Kent sorunları masaya yatırıldı
Devrimci-Halkçı Yerel Yönetimler Sempozyumu 3-4 Aralık 2011 tarihinde Ankara Barosu Eğitim Merkezinde gerçekleştirildi.
Sempozyumda belediyelerin kentsel dönüşüm uygulamaları ile ilgili yarattığı adaletsizlik, belediyelerdeki yolsuzluk ve rant politikaları masaya yatırıldı. Kentlerdeki kadın sığınma evleri, çocuk parklarının kullanımı, dizaynı ve ulaşım sorunlarının kadınlara etkileri de tartışılan konular arasında yer aldı.
Sempozyumda konuşan Şehir Plancıları Odası (ŞPO) Ankara Şube Başkanı Serdar Nizamoğlu, konut sorununun sadece gecekondu insanının mağduriyeti olarak görülmemesi gerektiğini belirtti. Konutların depreme dayanıklı, ısınma sorunu çözülmüş ve yaşanabilir onayının olması gerektiğini belirten Nizamoğlu “Konutların güvenli ve sağlıklı olup olunmadığı bilinmiyorsa eğer, herkesin hatta kendine ait evi olanların bile konut sorunu vardır” dedi. Herkese yaşanılabilir bir konut sağlanmasının sosyal belediyeciliğin görevi olduğunu hatırlatan Nizamoğlu Kentsel Dönüşüm Projelerine ilişkin istifa ederek ayrıldığı Ankara Büyükşehir Belediyesi’ndeki uygumlamalardan örnekler verdi.
BANKAYA BORÇLANDIRILDILAR
27 bin nüfuslu Karacaören, Pursaklar’daki Kuzey Ankara Projeleri’ne, orada yaşayanlara sunulan tekliflere vurgu yapan Nizamoğlu, evlerinin bulunduğu alanlara karşılık verilecek olan konutların, 150 metrekarelik alanlar için 60 metrekare, 200 metrekare için 80, 250 metrekare alanlar içinse 100 metrekare olduğunu ifade etti. Bölgeye 20 bin konut yapıldığını da belirten Nizamoğlu konutların sadece 7 bin tanesinin orada yaşayanlara verildiğini söyledi. Yıkılan evler için 15 bin liralık enkaz bedeli ödendiğini ancak TOKİ’ye yapılacak kalan ödemeler için insanların, bankadan evleri ipotek edilerek borçlandırıldıklarını ve birçok evin borcunun ödenmemesi sonucu bankalar tarafından hak sahiplerinin ellerinden alındığını belirten Nizamoğlu, diğer 13 bin konutun ise satılıp paralarının müteahhitler ve belediye arasında bölüşüldüğünü söyledi. Nizamoğlu, bu politikaların sosyal belediyecilik anlayışında olmadığını belirterek, TOKİ işbirliğiyle yapılan bu uygulamaları yoksul halka yönelik bir saldırı olarak nitelendirdi.
KURTARMA DEĞİL KORUMA
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim üyesi Dr. Gaye Yılmaz ise belediyelerin doğa ve antik tarihi kültürlerin korunmasına ilişkin uygulamalarına dikkat çekti. Hasankeyf örneğini veren Yılmaz, Devlet Su İşleri (DSİ)’nin internet sitesindeki HasanKeyf’in kurtarılacağının yazıldığına vurgu yaptı. Yılmaz, “Kurtarmak diye söylenenin bölgeyi rant alanı olarak kullanıp kurtarabilinen eserlerin sökülerek başka yere taşınmasını istemeleridir” diyerek sitede yazılanların bir yanıltma politikası olduğunu söyledi. Yılmaz, kurtarmanın yerinden sökülerek yeniden tasarımlamak, korumanın ise yerinden oynatılmadan zarar görmemesi için uygun çalışmalar yapıp, gerçekten koruma altına almak olduğunu ifade etti. Yılmaz ortaya çıkan kapitalist belediyelerin rüşvetle, tarihi ve doğayı korumak yerine özel mülk edinme hakkını korumayı tercih ettiğini de ifade etti.
KADINLARI YOK SAYARAK TASARLAMA
Çankaya Belediyesi Kadın Sığınma Evi Sorumlusu Salime Tarihçi Delice de sempozyumda bir emzirme odasının bulunmadığı, sempozyumun kadınların çocukları ile katılımı düşünülmeden düzenlendiği eleştirisi yöneltti. Delice, “İşte tıpkı kent hayatında kadın da yaşamını bu şekilde sürdürmeye çalışıyor” dedi. Geç saatlerde işinden çıkan kadınların eve dönerken yaşadıkları onca problemin yanı sıra ulaşım sıkıntısı çekerek sokaklarda bir başına kalabildiklerini belirten Delice “Özellikle büyük kentlerde çalışan kadın nüfusu da dikkate alınarak, ulaşım hizmetinin nitelikli ve 24 saat olacak şekilde sunulması lazım” dedi. (Ankara/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et