25 Ekim 2010 00:00
Kim demiş sanat zenginlerin işi diye?
... Ben ressamım. (...) burada bir sanat boşluğu olduğunu fark ettim. Onun için burada sergi açmaya karar verdim. Yaptığım resimler öyle ev kadınlarının yaptığı gibi değil! Eğitimliyim ben. İstanbul Yeditepe Üniversitesinde okuyorum...
Bir haberden alınan bu sözler ülkenin bir yerindeki bir galeride resim sergisi açan genç bir kadına ait. Sergisini böyle anlatan ressam, şimdi belki dolduracak başka boşluklar arıyor hayatında. Bir de Mehmet Berktaş gibiler var.
22 yıldır tekstil işinde çalışan Mehmet Berktaş, resim ya da müzik yapmak için boşluk yaratmak zorunda. Zira 12-15 saatlik çalışmanın ardından bu hiç de kolay değil. Bu nedenle resim ve müzikle uğraşan Berktaşın en büyük hayali, 8 saat çalışabilmek. Berktaş bugüne kadar beş resim sergisi açmış, bir müzik grubunda çalıyor.
HİÇ SEKİZ SAAT ÇALIŞMADIM
Çocuk yaşta çalışmaya başlayan Berktaş, işçi olmanın bütün zorluklarına katlanarak müzik ve resim için eğitim alamadan kendi kendisini yetiştirmiş. İşçileri makinenin bir parçası olarak gören anlayışa karşı çıkan Berktaş, kültür ve sanatın işçiler için çok önemli olduğunu dile getiriyor. Kalabalık ve yoksul bir ailenin çocuğu olan Berktaş, çalışmaya da erken yaşta başlamış. Uzun bir süre de çalıştığını hep memlekete göndererek gurbette bu şekilde yaşamış. Bunun birçok olumsuz sonucu var elbette, mesela çok az sigorta primi yatmış. Bu nedenle emeklilik onun için bir hayal.
Belli bir yaştan sonra da işin içine çoluk çocuk karışınca ne olacak diye bu sefer de sendika, sigorta arıyorsun. Ama bunu hayat içerisinde karşılığı yok. Mesela ben yıllarca 8 saat çalışmak istemişimdir. Ama 23 yıldır sekiz saat çalışmışlığım yok. Gençlik dönemlerimizde, o zaman tekstil biraz daha yoğundu. Sabahlıyorduk. Gençsin, enerji de var ya etkilemiyordu. Ama şimdi daha zor oluyor koşullar. Bu kadar çalışmaya karşın hiçbir birikim yapamadım.
Böyle diyen Berktaş, bugün de işsiz kalmama derdi içerisinde olduklarını söylüyor. İşsizlik onun için açlığı ifade ediyor. Kötü çalışma koşullarına karşı dönem dönem mücadele verdiklerini dile getiren Berktaş, Kötü kötü kötü, ama bunun iyi bir tarafı mutlaka çıkacaktır diyor. Bir işçi olarak sağlık güvencesinin olması, işsizlik sorunu yaşamamak ve iş saatlerinin biraz daha aşağıya çekilmesini dile getiren Berktaş, hiçbir zaman çalışmaktan çekinmeyen birisi olarak daha iyi bir hayat yaşamak isteğini ifade ediyor.
KÜLTÜR SANAT OLDUKÇA ÖNEMLİ
Zorlu bir yaşam içerisinde resim ve müzikle de uğraşan Berktaş, işçiler için kültür ve sanatın oldukça önemli olduğunu düşünüyor. Bu kadar ağır çalışma koşullarının içerisinde yaşayan insanların böyle şeylere eğilim göstermesi ya da gerçekleştirmesi çok zor bir şey. Ancak Berktaş bunu bir yaşam biçimine dönüştürmüş. Daha önceleri kendi kendine resim çizen Berktaş, projesi belli olmayan resimlerden giderek belirgin bir konu etrafında biçimlenen resimler yaratmaya başlıyor. Ayhan Sağcan adlı bir arkadaşından aldığı kursların da katkısını vurguluyor. Resimlerinde kendi koşullarını anlatan Berktaş, İstanbul, Ankara ve Aydın gibi illerde beş tane sergi açmış. Müzikle de resim kadar ciddi bir şekilde ilgilenen Berktaş, 1995-2000 yılları arası Dokumacılar Müzik Topluluğunda çalmış. Bu grup amatör konfeksiyon işçilerinden oluşuyor.
MAKİNENİN BİR PARÇASI DEĞİLİZ
Kendince besteler de yapan Berktaş, çalışan işçilerin kendi sanatına, kendi kültürüne sahip çıkmalarını ve bunu geliştirmelerini istiyor. Bu cephede kendisinin ufak bir rolü olduğunu düşünüyor. İşçiler sadece atölyede, fabrikada çalışır onun dışında bir şey yapamaz diyorlar diyen Berktaş, bugüne kadar duyduğu şeyleri sıralıyor: Onun dışında bir şey yapmaya zamanları yoktur. Düşünme yeteneği de o kadar yüksek değildir. Bunu beceremezler. Bunu yapan akademi eğitimli olması gerekiyor. Makinenin bir parçası gibi, bunlar sadece alt kademede üretirler. Ne üretirler? Kumaş dikerler, ham maddesini üretirler, verilen işi yaparlar.
Sanat ve kültürün üst sınıfların yapabileceği bir iş olarak düşünüldüğünü, işçilerin de böyle düşündüğünü söyleyen Berktaş kendisinin bunu kırmaya çalıştığını belirtiyor. Tabii ki bizden daha önce de kıran bir sürü işçi emekçi dostları, işçiler olmuştur. Bunların katkısı olmuştur bu aşamaya. Biz de bunun devamı olarak her şeyi yapabiliriz. Biz de bunu aşabiliriz diyor. Sanat ve kültürle ilgilenmenin düşünsel olarak yaşam kalitesini daha yükselttiğini ifade eden Berktaş, resim ve müzikle işsizlik, fabrikalar, yabancılaşma gibi tanımları soyutlayarak ayrı bir bütünsellikte sunuyor.
(İstanbul/EVRENSEL)
Erkan Araz
Evrensel'i Takip Et