28 Şubat 2004 23:00

Kağıthane'ye kadın eli değecek

Sevda Çetinkaya, DEHAP, EMEP, ÖDP, SHP, SDP ve Özgür Parti'nin bir araya gelmesi ile oluşturulan Demokratik Güçbirliği'nin Kağıthane Belediye Başkan Adayı. Altı siyasi parti tarafından desteklenen ve Emeğin Partisi'nden aday olan Çetinkaya, İstanbul'un en büyük ve aynı zamanda en sorunlu bölgesine çözümü kadınların getireceğine inanıyor. "Bütün yaratıcılıkları, enerjileri dört duvar arasına hapsedilmiş kadınları sokağa çıkaracağını" dile getiren Çetinkaya'nın ilçe meclisi adayları listesinde de kadınların ağırlığı dikkat çekiyor. Çetinkaya ile kadın sorununu ve seçime dair herşeyi konuştuk:

- Kağıthane 500 bine yakın nüfusu ile İstanbul'un en büyük, aynı zamanda da en sorunlu ilçelerinden biri. Böylesi zor bir göreve soyunmanızın nedeni nedir? Yerel seçimlerde, altı partinin, halkçı, katılımcı, demokratik belediyecilik ilkeleri etrafında birleşerek Demokratik Güçbirliği'ni oluşturması hem Kağıthane hem de Türkiye için büyük bir fırsat. Bu sorumluluğun bana verilmiş olmasından da bir kadın olarak gurur duyuyorum. Bugüne kadar kadınlar yaşamın tüm alanlarında geriye itilmiş, bütün yaratıcılıkları enerjileri dört duvar arasına hapsedilmiş. Biz kadınların o gücünü, enerjisini, kararlılığını, o dört duvar arasından çıkartıp, hem kendileri, hem de Kağıthane için seferber edebilmesinin olanaklarını ve mekanizmalarını yaratabilirsek, bu güzel bir düşün gerçekleşmesi için önemli bir adım olabilir. Kadınların yönetimde olduğu bir Kağıthane Belediyesi gerçekten çok önemli şeyler yapabilir.

- Belediye meclis aday listesinde de kadınların ağırlığı göze çarpıyor. Bu bilinçli bir tercih miydi? Evet bu bilinçli bir tercih. Yerel yönetimlerde kadınların çok fazla söz sahibi olamadığını görüyoruz. KADER'in araştırmasına göre Türkiye'de 3216 belediye başkanınından sadece 20'si kadın. Yine 3122 il genel meclisi üyesinden sadece 44'ü ve 34 bin 84 belediye meclisi üyesinden ise sadece 541'i kadın. Bunu değiştirmek için canla başla çalışacağız. Bunu değiştirmenin fırsatlarından biri Kağıthane'de yaratılmıştır. Çünkü, Kağıthane'de Güçbirliği'nin belediye başkan adayı kadındır, Kağıthane'de belediye meclis üyesi adaylarından yarıya yakını kadındır. Ve şunu söylemek abartı olmaz: Kağıthaneye kadın eli değecek.

- Kadınların yönetiminde olduğu bir Kağıthane'de önemli ve iyi şeylerin yapılabileceğini söylüyorsunuz. Bunu nasıl yapacaksınız? Aslında belediyecilik anlayışımız sadece Kağıthane için değil tüm Türkiye'deki belediyecilik anlayışının tam zıddıdır. Belediyeler bugüne kadar şirket gibi yönetilmiştir, belediye başkanları birer holding yöneticisi gibi davranmışlardır. Bu da, belediyenin tüm kaynaklarının halkın hizmetinde değil, bir avuç rantçının paylaşma pastası haline getirdikleri anlamına gelir. Bunun tam tersini yapmak için yönetime aday olduk.

- 'Kimse halk için birşey yapmayacağım' demiyor. "Halkla birlikte yönetmek" ifadesini açabilir misiniz? Tabii kimse "halk için birşey yapmayacağım" diye gelmiyor. Ama bizler ve onlar arasındaki temel fark yönetim biçiminden kaynaklanıyor. Biz halkçı ve demokratik belediyecilik anlayışımızla yönetime talip oluyoruz ve mahalle mahalle, sokak sokak halkın kendi içinden gelen temsilcilerle oluşacak Halk Meclisi'ni buradaki en yetkili ve etkili kurum yapacağız. Biz halkçı belediyeciliğin birinci teminatının bu olduğuna inanıyoruz. Bugünkü Kağıthane Belediyesi de, 'Halk Meclisi' diyor, ama onların "Halk Meclisi"nden anladığı ayda bir kere bir yerdeki kahveye ya da geniş bir mekana gidip sohbet etmek. Bizim anladığımız 'Halk Meclisi' bu değil. Biz oranın yerel hükümeti olacak bir 'Halk Meclisi'nden söz ediyoruz. Halk Meclisi'nin onaylamadığı hiçbir proje hayata geçmeyecektir. Bir şey daha var, diğer partilerin hiçbirinin buna cesaret edemeyeceğini düşünüyoruz ve hodri meydan diyoruz. Ve buradan bunun sözünü veriyoruz; 'Halk Meclisi'nin onay vermediği hiçbir yönetici koltuğunda oturamamalıdır. Bu bizim demokratik yönetim anlayışımızdır. Bu da bütün diğer partilerin belediyecilik anlayışından farklı bir anlayıştır. Biz ayrıca gençlik ve kadın meclisleri kurmak istiyoruz, gençlik ve kadın meclislerinin de kendi temsilcileriyle 'Halk Meclislerinde' yer alması gerekiyor. Bugüne kadar hem ülke yönetiminde, hem yerel yönetimlerinde en az söz sahibi olmuş, gençlerin ve kadınların söz sahibi olabilmesinin yolunu açmak istiyoruz.

- "Halkçı belediyecilik" derken neyi kastediyorsunuz? Bize göre bu; belediyenin tüm kaynaklarının halkın en temel ve insanca yaşamasını sağlayacak hizmetler için ayrılmasıdır. Her bir Kağıthaneli sabah kapısını açtığında, temiz bir sokak, düzgün yollar, iş ya da gidişini rahat sağlayabileceği bir ulaşım, kadınların işine giderken çocukların rahatlıkla bırakılabileceği çocuk yuvası; yaşlılar, engelliler ve çocuklu kadınlar düşünülerek düzenlenmiş kaldırımlar, üst geçitler olması gerektiğine inanıyoruz. Yine herkesin ulaşabilmesi için her mahallede en az bir sağlık olacağı bulunmalı. Kağıthane ilçesi sınırları içinde bir devlet ya da sigorta hastanesi de yoktur. Bu sorunun bir an önce halledilmesi gerektiğine inanıyoruz. Kağıthane'deki kadınların büyük bir kısmı evin geçimine katkıda bulunmak için temizliğe gidiyor. Bu kadınların hiçbir sosyal güvencesi yok. Tabii belediyenin bu kadınları sigortalı yapma gibi bir durumu olamaz. Ama bir dernek ya da koopratif etrafında örgütlenebilmeleri olanak sağlanması gerektiğine inanıyoruz. Yine kadınlar çok gerekmedikçe evin dışına çıkamazlar. Çünkü ulaşım için harcayacakları parayla çocuklarına bir lokma daha fazla ekmek almak isterler. Bu nedenle kadınlara en az haftada bir kere ulaşımı ücretsiz vereceğiz. Ve bütün bunlar için 'biz yapabiliriz' diyoruz.

Evrensel'i Takip Et