28 Ağustos 1999 21:00
Tüzel: Af düzenin aynasıdır
GÜNÜN YAZILARI
Tüzel: Af düzenin aynasıdır
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Meclis tatilinin hemen öncesinde çıkartılan af yasasının toplumun talebini karşılamaktan uzak, yasakçı ve baskıcı devlet anlayışının ürünü olarak çıktığını vurguladı.
Bu yasayla her zaman olduğu gibi halka karşı suç işlemek üzere oluşmuş ve suç işlemiş çetelerin, işkencecilerin, halkı soyan vurguncuların, rantiyerlerin affedilerek korunduğunu ifade eden Tüzel, "Halkın duygularını gözetme adına bir kısım suçlar ve özellikle devlete karşı işlenmiş suçlar af kapsamı dışında tutulmuştur.
Oysa bilinmektedir ki, Terörle Mücadele Yasası ve bu anlayışla yapılan düzenlemeler ve yargılamalar tümüyle hukuka, insan haklarına, temel hürriyetlere aykırı ve antidemokratik özelliktedir ve aslında af tartışmasının tam merkezindeki konudur" dedi.
Affin tüm toplum tarihleri boyunca yönetimde olan sistemin muhalif görüşleri savunan ve bu mücadeleleri nedeniyle ceza almışlardan bir özürü ve uzlaşma arayışı olarak uygulandığını kaydeden Tüzel, afların bu yönüyle demokratikleşmede dönemeç olduklarını söyledi. Türkiye'de bunun tam tersi olduğunu, devletin sistemi eleştirenlere daha saldırganlaştığını ve gericileştiğini dile getiren Tüzel, "70 bin mahkûm içinde 10 bini aşan siyasi tutuklu ve hükümlüyü af kapsamı dışında tutup, katilleri korumak elbette unutulmayacak ve affedilmeyecektir. Yapılan bugün çok örneği verildiği gibi yıkılmakta olan yapıdan bir tuğla daha çekmek anlamındadır" dedi.
"Cumhuriyetin 75. yılı şerefine çıkartılan bu af çok acı olarak yaşadığımız deprem nedeniyle bir kez daha görülen devletin ve sistemin çürümüş ve yozlaşmış halini, devletin halkın talepleri karşısında güvenilmezliğini çarpıcı bir biçimde göstermiştir" diyen Tüzel, demokratikleşme, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, ayrımsız bir genel af ve özgürlükler için toplumsal mücadelenin 75 yıllık çürümüş, köhnemiş, fırsatçı ve ayrımcı yapıyı silip atacağını vurguladı. src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Derinceliler aç susuz bekliyor
yardımlar özel time veriliyor
Muzaffer Özkurt
Deprem felaketinin üzerinden 12 gün geçmesine karşın devletten hemen hemen hiç yardım görmeyen halk, 4 gündür devam eden yağış nedeniyle çamur içinde yaşamaya mahkûm ediliyor. Halk kendi kaderine terk edilirken, asker ve özel tim kamplarına ise sürekli yardım gönderiliyor. Bu durum en çarpıcı şekilde, Derince'nin Esentepe Mahallesi'nde göze çarpıyor. Bu mahallede bulunan özel tim kampına, çadır dahil her türlü ihtiyaç maddesi gönderiliyor. Ancak, bu yardımlar, çok sayıda depremzedenin ihtiyacı olmasına karşın özel tim kampında tutuluyor. Mahalle halkı ile özel tim kampını bir duvar ve üzerinde bulunan tel örgü ayırırken, iki grubun yaşantısı arasında ki fark gözle görülebiliyor.
'Ayrım yapılıyor'
Esentepe halkı, devletin ve Derince Kriz Masası'nın insanlar arasında ayrım yapmasından yakınıyor. Yaptığı barakasında otururken yanına yaklaştığımız Mehmet Yıldırım, "Bizim derdimizi kimse anlamıyor ki kardeşim" diyerek öfkeyle başlıyor söze. Hükümetin gelip kendileriyle ilgilenmemesinden yakınan Yıldırım, hiçbir ihtiyaçlarının karşılanmadığını anlatıyor. Yiyecek ve suyun olmadığını söyleyen Yıldırım, çadır olmadığı için de su içinde yaşadıklarını dile getiriyor.
