15 Mart 2004 23:00
1 milyonun hesabı
Ekonominin iyiye gittiğinin iddia edildiği bugünlerde, 1 milyona eşya satan dükkânların sayısı giderek artıyor. İstanbul'un orta halli semtlerinde bile tıklım tıklım dolu olan 'milyoncu'lardan Kıraç'ta da açan Bıkmaz ailesinin dükkânları ise bomboş. Dükkâna arada bir uğrayanlar ya bakıp gidiyorlar ya da 200 bin liranın pazarlığını yapıyorlar. Kıraç halkını 200 bin liranın hesabını yapar bir yoksulluğa iten sebebi ise dükkân sahibi Şeref Bıkmaz açıklıyor:
"Buradaki fabrikalarda insanlar asgari ücrete çalışıyorlar. Kıraçlılar bir kere aylıklarını alamıyorlar. Burada mesela 7 aydır maaş vermeyen fabrikalar var. İşçiler sabahlara kadar çalışıp mesai yapıyorlar, ama paraları ödenmiyor."
Bıkmaz ailesi, Kıraç'ta merkez ile Yenimahalle arasında, beldenin nadir asfaltlı yollarından birinin üzerinde kurmuşlar dükkânlarını. Gelen geçen çok olur diye ummuşlar. Ancak sohbet ettiğimiz zaman içinde süs eşyalarına bakan iki ilköğretim öğrencisi genç kız ve sadece bakıp giden bir iki kişi dışında gelen olmuyor.
Fabrikalar maaş vermiyor Şeref Bıkmaz bu durumun nedenlerini işçilerin aldığı ücretlere bağlıyor: "1 milyon bile çok ağır geliyor. Hep ekonomik sıkıntı yüzünden. Kıraç'ta yaşayanlar daha çok fabrika işçisi. Bu dükkân kendimin olmasa bir fabrikada çalışsam, asgari ücret alacağım. 300 milyon. 150 milyon ev kirası veriyorsun. Elektrik, su, 150 milyon da o ediyor. Okul masrafı var. 3 çocuk okula gider. Kayıt parası, aidat falan. En büyük kızımızı da okutamadık zaten. Gerçekten 300 milyonla mümkün değil geçinemezsin. 100 milyonla mutfağı döndüremiyorsun. Biz iyi kötü döndürüyoruz. Hiç bulamayanlar var. İşte sırtlarında çocukları pazarın artıklarını toplayıp gidiyorlar. Kıraçlılar bir kere aylıklarını alamıyorlar. Burada mesela 7 aydır maaş vermeyen fabrikalar var. Sabahlara kadar çalışıp mesai yapıyorlar ama paraları ödenmiyor."
Gelen giden yok 3 senedir Kıraç'ta yaşadıklarını söyleyen Döndü Bıkmaz eşi ile dükkânı ilk açtıklarında bir kaç gün çok kalabalık olduğunu anlatıyor. Ancak öğreniyoruz ki kalabalığın nedeni Ramazan Bayramı olması. Kıraçlı, bayram hediyesini bile 1 milyona alıyor. Çok pazarlık yapıldığını ekleyen Bıkmaz, Kıraç'ı anlatıyor: "Buranın insanı yoksul, işsizler var millet nasıl alsın. Hiçbir şey almadan da giden çok. Bırak meyve sebzeyi, doğru dürüst kahvaltılık bile alamıyor insanlar. Bazen ekmek parası da olmuyor. Geçen bir kadına biraz un verdim, ekmek parası yoktu ekmek yapsın diye. Biz yine ekmek paramızı çıkarabiliyoruz. Kıraç'ta bir evde 4-5 kişi çalışanlar bile çıkaramıyor. Komşularımız ekmek ve patatesle geçiriyorlar hayatlarını. Et falan hiç yok. Isınmak da sorun. Ben de dükkânda biriken kağıtları götürüp yakıyorum. Allah hastalık vermesin, yani milletin doktora gidecek parası da yok."
Fabrikalar maaş vermiyor Şeref Bıkmaz bu durumun nedenlerini işçilerin aldığı ücretlere bağlıyor: "1 milyon bile çok ağır geliyor. Hep ekonomik sıkıntı yüzünden. Kıraç'ta yaşayanlar daha çok fabrika işçisi. Bu dükkân kendimin olmasa bir fabrikada çalışsam, asgari ücret alacağım. 300 milyon. 150 milyon ev kirası veriyorsun. Elektrik, su, 150 milyon da o ediyor. Okul masrafı var. 3 çocuk okula gider. Kayıt parası, aidat falan. En büyük kızımızı da okutamadık zaten. Gerçekten 300 milyonla mümkün değil geçinemezsin. 100 milyonla mutfağı döndüremiyorsun. Biz iyi kötü döndürüyoruz. Hiç bulamayanlar var. İşte sırtlarında çocukları pazarın artıklarını toplayıp gidiyorlar. Kıraçlılar bir kere aylıklarını alamıyorlar. Burada mesela 7 aydır maaş vermeyen fabrikalar var. Sabahlara kadar çalışıp mesai yapıyorlar ama paraları ödenmiyor."
Gelen giden yok 3 senedir Kıraç'ta yaşadıklarını söyleyen Döndü Bıkmaz eşi ile dükkânı ilk açtıklarında bir kaç gün çok kalabalık olduğunu anlatıyor. Ancak öğreniyoruz ki kalabalığın nedeni Ramazan Bayramı olması. Kıraçlı, bayram hediyesini bile 1 milyona alıyor. Çok pazarlık yapıldığını ekleyen Bıkmaz, Kıraç'ı anlatıyor: "Buranın insanı yoksul, işsizler var millet nasıl alsın. Hiçbir şey almadan da giden çok. Bırak meyve sebzeyi, doğru dürüst kahvaltılık bile alamıyor insanlar. Bazen ekmek parası da olmuyor. Geçen bir kadına biraz un verdim, ekmek parası yoktu ekmek yapsın diye. Biz yine ekmek paramızı çıkarabiliyoruz. Kıraç'ta bir evde 4-5 kişi çalışanlar bile çıkaramıyor. Komşularımız ekmek ve patatesle geçiriyorlar hayatlarını. Et falan hiç yok. Isınmak da sorun. Ben de dükkânda biriken kağıtları götürüp yakıyorum. Allah hastalık vermesin, yani milletin doktora gidecek parası da yok."
Evrensel'i Takip Et