10 Eylül 2009 00:00
Evet, emeklinin sendikası olurmuş!..
GÜNÜN YAZILARI
26 Ağustos tarihli Evrenselin okuryazar köşesinde yayınlanan Emeklinin sendikası olur mu? başlıklı yazıma, Emekli-Sen Genel Başkanı Veli Beysülenden oldukça zorlu bir yanıt geldi, aynı köşede.
Yazımızda yer alan, yaşlılıkta daha rahat bir yaşam ve sosyal güvenlik talebini ele dolayarak başlatılan sendikanın gerekliliği açıklamalarını, Emekliler bunu neden kullanmasınlar? sorusuyla da sürdürmüş, sayın Beysülen. Oldukça sert ve iddialı ifadeler de kullanmış, yazısında üstelik. Sosyal Haklar Avrupa Komitesinin bir kararından alıntı yaparak, Emeklilerin geçmişteki çalışmalarına dayalı haklarını kullanan emekçiler olarak, sendika kurma ve üye olma hakkına sahip çıktıklarını, Emeklileri işçi sınıfının dışında görmenin, kapitalizmin emekçi katmanlarını birbirinden koparma politikasına hizmet edeceğinden, Bu düşüncenin, sendikanın aynı zamanda toplumsal bir baskı aracı olduğunu reddeden sığ bir düşünce olduğuna kadar... Sendika hakkının sadece grev yapmakla sınırlı olmadığı; bazı sendikalarda grev yasağı bile bulunduğu; kamu sendikalarının grev ve toplu sözleşme haklarının olmadığı gibi konumuzla ilgisi olmayan, çalışanların sendikal haklarını kısıtlayan bazı antidemokratik durumları da sıralayıp, Bunlar SENDİKA değiller mi? sorusuyla yeni dayanaklar yaratmaya çalışmış kendisine. Konumuzla hiç ilgisi olmayan, çalışan işçi ve emekçilerin Kavel, Sungurlar, 15-16 Haziran vb. şanlı eylemlerini örnek vererek, Emekli-Sene dayanak yapmak istemiş. Daha da ileri giderek, işçi ve memur sendikalarının antidemokratik yasalara karşı yürüttükleri ve elbette doğru olan meşru-fiili mücadele çizgisini reddetmekle suçlamaya çalışmış bizi.
Sayın Beysülen, Ülkemizde emeklilerin de birçok sorunu olduğunu yazdığımız halde, bunların çözümü konusuna hiç değinmediğimizden de söz ederek, kendilerinin, Çözümün sendika çatısı altında birleşmekten geçtiğine inandıklarını belirtip, Zorlu bir mücadeleyi bunun için göze aldıklarını eklemiş sözlerine. Kimseden icazet almamak, bir köşeye çekilip oturmamak, hak verilmez alınır, kendilerini kabul ettirmek gibi özlü sözlerle de süslemiş yazısını. İyi de etmiş...
Ama, hiç değinmemiş bizim Emeklinin Sendikası Olur mu? sorumuza. Yakınından bile geçmemiş. Olursa nasıl olur; hak arama yöntemleri nelerdir; istemleri yerine getirilmez, devlet tarafından belirlenen aylıkları ve sosyal güvenceleri yetersiz gelir, ama daha iyileri bir türlü verilmezse bu sendika ne yapar? Tüm bu sorunlar ve ihtiyaçlar, yapıla geldiği gibi basın açıklaması, protesto gösterileri, gazete ve TV demeçleriyle çözülebilir mi? Eğer böyle olacaksa sendikaya ne gerek var? Her meslekten emeklilerin kuracakları Mesleki Dayanışma Dernekleri veya hepsini kapsayan Emekli Hakları Derneği vb. örgütlerle de aynı şeyler yapılamaz mı? Öyleyse, sendika kavramını sulandırmaya ve işlevsiz kılmaya ne gerek var?
Biz, bunları tartışmak için kaleme almıştık yazımızı. Özellikle günümüzden verdiğimiz örneklerle de Her sendikayım diyenin, sendika; her sendikacıyım diyenin de sendikacı olamadığını belirtip, emekli sendikası konusunun çok iyi düşünülmesi gerektiğini ifade etmeye çalışmıştık. Sayın Başkan ise, sanırım, kendilerinin tartışıldığını zannederek, Bilmiyorsanız, öğrenin! diye başladığı sözlerine, ne kadar emekten yana kişiler ve örgütler olduklarını anlatarak, daha çok da hamaset yaparak, adeta kişisel bir savunma kaleme almış.
Oysa biz, ne çalışanların sendikalaşma mücadelesinden, ne de sendika hakkı vb. işçiler ve emekçilerin olmazsa olmazlarından söz ettik yazımızda. Sadece, Üretimden gelen bir yaptırım güçleri olmadığından bahisle, emeklilerin, Sendika adı altında örgütlenmeye çalışmasını doğru bulmadığımızı belirtip, bu modelde ısrarın nedenlerini sorduk.
Yapılması gerekenin de, (emekliler fiilen çalışma yaşamının dışına yaşamın değil! çıktıklarına göre), kalıcı hak ve özgürlükler için iktidara yürümek adına, sınıflarına uygun bir siyasi partinin çalışmalarına katılmak olduğunu söyledik. Bunun neresi Burjuvazinin ekmeğine yağ sürmek oluyor? Emekliler, sınıfsal çıkarlarına uygun partileri bilemezler mi sanıyorsunuz? Siyaseti de mi emekçiler adına başkaları yapsınlar?
Lütfen işi özünden tartışalım, sayın Başkan. Sendikayım, demekle sendika olunmuyor, gerçekten...
M. Kâmil Bal (İzmir)
Evrensel'i Takip Et