12 Eylül 2003 21:00

Evet İsyan'dan Amentü'ye
   Amentü'den Evet İsyan'a…

Şiir'le yol arkadaşlığı kuranlar, İsmet Özel'i, onun keskin yön değiştirmesini de bilirler. Herkesin olduğu gibi Özel'in de seçme konusundaki istencine karışılamaz; hem ideolojik bağlamda, hem dinsel bağlamda. Ama bu her çark edişte, bir önceki seçtiği yerin insanlarına acımasızca saldırma hakkını vermez ona. Bu saldırı ateşini, karşı tarafa geçtiğinde hangi Amentü'yle söndürebilir; düşünmeliydi, düşünmedi! Özel, 1969 yılının Aralık ayında, "Devrimci Genç Şairler Savaş Açıyor" başlıklı açıkoturumda, devrimci şiir adına dönemin siirine ve şairlerine karşı çıkar. Yanında, "Halkın Dostları" adlı dergiyi birlikte çıkardığı arkadaşı Ataol Behramoğlu ve Süreyya Berfe ile Özkan Mert de vardır. Özel, İkinci Yeni şiirini kıyasıya eleştirir: "… Gerçekten de Türkiye edebiyatında bugün iki tür gericiliğin sözü edilebilir. Bunlardan birincisi sağcı, idealist düşüncenin uzantısı, kokuşmuş bir edebiyattır. (…) Bir de gerici gibi görünmediği halde gerici olan bir başka edebiyat anlayışının varlığı görülmektedir. Bu da kendini hayatla yenileyemeyen, hayat tarafından eskitildiği için gerici olan edebiyattır. (…) İleri sanat, emperyalizme karşı döğüşte yerini alırken, bu arada yeni bir kültür ve ahlâk da oluşturmak zorundadır. Bizlerin, bu görevleri yerine getiremeyecek olan gerici, dejenere edebiyata karşı çıkarken getirdiğimiz, önerdiğimiz yeni değerler vardır. Burada bize kaynaklık edecek olan şeylerin başında, halkımızın değerleri gelmektedir."(1) İkinci Yeni'yi gerici olarak nitelendiren Özel, bu akımın önde gelen şairlerine de ağır saldırılarda bulunur. Onların Lautréamont'dan, Apollinaire'den, Pound'dan yararlanarak şiir dünyası kurmaya giriştiklerini söyler ve Halkın Dostları dergisinin 1970 yılı mart sayısında şunları yazacaktır: "… ne bu toplumların gelişimi, ne diyalektiği, ne de kendi toplumunun varlığından, T.S. Eliot'tan haberdar olduğu içindir ki sonuçta şiirin yeni tadından duyduğu heyecan dönemi geçince ya Turgut Uyar gibi toplumun tutucu, gerici safında yer alıyor, ya Cemal Süreya gibi niteliksiz bir anlama bel bağlıyor, ya da Edip Cansever gibi bir şiir fetişisti olup çıkıyor." (2) Kuşkusuz İkinci Yeni de her siir akımı gibi eleştirilmez değildir. Dönemin bir çok şairi ve daha sonra gelen şairlerce de eleştirilmiştir. Açıkoturumda, onunla birlikte konuşan arkadaşları gibi o da, bu eleştirileri (!) yapmadan önce İkinci Yeni doğrultusunda şiirler üretmiş olmasına rağmen, en acımasız saldırılar ondan gelmektedir. Yazımızın bu bölümünde, dönemin tanıklarından Asım Bezirci'nin bir yazısına (3) kulak verelim: "Özel, faşizme karşı direnmesi, yolundan sapmaması için Ataol Behramoğlu'na öğütlerde bulundu, 'Yıkılma Sakın' şiirini yazdı. "Yılgı yanımıza yanaşmazken Bizi kıvıl kıvıl bekliyorken hayat Yıkılmak elinde