06 Ekim 2011 13:30

İşçiler birlik olsa...

Müzeyyen Acunal, 27 yaşında genç bir kadın. İzmir’in hızla tarımdan sanayiye geçen Torbalı ilçesinde oturuyor. Müzeyyen 5 yıl boyunca Torbalı’da bulunan Tezol Kağıt Fabrikası’nda makine operatörü olarak çalışmış. Firma Türkiye'nin ünlü market zincirleri için tuvalet kâğıdı ve pe&

İşçiler birlik olsa...
Paylaş
Emine Uyar

Yapılan haksızlıklara, işyerindeki aksaklıklara karşı bir şeyler yapılması gerektiğini düşünerek arkadaşlarıyla birlikte Selüloz-İş Sendikası’nda örgütlenmişler. İşyerinde 40’a yakın işçi üye olmuş sendikaya ancak patronun yıldırma politikaları ve psikolojik baskıları nedeniyle istifa edenler ve işten atılanlar olmuş. Patronun kendisine de “Ya bu sendikadan istifa edersin ya da içeride adam gibi çalışırsın” dediğini aktaran Müzeyyen, sendikadan vazgeçmeyeceğini, hakkını savunacağını belirttiğinde ise karşılaştığı uygulamayı şöyle anlatıyor: “Patron, işyerinde arkadaşlarıma beni rencide edebilmek adına bir kürsü, platform üzerinde bir hafta boyunca hiçbir iş yapmadan, kimseyle konuşturtmadan, çok affedersiniz lavaboya dahi izin alarak gitmem şeklinde üzerimde psikolojik bir baskı kurdu. Tabi bu şekilde de yılmadık.”
Daha sonra 25. madde gerekçe gösterilerek işten atılmış. İşyerine karşı açtığı işe iade davasını kazandı ama davanın Yargıtay’da da sonuçlanmasını bekliyor.
Müzeyyen, 1 yıl önce gerçekleşen bu olay nedeniyle hâlâ Torbalı’da iş bulamıyor. Ufak tefek, kara kuru bu kadın, mücadeleci tavrı nedeniyle işverenleri korkutuyor. Oysa çalışmaya o kadar çok ihtiyacı var ki.  

Mücadeleden geri durmuyor
Müzeyyen aslen Eskişehirli. Babasının işi nedeniyle 20 yıl önce Torbalı’ya gelmişler. Babası mermercilik yapıyor ve üniversitedeki kardeşini okutmak için hâlâ çalışıyor. Genç yaşında bir evlilik yapan Müzeyyen’in şu anda 8 yaşında bir oğlu var. Boşandığı eşinden nafaka almayan Müzeyyen, ailesiyle birlikte oturuyor. Anne ve babasının ayrılması nedeniyle sorunlar yaşayan çocuğun psikolojik destek alması gerekiyor. Bunun için de çalışması lazım Müzeyyen’in.
Ama küçük çocuğu ile birlikte ailesinin yanında yaşaması Müzeyyen’i mücadeleden geri bırakmıyor. Kendisi gibi sendikalaştıkları için işten atılan Form Mukavva işçilerinin yanına gidiyor sık sık. Onların coşkularına, hüzünlerine ortak oluyor.
Müzeyyen sendika ile tanışmasını hayatının en büyük devrimi olarak değerlendiriyor: “Bu bizim hayatımız için düşüncelerimiz için en büyük devrim. Biz haklarımızı ne şekilde arayabileceğimizi, bunu mücadele ederek elde edebileceğimizi öğrendik” diyor.

Her şeyde eşitsizlik
Tezol’da çalışan 250 işçinin yarısının kadın olduğunu ve kadınlarla erkekler arasında “bariz bir eşitsizlik” yaşandığını anlatıyor: “Erkeklerle aynı işi yaptığımız halde asgari ücretten daha fazla alamıyorsun ki aynı iş değil temizliğinden, makinelerin yönlendirilmesine kadar fazlasını da yapıyorduk. Ama kadınların yaptığı iş önemsenmiyor. Erkekler ilk girdikleri zaman asgari ücretin üstünde alıyorlardı, zamanla kıdemleri arttıkça da maaşları değişiyordu. Biz asgari ücret alıyorduk. Ücrette o denkliği göremediğimiz için artık her şeyde bir eşitsizlik seziyorduk. Davranışsal olarak çok farklı şeyler var.”
Kadın işçilerin işyerlerinde dile getirilmeyen pek çok problem yaşadığını söyleyen Müzeyyen, “Sendikalarımızın da bu konuları artık biraz daha ön plana aldıklarını düşünüyorum. İşverenle yapılan sözleşmelerde kadınların yaşadığı sorunların çözümüne dair maddeler konulmalı ve kadın arkadaşlarımızın hakları konusunda bilgi sahibi olmaları gerekiyor” diyor.

Farklı gözlerle
Şu anda hayata çok farklı bir gözle bakabildiğini belirten Acunal, Form Mukavva işçilerine duyduğu yakınlığı şöyle dile getiriyor: “Aynı süreçten geçtiğimiz için onları kendime çok yakın hissediyorum. Hepimiz işçiyiz nihayetinde, hepimiz hak ve ekmek mücadelesi veriyoruz. Onları çok daha iyi anlayabildiğimi hissediyorum. Onların yanında olmak istiyorum bu süreçlerinde. Birbirleriyle dayanışmaları çok hoşuma gidiyor.”
Müzeyyen lise mezunu; şu anda açık öğretimde okuyor ve iyi bir bilgisayar kullanıcısı. Kalemi de oldukça iyi. Form Mukavva işçilerinin direnişini ve Ağustos ayında Selçuk’ta gerçekleştirilen Gençlik Kampı’nda hissettiklerini kaleme aldığı yazıları gazetemiz Evrensel’de de yayınlandı.
Geçtiğimiz aylarda İspanya’nın Sevilla Kentinde düzenlenen ICEM Kadın Konferans'ına da katılmış, katılmakla kalmayıp bir de konuşma yapmış Müzeyyen. Konuşmasının konferansın en iyi konuşmalarından biri olduğunu söyleyerek tebrik etmişler kendisini diğer katılımcı kadınlar.

İşçiler birlik olsa...
Müzeyyen hayallerini paylaşıyor; “Hakkımızın biz istemeden verilebildiği bir yerde yaşamayı isterdim. Hem maddi açıdan hem de işyeri koşulları açısından insanca çalışabilecek bir işim olsun isterdim… Bütün işçilerin işveren tarafından sömürüldüklerinin bilincinde olmasını isterdim.”
İşverenlerin geçim sıkıntısını çok rahat bir şekilde kullandığını söyleyen Müzeyyen, çözümün örgütlenmekten geçtiğini belirtiyor. “Bu sadece Form Mukavva işçileriyle, sadece benimle olacak bir şey de değil. Bütün işçi arkadaşlar, hepimiz bir araya gelerek, belli amaçlar üzerinde, yoğunlaşarak bir şekilde hakkımızı alabiliriz diye düşünüyorum. İlk öncelik birlik olmakta, bu bilince varmakta” diyor.

ÖNCEKİ HABER

General Zeki Doğan’da farklı bir telaş var!

SONRAKİ HABER

Kapitalizmin Baş Belası Bir Kadın:

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...