12 Eylül 2009 00:00

12 Eylül Darbesi 1

12 Eylül 1980 darbesi ve darbeyi takip eden sıkıyönetim döneminde yaşananların rakamlara dökülen bilançosu tüyler ürpertiyor. TBMM’nin kapatılıp, anayasa ortadan kaldırıldığı ve siyasi partilerin kapısına kilit vurulup...

Paylaş

29 yıl acıları hafifletir mi?
12 Eylül 1980 darbesi ve darbeyi takip eden sıkıyönetim döneminde yaşananların rakamlara dökülen bilançosu tüyler ürpertiyor. TBMM’nin kapatılıp, anayasa ortadan kaldırıldığı ve siyasi partilerin kapısına kilit vurulup, mallarına el konulduğu 12 Eylül darbesinin insan hayatına kasteden uygulamaları ise daha ağır…
*650 bin kişi gözaltına alındı.
*1 milyon 683 bin kişi fişlendi.
*210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
*7 bin kişi için idam cezası istendi.
*517 kişiye idam cezası verildi.
*Haklarında idam cezası verilenlerden 50’si asıldı (26 siyasi suçlu, 23 adli suçlu, 1’i Asala militanı).
*İdamları istenen 259 kişinin dosyası Meclis’e gönderildi.
*71 bin kişi TCK’nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.
*98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.
*388 bin kişiye pasaport verilmedi.
*30 bin kişi sakıncalı olduğu gerekçesiyle işten atıldı.
*14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı.
*30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
*300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
*171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi.
*937 film sakıncalı bulunarak, yasaklandı.
*23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.
*3 bin 854 öğretmen, 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verildi.
*400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.
*Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
*31 gazeteci cezaevine girdi.
*300 gazeteci saldırıya uğradı.
*3 gazeteci silahla öldürüldü.
*Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.
*13 büyük gazete için 303 dava açıldı.
*39 ton gazete ve dergi imha edildi.
*Cezaevlerinde toplam 299 kişi yaşamını yitirdi.
*144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.
*14 kişi açlık grevinde öldü.
*16 kişi ‘kaçarken’ vuruldu.
*95 kişi ‘çatışmada’ öldü.
*73 kişiye ‘doğal ölüm raporu’ verildi.
*43 kişinin intihar ettiği bildirildi.


KENAN EVREN’İN SKANDAL SÖZLERİ
Bu tablonun başlıca yaratıcılarından dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren, yaptıklarının yanı sıra, açıklamaları ve skandal sözleriyle de hafızalardan silinmiyor. İşte Evren’in tarihe geçen sözleri:
*Asmayalım da besleyelim mi? (Erdal Eren’in 17 yaşında idam edilmesinden sonra)
*Yaşı falan büyütülmedi efendim hiç böyle şey olur mu? (Erdal Eren hakkında)
*Hak edeni asmazsan bunlar virüs gibi çoğalırlar, işte o zaman Atatürk İlke ve İnkılaplarından kopulur.
*Adalet yerini bulsun diye bir sağdan bir soldan asıyorduk. Eğer sağdan 2 asmışsak ertesi gün 2 de soldan asıyorduk.
*İdamları imzalarken ellerim hiç titremedi.
*Bugün olsa gene idam hükümlerini imzalardım (2006’da katıldığı bir programda)
*Yapılması gereken ne varsa hepsini askıya aldık.
*Biz gelmeseydik Fatsadakiler gelecekti. (Fatsa belediye başkanlığını kazanan Dev-Yol hakkında)
*Bunlar tencereyi pisletmişlerdi, biz temizledik. Yeniden tencereyi verelim, yeniden pisletsinler istedikleri bu. (1981’de yaptığı bir konuşmada siyasi yasaklı parti mensupları hakkında)
*Burunlarının ortasına bir yumruk daha istiyorlar galiba. (1983’te yaptığı bir konuşmada siyasi yasaklı parti liderlerine ilişkin)
*Eskiye rağbet olsaydı bit pazarına nur yağardı. (1983’teki bir konuşmasında siyasi yasaklı partiler hakkında)
*Vatandaş mührü eline alacak “Evet” yerine basacak ya. O mühür demirden yapılmış. Demir’i ele bas Demirel olsun, onun için el işareti aldılar. (1983’te Demirel’in kurdurduğu, veto edilmiş olan Büyük Türkiye Partisi’nin amblemine ithafen)
*İsmet İnönü siyaseti okulda mı öğrendi?
*Ne demekmiş kadın kolu, gençlik kol? Bir de ihtiyar kolu. Böyle şey olur mu? (siyasi partiler hakkında)
*Biz telefonları dinlemiyorduk. Santralden geçerken duyuluyordu.
*Geri çekilirken öyle bir yumruk yerler ki nereden geldiklerinin farkına varamazlar. (1982’de siyasi yasaklara uymayan parti liderleri hakkında)
*Meclise iki, iki buçuk parti girse yeter. (Halen mevcut olan %10’luk seçim barajını koyarken)
*Yargılanırsam intihar ederim. (geçtiğimiz aylarda)


