘kan berdeli’ ya da ‘bertila-xwine-kan rüşveti’ olarak karşı tarafa ‘verildikleri’ gözlenmektedir.” (s.1)
Berdelin mağdurları kadınlar
Berdel tanımlamaları ve yöreye göre değişen adları hakkında bilgiler veren Yücel, berdel evliliğinin hâlâ devam ettiğine dikkat çekiyor. Yapılan berdel evliliğinin yarattığı trajedinin ortak adı; kan ve ölüm. Berdelin olduğu yerde töre de vardır. “Töre adaletsiz adalettir, tabudur, yıkılmaz. Yakarmak yoktur, af dilemek vardır, verilen kararı uygulamak vardır. Verilen kararı uygulama ve bunu tutkuya dönüştürme işine töre denir. Her tutku, aynı zamanda maddi ve manevi çıkarların öyküsüdür, içinde politikanın ve ahlakın bütün açmazları mevcuttur. Din değildir, ancak dinden daha etkilidir. Berdel yasal bir evlilik biçimidir, Türkiye Cumhuriyeti yasalarında berdeli yasaklayan herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Berdelde söz önemlidir ve bu söz yerine getirilemediği zaman, konuşan tek şey kandır. Kanın konuşma sebebi, sözün bitmesidir.” (s.97) Yücel’in bu ifadeleri aslında durumu özetlemekte.
Berdelde mağdurlar hep kadınlardır. Onların durumunu da şöyle ifade etmiş yazar: “Burada kadınlar hep dinler, kulakları vardır ve dinleyen kişilere söylenen tek şey vardır: Görmeyeceksin! Bu görmeme, zamanla konuşmama halini alır. Konuşamayan kadın, bu zorunlu orucu bir karar olarak hayatının merkezine yerleştirir, böyle yaşar. Konuşmama başlangıçta töreye uygun bir değer, dinsel bir iç çekişle taçlandırılır ve artık konuşmama karşı tarafa ceza olarak iletildiği an, yeni bir tanımla karşılaşırız ki bu tanım intihardır. İntihar: Bir ceza olarak artık hiç konuşmayacağım anlamına gelir. Ve aşk, buralarda hep yeraltına itilmiştir; yeraltında büyür, yeraltında yaşar. Kan bağı ve kirli kanla gelen hukuk sistemi, doğumdan itibaren aile denen hapishane içinde insanların hayatlarını kimi zaman beşikte, kimi zaman dökülen kanla mühürlemiştir.” (s.106)
Berdel evliliklerinin, tanığı ve yakınlarından dolayı da mağduru olan yazarın berdel üzerine yaptığı bu çalışma önemli.
Berdel gerçeğiyle yüzleşmek isteyenler için kitap bir başlangıç olabilir.
Şerif Karataş

Evrensel'i Takip Et