7 Ekim 2011 10:23

Kumtel patronundan işçilere zulüm

KUMTEL’den bir grup işçi

Arkadaşlar fabrikamıza her gün saat 07.30’da geliyor 17.30’da çıkıyoruz. Günlük on saat hizmet veriyoruz.  Sizde biliyorsunuz ki günlük çalışma saati 8 saat olmalıdır. Hatta bu 8 saat içine bizim yemek molamızda dâhildir. 2 saat fazladan çalışıyor mesai yapıyoruz. Bu koşullarda aylık maaşla birlikte 210 lira da mesai ücreti almamız gerek. Patron Köseoğlu;  bu durumu bizlere şöyle açıklıyor; “Cumartesi günleri isteyen gelir isteyen gelmez. O gün 8 saat çalışıyorsunuz o mesai sayılıyor” diyor. Biz de diyoruz ki; biz hafta içi on saat fazladan çalışıyoruz. Siz 8 saat veriyorsunuz. Kalan 2 saat nerede?  Her işçi ayda 8 saat yani bir gün fazladan çalışmış olmuyor mu? Bunu da 1000 işçiyle hesapladığımızda 8000 saat ediyor. Böylelikle yaklaşık 35 işçiyi bedava çalıştırmış oluyorsunuz.  Bu hak mı? Birçoğumuz çalışma süresi yüzünden çocuklarımızla ilgilenemiyor, fabrikadan başka bir yer göremiyoruz. Akşam çoluk çocuk parka gidelim dediğinde yorgunluktan gidemiyoruz.  Genç arkadaşlar ise gençliğini çalışmakla geçiriyor.

KÖSEOĞLU HADDİNİ BİL!

Geçtiğimiz günlerde Ahmet Köseoğlu KUMTEL 1’de geziyor. Kutuların yanlış dizildiğini gören Köseoğlu işçilerden birini yanına çağırıyor. “Bu kutuların hali ne?​” diye fırça atıyor. Daha sonra bir saat boyunca kutuları burnuyla düzelttiriyor. Yanlış anlamadınız burnuyla herkesin önünde düzelttiriyor! İşçi kardeşimizin adını buradan vermek istemiyoruz.  O arkadaşımız bir gün boyunca ağlıyor! Bir gence bile yapılmaz bu. Sen çıkıyor evli barklı adama yapıyorsun bunu. Çekip gedeceğiz ama birçoğumuzun borcu var.

Arkadaşlar ustaların birçoğu belki de bizim birleşmemizden, sendika istememizden korkar. Ama bu olay onlara da ibret olsun.  Bunca zaman bizde ne zaman bir kıpırdama olsa, ustalar birleşmemize engel oldular. Peki, birlik beraberlik olsa bunu patron yapabilir miydi? Birlik beraberlik içinde olmamız şart. Bunun için gazetemize ulaşalım, yasal haklarımızı sendikalaşma durumunu soralım. Kontörü nelere harcamıyoruz. Buna harcamak zorumuza gitmesin. Bu hepimizin çıkarına.  Ve en son olarak Köseoğlu’na diyoruz ki; keser döner sap döner gün gelir hesap döner!      

*KAYSERİ

Evrensel'i Takip Et