15 Mart 2009 01:00
Prof. Dursun Koçer uyarıyor: Beyninizi ve cebinizi astrologlara teslim etmeyin!
GÜNÜN YAZILARI
Safsata Anketini hatırlıyor musunuz? Bundan 8 yıl önce Bilim ve Ütopya Kooperatifi tarafından yapılan bu kapsamlı anketin sonuçlarına göre İstanbul, Ankara, Orta doğu Teknik ve Kocaeli üniversitelerinin; Fen, Mühendislik ve Tıp fakültesi öğrencileri astrolojiye, falcılara, nazara ve kadere inanıyordu. Hem de yüzde 70lere varan oranlarla. Üstelik ankete katılan dördüncü sınıf öğrencilerinde bile durum pek farklı değildi...
Bu inanışların en görünür olanı ise astroloji. Saygın gazetelerde astrolojiye geniş yer veriliyor, kimileri günlük yaşamlarını gazetelerdeki fal yorumlarına bakarak planlıyor. Peki gezegen ve yıldızlar insan hayatı üzerinde gerçekten etkili mi? Cevabı İstanbul Kültür Üniversitesi Rektörü, gök bilimci, Prof. Dr. Dursun Koçer veriyor
Astronomi nedir?
Astronomi, evreni ve evrendeki gök cisimlerini bilimsel yöntemle inceleyen, araştıran bir bilim dalıdır.
Peki, astroloji nedir?
Her şeyden önce astroloji bir bilim değildir. Çünkü bilimin metodolojisinin uygulandığı bir alan değildir.
Yani siz de, astrologlar da gökyüzüne bakıyorsunuz ama onlar sizin gördüklerinizden daha başka şeyler görüyorlar...
Onlar gökyüzüne bakmıyorlar. Teleskopla işleri yok. Katalogdan ya da bilgisayar programından belli bir tarihte gezegenlerin, yıldızların nerede olduğuna bakıp insanların yaşamları ile ilgili yorum yapıyorlar. Sübjektif yorumlar bunlar, bilimsel olarak hiçbir geçerliliği yok.
Astrolojinin İsadan önce 5 bin yılına kadar gittiği söyleniyor
İnsanlar İlk çağdan bu yana doğayı anlamaya çalıştı, buna mecbur oldu. Çeşitli doğa olaylarının sebeplerini bilmeyen, anlayamayan ve bu yüzden korkan insanoğlu, gökyüzü olaylarını izlemeye başladı. Bu izleme pratiği insanların yaşamlarını sürdürmesi için en önemli faktör haline geldi. Gözledikleri bilgileri kaydettikçe gökyüzü hareketlerinin bir rutini olduğunu keşfettiler. O topluluklardaki kişilerden bazıları, gök olaylarını daha iyi algılamaya, kaydetmeye ve yorumlamaya başladı. Bunlar tarihteki ilk astrologlardır. Çünkü bu kişiler, gök olaylarını yorumlayarak insanlara yol gösterdi ve etkiledi. Yani astrolojinin başlangıcı, insanların kendi yaşamlarını sürdürebilmek için gök olaylarına dair biriktirdikleri bilgiler. Yağmurlar ne zaman yağar, ayın evreleri, güneşin doğuşu-batışı, mevsimler Ama bunun ne matematiği var, ne fiziği var, ne de bilimin metodolojisiyle ilgili yanı var.
Astroloji tarih boyunca hep önemli miydi?
Astroloji önemini hiçbir zaman kaybetmedi. Önceleri insanların yaşamlarına yardımcı olan astroloji, bir yerden sonra o öne çıkan insanlara güç sağlayan bir araç haline dönüşüyor. İşte o zaman insanlara zarar vermeye başlıyor. Ne zaman ki gök olayları matematiksel temele dayanan bazı hesaplarla ortaya konuyor, o zaman astronomi başlıyor. Yani bilim başlıyor.
Günlük falları bir kenara bırakırsak, yıldız haritası üzerinde, kişinin doğduğu tarih, saat ve yere göre de bazı yorumlar yapılıyor. Bu yorumların bilimsel bir boyutu var mı?
Var ama işin bu kısmı astroloji değil, astronomi. Yıldızlar, gezegenler ve takımyıldızlarının tüm hareketleri zaten bellidir. Bundan 500 sene sonra bile hangisinin nerede olacağı, bugün elimizin altındadır. Astrologlar da zaten katalog ya da bilgisayardan, doğum tarihi ve saatine göre yıldız haritası çıkarıp bakıyorlar. Buraya kadar astrolojiye dair hiçbir şey yok. Tam buradan sonra bilim bitiyor, astroloji başlıyor. Çünkü o gördükleri harita üzerinden yorum yapıyorlar. Bu çok tehlikeli bir iş. İnsanların beynine hükmetmeye başlıyorlar. Ne hakları var? Bilimde böyle bir yöntem ve yorum yok.
Astrologların iddiasına göre insanların doğduğu an, gezegenlerin oluşturduğu çekim alanı ve enerji, kişinin karakter özelliklerini etkiliyor. Venüsün ya da Marsın dünya üzerindeki bir insana kütle çekimsel etkisi önemli mi?
Değil bir gezegenin, bize en yakın olan Ayın bile insana hiçbir etkisi söz konusu değildir. İlle de bir hesap yapalım derseniz çok çok küçük bir sayı çıkar. O da hiçbir etki yapmadığı anlamına gelir. Çift yumurta ikizleri aynı saat içerisinde, aynı yerde doğarlar ama birbirlerine benzemezler. Sadece bu bile astrolojinin iddialarını çürütüyor.
Türkiyenin saygın gazetelerinde bile astrolojik yorumlara yer verilebiliyor. Hatta astroloji üzerinden siyasi tahminler bile yapılıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Onları görünce ben de çok yadırgıyorum. Yazılı ve görsel medya insanlara bilimsel yönde destek olmalı. Çok basit bir soru soruyorum herkese. Astrologların 1999 Marmara depremini haber vermeleri gerekirdi. Niye haber vermediler? O kadar insan öldü. Bu sorumun yanıtını samimi olarak düşünelim hep birlikte.
Peki, niye bunları okuma ihtiyacı duyuyoruz? Dünyayı, hayatı ve toplumu anlayamadığımız için mi? Anlamaktan, gerçek anlamda bilmekten korktuğumuz için mi?
İnsanlar bilim mantığı ile yetişmezlerse, onlara bilimin önemi anlatılmazsa, bilimsel pencereden bakarak yorum yapma yönünde bir eğitim almazlarsa, bir yerden sonra bu tür safsatalara inanmak zorunda kalırlar. İnsanı insan yapan en önemli özellikler; düşünebilme, yorum yapabilme ve karar verebilmedir. Astrologlara, falcılara, üfürükçülere gitmeye başlayanlar, karar verme yetilerini bu insanlara teslim ediyorlar. Onlar ne derse ona göre karar verip davranıyorlar. Bu bence, bir insan için utanç verici bir durumdur. Bu bağımlılıktır. Bu acizliktir. Bunu insanlık adına kabul etmememiz gerekir. Sosyal çöküntü içinde, umutsuz, gelecekten kaygılı, ekonomik olarak sıkıntılı insanlar, bir de bilimsel düşünceye göre eğitim almamışlarsa sonuç bu olur.
Bazı ABD ve Avrupa üniversitelerinde astroloji kürsüleri açıldı. Bunu nasıl açıklıyorsunuz? Bu kürsüler kendisine astrolog diyen bazı şahısların, ofislerine birer diploma asmaları için mi kuruldu? Yoksa astroloji, akademik dünyada ciddiye mi alınıyor?
Akademik anlamda ciddiye alan yok ama özellikle ABDde buna inanan pek çok insan var. ABD üniversitelerinde çok geniş bir serbesti var. Her konuda ders ya da kürsü açılabiliyor. Tabii bu işin özünü değiştirmez. Amerikan toplumunu örnek alalım diye bir derdimiz yok ki. Oradaki yaşam tarzında, insanlar astrolojiye ihtiyaç duyuyor olabilir. Bunun bizimle ne ilgisi var? Keşke orada da bu ihtiyaç duyulmasa. Mesela İskandinav ülkelerinde astrolojiyi neredeyse hiç göremezsiniz.
Astroloji, insanı evrenin merkezine mi oturtuyor? İnsan evrenin merkezi midir?
Elbette insan evrenin merkezi değil. Ayrıca evrenin başka yerlerinde canlı olmadığını da kimse iddia edemez. Astrolojiye inananlar biraz astronomi okusalar, güneş sisteminin bile evrenin içinde bir kum taneciği gibi olduğunu görürler.
Mustafa Kuleli
Evrensel'i Takip Et