23 Ağustos 2009 00:00
İnat halayı murat şenliği
Reha İsvan, 12 Eylüldeki Barış Derneği tutukluluğunun anıları arasında anlatmıştı, hiç aklımdan çıkmaz. Cezaevlerindeki tutsaklar arada bir arama, aramaya direnme falan bahanesiyle sık sık dövülüyorlar. Cezaevinin öteki yanlarından sloganlar haykırılırken, kadın bölümünden kadın sesleriyle bir halay havası yükseliyor. Kadınlar, o gaddar dayağı yiyenler onlar değilmişçesine halaya duruyorlar. Bir inat halayı bu...
Bugün, Maçka Demokrasi Parkındaki şenlik de bir bakıma böyle bir şenlik. Acılarımızın bitiş şenliği değil bu. Genzimizi yakan, hâlâ dağılmamış olan savaş durumunun baskınlarının, kız kardeşlerimize tacizinin öfkesini taşıyoruz. Çocuklarımızın Terörle Mücadele Kanunu karşısında geleceklerini yitirdiği gerçeği değişmedi... Emek örgütlerimizden alınmış kardeşlerimizin tutukluluğu sürüyor. Sağlığımız, ekmeğimiz, bedenimiz güvende ve özgür değil... Başta Kürtler olmak üzere Türkiyede ayrımsız herkes için insan hakları, sosyal adalet ve demokrasinin tesis edilmesi için samimi ve inandırıcı çabaları hâlâ bekliyoruz.
Bu şenlik ne şenliği ey Sennur Sezer ki katılırsın, diye sorun ki yanıtlayayım:
Bu inat şenliğidir, murat şenliğidir. Biz yılmayız. Kadınız. Doğumlardan tanırız ölümü. Kaç kez yüz yüze geliriz ömrümüzde ölümle. Ama artık yeter! Ölüm kocamışlara yakışsın! Bebelerimizi, çocuklarımızı, eşlerimizi, kardeşlerimizi sağ görmek isteriz. Kapımızı dostlar çalsın isteriz.
Artık yeter! Muradımız barıştır. Barış şenliği bu yüzdendir.
Barışın bir ateşkes olmadığını biliriz. Barış; iştir, aştır, güvendir. Barış dostluktur.
Barış; güzelliği dillere destan tarihi eserlerimizin, gözelerimizin, baraj suları altında kalmamasıdır; barış hastalarımızın hastanesiz doktorsuz, çocuklarımızın okulsuz öğretmensiz, öğretmenlerimizin işsiz bırakılmamasıdır. Barış, çocuklarımızın asker olarak sınırlarımız dışındaki savaşlara gönderilmemesidir.
Benim bildiğimce barış, kimsenin inancını, soyunu, ulusunu, cinsini, düşüncesini yasalar karşısında savunmak zorunda kalmadığı bir düzendir.
Munzurda 8 barajın yapılmak istendiği günlerdeyiz. Bin bir çeşit bitki ve bölgeye özgü çok sayıda hayvan türü ile müthiş bir doğa güzelliğine sahip olan Munzur Vadisinin tüm doğa güzellikleri, kurulacak barajlar ile su altında bırakılacak. Ayrıca insansızlaştırılmış bölgede göç artacak, insan olmadığı için yatırım da yapılmayacak.
Baraj ve inşaatların bitiminde sosyal hayat duracak, il merkezi ilçelerden tecrit olacak.
Barajlar çamurlarla dolduğunda ömürlerini tamamlayacak ve geriye sadece balçık yığını kalacak.
Biz Munzura da barış istiyoruz.
Yıllardır süren çatışma ortamının bütün toplumda yol açtığı sarsıntının kavranılması gerekir artık. Bu sarsıntının yol açtığı kayıpların çoğunun yerine konulabilmesi zor. Bu aşınmalar ve kayıpların telafisi mümkün olanları için de bir program gerekecek. Ama önce barış için bir uzlaşma gerekiyor.
Barışın hiç de kolay olmadığını biliyoruz. Ama biz kadınız, sabırlıyız; bekledik bunca yıl, sabrımız tükendi; bu akşam barışı hemen şimdi talep ediyoruz.
Sennur Sezer
Sennur Sezer
Evrensel'i Takip Et