23 Ağustos 2009 00:00

Doğu Timor: yeni bir ülke doğarken...

16. yüzyılda Portekiz sömürgesi olup, 1975’e dek ‘Portekiz Timoru’ olarak geçen ‘Doğu Timor’, 21. yüzyılın ilk yeni ülkesi olarak değerlendiriliyor. Ülkenin özgün adı ‘Timor Leste’, ‘Doğu Doğu’ ya da ‘Doğu’nun Doğusu’ anlamına geliyor. Şöyle ki; Timor, Endonezce/Malaycada ‘doğu’ anlamına geliyor. ‘Leste’ ise yerli dil Tetumcada ‘doğu’ anlamına geliyor. Dolayısıyla, ülkenin adı; ‘doğu’ sözcüğünün iki farklı dilde yan yana gelişi. Ada, Endonezya’nın doğusunda; Doğu Timor da, Timor (Doğu) Adası’nın doğusunda...

Paylaş
16. yüzyılda Portekiz sömürgesi olup, 1975’e dek ‘Portekiz Timoru’ olarak geçen ‘Doğu Timor’, 21. yüzyılın ilk yeni ülkesi olarak değerlendiriliyor. Ülkenin özgün adı ‘Timor Leste’, ‘Doğu Doğu’ ya da ‘Doğu’nun Doğusu’ anlamına geliyor. Şöyle ki; Timor, Endonezce/Malaycada ‘doğu’ anlamına geliyor. ‘Leste’ ise yerli dil Tetumcada ‘doğu’ anlamına geliyor. Dolayısıyla, ülkenin adı; ‘doğu’ sözcüğünün iki farklı dilde yan yana gelişi. Ada, Endonezya’nın doğusunda; Doğu Timor da, Timor (Doğu) Adası’nın doğusunda... Ülke adının ‘Timor’ değil de ‘Doğu Timor’ olmasının nedeni, adanın Hollandalı ve Portekizli kolonicilerce ikiye bölünmesi. Hollanda, adanın batısını alıp o zamanlar ‘Hollanda Hint Adaları’ olarak adlandırılan Endonezya’ya kattı; Doğu Timor ise Portekiz egemenliğindeydi. Ülke, 1975’te Portekiz’deki Karanfil Devrimi sonucu bağımsız oldu. Portekiz sömürgeleri Angola ve Mozambik’teki kurtuluş hareketleri, Portekiz’de iktidarın el değiştirmesine yol açmış; yeni iktidar, sömürgelerden çekilme kararı almıştı. Doğu Timor’un 1975’teki bağımsızlık ilanına karşılık, eski kolonici Portekiz’in yerini, 1945’te Hollanda’dan bağımsız olan Endonezya almak istiyordu. Endonezya, bağımsızlık ilanından 9 gün sonra, Doğu Timor’u ele geçirip 1975’ten 1999’a dek Avustralya’nın burnunun dibinde (Doğu Timor, Avustralya’nın hemen kuzeyindedir) soykırım uyguladı. İşgalin dinsel boyutu da bulunmakta idi; çünkü 200 milyon nüfuslu Muhammedci ülke Endonezya, Asya’da Filipinler dışında çoğunluğu Katolik olan tek ülke olan ve 1 milyondan daha az nüfusa sahip Doğu Timor’u eritmeye çalışıyordu. Bu nedenle, kimilerine göre Doğu Timor halkı İsacı olmasaydı, uluslararası kamuoyu, ilerleyen yıllarda ülkeyle bu kadar ilgilenmeyecekti. ABD DESTEKLİPeki dünya, işgale neden ses çıkarmadı? Çünkü Endonezya’da koloni karşıtı Devlet Başkanı Sukarno (1901-1970) çoktan iktidardan düşürülmüş; yerine, Amerikancı Suharto (1921-2008) gelmişti. Doğu Timor’un işgali, Amerikancı Endonezya tarafından yapıldığına göre ABD’nin bölge çıkarlarına uygundu. Ayrıca ABD, Doğu Timor direniş güçlerinin komünist hareketlerle ilişkili olduğunu düşünüyordu. Vietnam işgalinde etkili olan ‘komünizmin Asya’da domino taşı gibi yayılması korkusu’, Endonezya işgaline ses çıkarılmamasını getirmişti. 