Bir rapora sahip çıkamamışlar
Bir kanser hastasını daha fazla kanser edecek bu sorumsuzluk örneği yüzünden Vardar, aylar önce belki tahliye edilebilecekken halen cezaevinde.
Durumu sorumsuzluk olarak değerlendiren Vardar’ın avukatı Fazıl Ahmet Tamer ve Vardar’ın tahliyesi için seferber olan insan hakları savunucuları, olayın, insana değer vermeyen bir sistemin sonucu olduğu görüşünde. Aylar sonra kaybolan raporu Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesine gönderilen Vardar, sonunda muayene olabilecek. Ancak, yaşanan bu durum Vardar’ın mı yoksa hastalığı ve mahkumiyeti yüzünden zaten zor bir süreç geçiren bir insanı, oyalayan yargı bürokrasisinin mi tedaviye ihtiyacı var sorusunu gündeme getiriyor.
METRİS’TEN BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ OYUNU
Mühürsüz sayaç taktığı için elektrik hırsızlığı suçuyla şubat 2011’de tutuklanan ve 5 yıl hapse mahkum edilen Basri Vardar ilik kanseri. Sağlık durumu cezaevi koşullarına uymayan Vardar’ın tahliyesi için adli tıp süreci başlatılıyor. Vardar, Adli Tıp’a ilk olarak 26 Nisan 2011’de gönderiliyor. Adli Tıp kurumu eksik evrak olduğu için, mayıs 2011 tarihli yazısıyla ek raporlar istiyor.
Bu ek raporlar ancak 24 Haziran 2011’de tamamlanıyor ve hasta ile birlikte Adli Tıp’a gönderiliyor. Adli Tıp gelenleri yine eksik bulduğu için yeniden ek tetkikler istiyor. Adli Tıp Kurumu, Vardar’ın sağlık raporunu, 29 Haziran 2011 tarihinde Bakırköy İnfaz Savcılığı’na gönderiyor. Savcılık da raporu, Metris Cezaevi’ne göndermesi gerekirken, Vardar’ın daha önce kaldığı Silivri Cezaevi’ne gönderiyor. Silivri Cezaevi de raporu ancak ağustos ayı sonunda savcılığa gönderince Bakırköy Savcılığı da raporu, Eylül 2011’de bu kez doğru adresi olan Metris Cezaevi’ne göndere biliyor.
Vardar’ın Avukatı Fazıl Ahmet Tamer raporun cezaevine ulaşıp ulaşmadığını teyit etmek için Cezaevi’ni arayınca cezaevindeki memurlar “Raporun elimize ulaştı, 19 Eylül’de de Adli Tıp’a götüreceğiz” diye bilgi verirler. Fakat daha sonra Adli Tıp süreciyle ilgili hiçbir işlem başlamaması üzerine tekrar Metris Cezaevi’ni arayan Tamer, bu kez yazının ellerine ulaşmadığı, kendisinde bir kopyası varsa bunu cezaevine göndermesi yönünde bir cevap alır. Kendisindeki kopyayı cezaevine gönderen Tamer üç gün önce yazının Samatya’da bulunan İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildiğini öğreniyor ve böylece aylar öncesinden başlaması gereken Adli Tıp süreci yeni başlıyor.
SAVCILIK VE CEZAEVİ İDARESİ SORUMSUZ DAVRANDI
Sorunu insana değer vermeyen bir sitemin sorumsuzluğu olarak değerlendiren avukat Fazıl Ahmet Tamer, “Müvekkilimin sağlık dosyası Silivri’den Metris Cezaevi’ne nakledilirken de kaybolmuştu ve bir ay boyunca ortaya çıkmadı” diye konuştu. Raporun, gerekli yerlere zamanında ulaşması halinde işlemlerin aylar öncesinde başlamış olacağını anlatan Tamer, “Gecikme Metris Cezaevi’nin bağlı olduğu Bakırköy infaz savcılığının ve cezaevinin idaresinden sorumlu davranmamasından kaynaklanıyor” diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
Evrensel'i Takip Et