mi?" Behramoğlu, üzgülere göğüs gererek arkadaşını utandırmadı, fakat 'budandıkça fışkırdığını' söyleyen Özel, iki yıl geçmeden toplumcu inancından cayarak sağcı dergi ve gazetelerde yazılar yayımlamaya başladı." Özel'in, konuşmalarında sıkça vurguladığı faşizmin 12 Mart'ı gelip çatmıştı. O, yüksek sesle dillendirdiği devrimciliğini terk edecek ve kendi sözleriyle, "12 Mart 1971 müdahalesiyle doğan siyasi rejim, bağlanma kavramıyla köktenci bir hesaplaşmaya girmesine" neden olacaktı. İslamcı bir şairdi artık ve Sezai Karakoç'un Diriliş dergisinde yayımlanan Amentü'sü, bu doğrultuda yazılmış şiirlerden biriydi. Mehmet H. Doğan, bu noktadan sonraki siir serüvenine ilişkin, yıllar sonra şu değerlendirmeyi yapıyordu: "… 1971'den sonraki kesin dönüşten sonra şiirinde önce nicelik, daha sonra da nitelik yönünden düşmeler görüldü." (4) Milli Gazete'de yazmaya başlayan İsmet Özel, İslamcı kesim tarafından, sol'a karşı, hidayete ermiş bir büyük şair olarak lanse edildi. Geçmişte sol adına keskin sözler söylemiş ve "Evet, İsyan" demiş bir şairin durumundan kendilerine artılar çıkarır olmuşlardı. Öyle ki, Sivas katliamını onaylayacak kadar sivri bir tutum içine girmişti. Bu kadarı da, bir çok çevre için şaşırtıcıydı. Sivas yangınında yaşamını yitiren Asım Bezirci, Özel'in yıllar önce yaptığı, "… Doğrusu, Türk şiirinin halsizliğini gençler meselesi olarak anlamak yanlış. Genci de, yaşlısı da içinde olmak üzere, kelimenin her iki anlamıyla da 'parazit' bir şiirle karşı karşıyayız bugün"(5) şeklindeki eleştirileri karşısında, "… Özel, yoksa -sık sık yaptığı gibi- bu keskin yargısından da sertçe dönecek mi?" (6) diye soracaktı. 4 Ağustos 2003 tarihinde Milli Gazete'deki "Bir Zamanlar Bir İsmet Özel Vardı" başlıklı yazı ile başlayan dönüşten sonra, en taze ve ayrıntılı değerlendirmelerini Milliyet Gazetesi'nde açıkladı: "… Türk toplumunun kültürel değeri zaten İslâmiyettir. O yüzden de İslami siyaset yapan insanlar hazır bir şeyi kullandıkları ve bu yüzden de sosyalistler gibi harç taşımak zorunda olmadıkları için bu hareketi kullanmakla geçirdiler vakitlerini. Sosyalistler, mücadelelerinde büyük sıkıntıya girdiler, öbürleri ise sıkıştıklarında hemen 'Tamam, ben savunmuyorum, zaten bu İslamdır' deyip bıraktılar. Sosyalistler, İslamcılardan daha samimiydi. İslami hareket, sadece pastanın peşinde." (7) Yıllar sonra, İsmet Özel'in sözleriydi bunlar. İki tarafta da yer almış bir şairin sözleri. Asım Bezirci, "… bu keskin yargısından da sertçe dönecek mi?" diye sormuştu ya… "Döndü" diyenlere yine de sormalı: "Döndü mü acaba?"…


KAYNAKÇA: (1) Ant Dergisi, 2.12.1969, 16.12.1969... (2) Halkın Dostları, Mart 1970... (3) Yazko Edebiyat, Ekim 1982... (4) Yüzyılın Türk Şiiri, 2. Cilt. S. 387... (5) Sanat Olayı, Ocak 1982... (6) Yazko Edebiyat, Ekim 1982... (7)Edebiyat ve Eleştiri, Eylül 2003'ten aktarım...

Evrensel'i Takip Et