24 yıllık direnişte ölen Doğu Timorlu sayısı 200 bin idi. Bu da, ada nüfusunun üçte birine karşılık geliyordu. Toplu kıyımlara uğratılanların cesetleri okyanusa atılıyor; dünya devletleri, ABD’nin denetimi altında, ABD-Endonezya silah ticareti zarar görmesin diye, bu kıyımlara göz yumuyordu. Muhammedci dünya da, elbette bu küçük İsacı devleti değil, en büyük Muhammedci nüfusa sahip ülke olan Endonezya’yı destekleyecekti. Endonezya için ise Doğu Timor işgali, Cakarta’nın, Endonezya’nın bin bir çeşit değişik kültüre sahip diğer 26 bölgesine verdiği gözdağı idi. Aceh gibi bağımsızlık istemeye kalkarlarsa, onları da Endonezya ordusu işgal edecekti. Ülke, uluslararası baskılara dayanamayan ve kendi çıkarına uygun sonuçlar çıkacağına emin olan Endonezya’nın bağımsızlık için halkoylaması yapılmasına izin vermesi sonucu, bağımsız oldu. 1999’da yapılan halkoylamasından bağımsızlık çıkarken, ülke, uluslararası kamuoyunda resmen 2002’de bağımsız bir devlet olarak kabul gördü ve aynı yıl, Birleşmiş Milletler’e üye oldu. 2006’da Karadağ’ın üyeliğine dek, BM’nin en geç üyesi idi. Aynı yıl Bin Ladin, bir kayıtta, çoğunluğu yabancı 202 kişinin ölümüne yol açan Bali Bombalamaları’nın (12 Ekim 2002) Avustralya’nın ‘Doğu Timor’un ayrılmasına verdiği desteğe, İslamın yanıtı olduğunu belirtti. Ülke, resmen bağımsız olmasına karşın, henüz tümüyle kendi ayakları üzerinde duramıyor. 2006’da ülkede patlak veren şiddet olayları, ordu tarafından bastırılamayınca; Avustralya, Malezya, Yeni Zelanda ve Portekiz, ülkeye barış gücü gönderdi. Hükümet yanlılarıyla hükümet karşıtları arasındaki çatışma, 2007’de de sürdü; geçtiğimiz günlerde devlet başkanının vurulmasıyla da doruğa ulaştı... Doğu Timor’un bağımsızlığı, genellikle, uluslararası insan hakları örgütlerinin ve barışçıl örgütlerin yoğun çabalarına bağlanıyor. Oysa, ikinci ve bu çabalardan daha önemli bir neden, ABD’nin Sovyetlere karşı Endonezya’ya biçeceği bir oyunun artık kalmamasıdır. Soğuk Savaş sonrası Endonezya, diğer birçok bölge ülkesi gibi, ABD için stratejik önemini yitirmiştir. Bağımsızlığa üçüncü neden, Timor Adası’nın güneydoğusunda, yani Avustralya’ya en yakın bölgede, Doğu Timor Denizi’nde bulunan petrol ve doğal gaz rezervleridir. Bağımsız bir Doğu Timor, Avustralya için Endonezya’nın boyunduruğundan çıkıp, Avustralya’nın kendi etki alanına girmeye hazır bir Doğu Timor anlamına gelmektedir. Bağımsızlık sonrası Avustralya’yla çok sayıda petrol ve doğal gaz anlaşması imzalanmıştır. İki resmi dili (yerli dil Tetumca ve Portekizce) ve iki yaygın dili (İngilizce ve Endonezce) ve 15 diğer yerli dil ile yeni bir ülke doğdu, doğuyor. Petrol ve doğal gaz bugün, kişi başına düşen geliri yalnızca 800 dolar olan ülkenin yaşam koşullarını yükseltecektir kuşkusuz. İlerleyen yıllarda göreceğiz; yeni ülke, halkın açlığı pahasına, petrol varsılı yeni şeyhler mi çıkaracak; yoksa, Pasifik Okyanusu’nda ikinci bir Venezuela mı belirecek, işgalci Endonezya’nın sularının çekilmesinden sonra...
Dr. Ulaş Başar Gezgin
ÖNCEKİ HABER

CİMCİME

SONRAKİ HABER

Kolombiyalı elitler Bolivar Devrimi’nden korkuyorlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa