20 Kasım 2010 00:00

NATO’NUN YENİ SAVAŞ KONSEPTİ


1949’da emperyalist-kapitalist ülkelerin ABD öncülüğünde sosyalizmin dünya üzerinde yayılmasını engellemek için kurduğu Kuzey Atlantik İttifakı (NATO), yarım yüzyıldır yerküre üzerinde önemli bir aktör olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. NATO’nun varlığının nedeni olan “Doğu Bloku” varlığını sürdürmemesine, Varşova Paktı kendisini feshetmesine rağmen, kapitalist ülkelerin bir savaş ittifakı olan NATO, dönemin ihtiyaçlarına göre yarattığı yeni düşmanlar sayesinde konsept değişikleri yaparak, yaratılan koşullar içinde genişleyerek varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Sözde üye ülkeleri savunma temelinde kurulan bu örgüt, denilebilir ki ilk ciddi konsept değişikliğini, Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra 1991 Roma Zirvesi’nde gündeme getirdi. SSCB ve Varşova Paktı’nın dağılmasından sonra aranan yeni düşman olarak kitle imha silahları, terörizm, ticaret ve enerji yollarının güvenliğinin sağlanması başlıca hedef olarak belirtildi. Bu temelde ilk adım ise 1999’da Yugoslavya’ya karşı açılan savaş ile atıldı. Birleşmiş Milletler kararıyla, eski Yugoslavya’ya savaş açılması, Kosova’nın zorla koparılması, bu savaş örgütüne havale edildi.
72 gün boyunca Sırbistan topraklarını bombalayan NATO’ya bağlı savaş uçakları, binlerce insanı katletti, yüzbinlercesinin de ülkesini terk etmesine neden oldu.
Balkanlarda, emperyalist güçler tarafından NATO’ya biçilen “dünya polisliği” misyonu zamanla, büyük güçler arasında uzlaşma sağlandığı taktirde hep devreye konuldu.
Bunun en çarpıcı örneği Afganistan’ın işgali sırasında ve sonrasında yaşandı. Benzer bir misyon Irak’ta da NATO’ya verilmek istendi, ancak gerekli uzlaşma sağlanamadığı için bu gerçekleştirilemedi.
STRATEJİ NEDEN
DERİNLEŞTİRİLİYOR?
Emperyalist-kapitalist devletlerin kendi aralarında sağladığı uzlaşmanın ardından işaret edilen bölgelere yönelik müdahalede bulunan bir savaş örgütü olan NATO, şimdi kendisine verilen bu rol ve yetkinin sınırlarını biraz daha genişletmek ve bir kez daha dünya üzerindeki en güçlü militarist örgüt olduğunu ilan etmek istiyor. Hammadde kaynaklarını ve enerji yollarını güvence altına alma adına geliştirilen bu strateji, emperyalist devletler açısından en geniş paydayı ifade ediyor. Son zamanlarda Somali ve Aden Körfezi’nde korsanların ticaret gemilerine yönelik yaptığı saldırılara karşı NATO’nun harekete geçmesi yönünde ifade edilen talep de bunun bir sonucu. “Üye ülkelerin Sovyet tehdidinden korunmasından üye olmayan ülkelere savaş açmaya” kadar genişletilen NATO’nun misyonu, şimdi “görünmeyen/bilinmeyen” düşmana karşı savaş hazırlıkları yapmaya kadar vardırılıyor. Lizbon’daki zirvenin önemli gündemi olan Doğu Avrupa ve Türkiye’ye füze savunma kalkanlarının yerleştirilmek istenmesi konusundaki geniş mutabakat, aynı zamanda yeni düşmanlar arıyor.
SENARYOLARA
DAYALI STRATEJİ
ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright öncülüğünde kurulan bir komisyon tarafından hazırlanan NATO’nun yeni konseptinin merkezinde olan füze kalkanları, asıl senaryo olarak bulunuyor. Elinde nükleer silahlar bulunan ülkelerin (adı belirtilmiyor, ancak hedefte İran’ın olduğu biliniyor) her an saldırıda bulunacağı senaryosundan hareket eden NATO güçleri, bu varsayıma karşı şimdi füze savunma sistemini gündeme getirmiş bulunuyor.
Bu konu eskiden Rusya ve Almanya-Fransa’nın güçlü bir tepkisi bulunuyordu. Bükreş’te yapılan NATO Zirvesi’nde bu konuda bir uzlaşma sağlanamamıştı. Ancak, daha sonra bu ülkeler de füze kalkanına destek vermeyi tercih etti.
Bu konuda özellikle Rusya’nın değişen tavrı dikkate değer. Alman basınında yer alan haber-analizlere göre Rusya, Soğuk Savaş’tan sonra en büyük askeri tatbikatını geçen yıl muhtemel bir NATO saldırısında karşı yaptı. Rusya-Gürcistan arasındaki gerilim sırasında da bu ülkenin aslında Batı’nın hedefinde olduğunu bir kez daha gösterilmişti.
Anlaşılan o ki, Rusya önleyemeyeceğini kestirdiği füze kalkanı projesine dahil olarak kendisine karşı kullanılmasını engelleyebileceğine inanıyor.
Almanya ise nükleer silahların azaltılması şartı ile füze kalkınma sistemine onay vermişti.
UYUM BOZULDUĞUNDA NE OLACAK?
Lizbon Zirvesi’nde NATO üyesi ülkeler arasında adı konulmayan “ortak düşmana” karşı füze kalkanları kurma konusunda tam bir uyumluluk görünüyor. Dolayısıyla emperyalist devletler zirve ile birlikte bir kez daha NATO’yu kutsayan açıklamalarda bulunacaklar. Ne var ki, bugün ortak çıkarları koruma adı altında, uyum içinde görünen ülkeler yarın yeniden çatışma içine girecekler. Çünkü, emperyalist devletlerin dünyayı yeniden paylaşmak için birbiriyle girdiği kıyasıya rekabet, eninde sonunda uyumsuz bir hal alacak ve NATO gibi bir militarist örgütten kopmalara yol açacaktır. Bugün onları sadece ortak çıkarlar adına bir arada bulunmak üzere korku senaryoları, sanal saldırılar tutuyor.