SUNU
12 Eylül faşist darbesinin üzerinden 29 yıl geçti, ancak hem açtığı yaraların etkileri; hem de darbe düzeni anayasasıyla, kurumlarıyla sürüyor. Bir yandan Ergenekon Davası’yla, ‘darbe ve darbecilerle hesaplaşma’ görüntüsü verilirken, diğer yandan binlerce kişinin işkenceden geçirildiği, onlarcasının idam sehpasına gönderildiği, yüz binlerce insanın fişlendiği, işinden edildiği 12 Eylül darbesi ve darbecileri hâlâ Anayasa’nın geçici 15. maddesinin korumasındalar.
Toplumun üzerinden adeta bir silindir gibi geçen 12 Eylül darbesine ilişkin 29 yıldır, dosyalar yapıldı, bilançoları çıkarıldı, mağdurları konuşturuldu. Ancak Türkiye hâl⠓darbecilerini yargılamayan tek ülke” ayıbıyla yaşamaya devam ediyor.
Darbenin 29. yılında hazırladığımız bu dosya kapsamında, henüz 9 yaşında iken babası idam edilen ve kendi deyimi ile “mezarlıktaki ağaçlar arasında babasının darağacını arayan” Murat Kanbur ile konuştuk. Babası idam edildiğinde 9 yaşında idi, bugün ise 40’ına yaklaşmış, iki çocuk babası olan Murat Kanbur 26 yıllık suskunluğunu ilk kez bizim için bozdu.
Yine babası ve teyzesi Mamak Cezaevi’nde iken 4-5 yaşlarında olan, 11-12 yaşında iken ise babasının “kaçak” yaşamasına tanıklık eden, Mamak Cezaevi’ne görüşlere giden Serap Çakmak Polattaş bugün 30’lu yaşlarında. Henüz küçücük kalbiyle sevdiklerini kendisinden uzaklaştıran o dönemi ve 12 Eylül’ü anlatan Serap Polattaş, 12 Eylül’ü hayal meyal; babasının kaçaklığına 6 yaşında tanık olan kardeşi Utku Çakmak ise bu süreci bir “oyun” gibi hatırlıyorlar.
Bugün, kapatılarak okula dönüştürülmesi kararı tartışma yaratan Diyarbakır Cezaevi, mağdurların anlatımı ile Diyarbakır Zindanı’nın konuklarından biri de darbe yapıldığında henüz 20 yaşlarında genç bir astsubay olan, gazeteci Hıdır Göktaş. Diyarbakır Zindanı’nın vahşetini, Ali Sarıbal adlı tutuklunun gözleri önünde kalaslarla dövülerek öldürülmesiyle, işkence ve insanlık dışı uygulamalarla yaşayan Göktaş, YAŞ kararı ile atıldığı askerlikten sonra başladığı gazeteciliği ise halen sürdürüyor.
Dosya konularımızdan biri de hakkında yazılan “Kamber Ateş nasılsın” adlı öykü ve şiirlerle tanıdığımız, Kamber Ateş. Ateş, Türkçe bilmediği ve Kürtçe konuşmak da yasak olduğu için ziyarette, oğluna sadece “Kamber Ateş nasılsın” diye seslenebilen annesini, Mamak Askeri Cezaevi’ni ve dönemi anlattı.
Dosyamızın bir diğer ana başlığı ise darbenin bastırdığı işçi sınıfı mücadelesi. Darbenin asıl hedefi olan işçi sınıfı ve emekçiler, bunun bedelini hâlâ ödüyor. 1980 öncesi yükselen sınıf hareketini baskılamak için gündeme gelen askeri darbenin ardından, sendikal yasalar sermayenin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırıldı. O dönemde TİSK Genel Başkanı olan Halit Narin’in darbenin ardından “Şimdiye kadar işçiler güldü, şimdi gülme sırası bizde” sözü bunun en önemli kanıtıydı.
İşçi sınıfı ‘80 sonrasında da üzerindeki ölü toprağını atmayı bilse de bunu yasalarla kazanım haline getiremedi. Bugün bu yasalar yine gündemde. Patronlar şimdi daha ileriden kendi çıkarlarına hizmet eden yasaların çıkarılmasını istiyor. İşçiler ve emekçiler ise özgürlüklerinin genişletilmesini haklarının kullanılmasının önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyor.
12 Eylül’ün yarattığı tahribat bu örneklere sığmayacak kadar geniş… Bugün toplumun en temel isteği ise Anayasa’nın geçici 15. maddesinin değiştirilerek, darbecilerin yargılanmasının önünün açılması… Kardeşinin hukuksuz yargılama sonucu idam edilip, gecenin bir yarısı elbiseleriyle gömülmesine isyan ettiği için bir buçuk yıl hapis cezası yiyen ve 9 ay hapiste yattıktan sonra, aylarca da darbecilerin nefesini ensesinde hisseden Abla İnsaf Karabulut, toplumun bu isteğini şu sözleriyle özetliyor; “Son nefesimde bile deseler ki Kenan Evren yargılanmış, dünyanın en mutlu insanı ben olacağım.”
YARIN: 26 yıllık suskunluğunu ilk kez bozdu
Hazırlayan: Sultan Özer
ÖNCEKİ HABER

Ebu Garip’te isyan çıktı

SONRAKİ HABER

YOLCULAR İÇİN EL AYNASI

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...