AFGANİSTAN GÜNDEMİ

Zirvenin önemli gündem maddelerinin başında Afganistan geliyor. Ülkedeki 150 bin işgalci NATO gücünü kontrollü olarak geri çekmek ve güvenliği Afgan güçlerine bırakmak için aşamalı geçiş takvimi zirvede belirlenecek. Geçiş dönemi stratejisinde önümüzdeki 24 ay içerisinde NATO’nun muharip misyonlarının bitirilmesi öngörülüyor.
Zirvede Afganistan için uzun dönemli güvenlik güçlerinin eğitim takvimi de belirlenecek. Ancak yerel güçlerin güvenliği devralmaya ne kadar hazır olduğu bilinmiyor.
ABD’nin liderliğinde başlatılan Afganistan işgalinin geçen on yılda ne kadar başarılı olduğu ABD’de de tartışma konusu. Afganistandaki Taliban direnişi kırılamadığı gibi savaşa harcanan para ve verilen asker kayıpları iç politikada ABD ve işgalin en büyük ikinci ortağı İngiltere hükümetlerinin elini zorlaştırıyor.
Bugün Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev’in de katılımıyla toplanacak Nato- Rusya Konseyinde de Afganistan işgali gündeme alınacak. NATO, kendi topraklarından silah hariç kargo transferine izin veren Rusya’dan işgalle ilgili işbirliğini artırmasını istiyor. Bu işbirliğine yönelik somut adım olarak da NATO, Rusya’dan Afganistan hükümetine 20 helikopter sağlayarak bunların pilotlarının eğitilmesini talep ediyor.

6 MADDEDE NATO’NUN YENİ HEDEFLERİ
i Üye ülkeleri saldırılardan korumak
i “Yeni siber tehlikelere” karşı NATO kurumlarını ve üye ülkeleri savunmak
i Konvansiyonel silahların azaltılması, sıfıra indirilmesi genel olarak doğru, ancak bunun gerçekleşmesi şu anda mümkün değil.
i NATO’nun tek tek ülkeler ve örgütlerle işbirliği sürecek. Özellikle de AB, BM ve AB’nin askeri yapısından destek alınacak.
i Ortadoğu ve Uzakdoğu’dan gelebilecek saldırılara karşı koymak amacıyla NATO Avrupa’da füze savunma sistemi kuracak ve Rusya da partner olacak.
i Enerji güvenliği, iklim kuruması, yoksullukla mücadele ve kalkınma da NATO’nun ilgi alanı olacak.



SOKAKLAR İŞGALE HAYIR DİYOR

Afganistan sadece NATO Zirvesi’ndeki liderlerin değil sokakların da gündeminde. [Lizbon’da savaş karşıtı protestocular, NATO’nun Afganistan’daki operasyonlarını ilginç bir şekilde protesto etti. Göstericiler, üç dakika boyunca yerde hareketsiz yatarak NATO güçlerinin hava saldırısına uğramış Afganistan’daki bir yeri canlandırdı. Göstericiler artık ölümlerin durdurulmasını isteyerek 10 yıllık işgaldeki asker ve sivil kayıplara dikkat çekti. Lizbon polisi, göstericilerin bazılarını gözaltına aldı.
NATO’yu savaş nedeni olarak gören göstericiler, Soğuk Savaşın bitmiş olmasına rağmen NATO’nun hala varlığını sürdürmesine vurgu yaptı.
Portekiz polisi daha kapsamlı gösteriler için önlemlerini arttırıyor. Bugün Lizbon şehir merkezinde onbinlerce kişinin katılacağı NATO karşıtı bir yürüyüş yapılacak.
Yücel Özdemir

Evrensel'i Takip Et