'Yiyecek sıkıntısı çekiliyor'
Barakasının üstündeki brandanın ipini bağlarken yaşadıkları sorunları anlatan İbrahim Güldağ da, diğer depremzedeler gibi su, yiyecek ve çadır sıkıntısı çekildiğini söylüyor. Mahallelerine gelen yardımların çoğunun özel tim kampına gittiğini dile getiren Güldağ, kendilerine gelen yardımların ise az olduğunu ve insanların bunu kapıştığını belirtiyor. Özel tim kampında Kızılay çadırlarının olduğunu ifade eden Güldağ, kendilerinin barakalarda kaldığına dikkat çekerek " Bunu görmüyorlar mı! Biz insan değil miyiz! Onlara öncelik tanınacak ne var" diyerek öfkesini dile getiriyor.
Turgut İnan adlı bir başka depremzede ise, gıda ve su sorunları olduğunu, ancak kimsenin Esentepe'ye hiçbir yardımda bulunmadığını dile getiriyor, hüzünlü bir yüz ifadesiyle. Aşağıdaki çadırları gösteren İnan "Onlar özel tim biz ise halkız. Esentepe halkına hep zulüm yapılıyor" diyor öfkeyle.
'Çamur içinde yatıyoruz'
Tarkan Savran'la yolda karşılaşıyoruz. Kendilerine yiyecek gelmemesinden ve barındıkları barakaların su geçirmesinden şikâyetçi oluyor. "Özel time Kızılay çadırları veriliyor ama bize hiçbir yardım yapılmıyor" diyen Savran, ayrımcılık yapıldığını anlatıyor. Savran, yardımların özel time aktarıldığını, kendilerinin ise çamur içinde yatarak, özel timden arta kalan yiyeceklerle yaşamaya mahkûm edildiklerini belirtiyor.
Ben sadece vatandaşım diyor ismini vermek istemeyen bir depremzede. "Oy zamanı burada insanlardan destek bekliyorlar. Bundan sonra beklesinler bakalım" diyerek hükümete olan öfkesini dile getiren depremzede, insanlar arasında ayrım yapıldığını ifade ediyor. Mahallelinin çamur içinde yatmasına karşın yetkililerin insanlara naylon ve çadır vermediğine dikkat çeken depremzede, düşüncelerini şöyle dile getiriyor: "İnsanlar işsiz ve parasız. Evleri yıkılmış. Kaç gündür bir kap sıcak yemek bile yiyemedik. Devlet insanlara değer vermiyor. Bu sorunların çözüleceğine inanmıyoruz."
'Yardımlar depoda'
Bilgi Yorgun, bizi görünce kendiliğinden geliyor, mahalle olarak yaşadıkları sorunları anlatmak için. Özellikle su ve ekmek bulamadıklarını belirterek, kendilerine yardımcı olunmasını isteyen Yorgun, "Özel tim, gelen yardımların dağıtılacağını açıklamıştı. Ancak, tüm yardımları depolarına doldurdular. Herkes perişan bir halde" sözleriyle tepkisini dile getiriyor.
Emeğin Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, Meclis tatilinin hemen öncesinde çıkartılan af yasasının toplumun talebini karşılamaktan uzak, yasakçı ve baskıcı devlet anlayışının ürünü olarak çıktığını vurguladı.
Bu yasayla her zaman olduğu gibi halka karşı suç işlemek üzere oluşmuş ve suç işlemiş çetelerin, işkencecilerin, halkı soyan vurguncuların, rantiyerlerin affedilerek korunduğunu ifade eden Tüzel, "Halkın duygularını gözetme adına bir kısım suçlar ve özellikle devlete karşı işlenmiş suçlar af kapsamı dışında tutulmuştur.
Oysa bilinmektedir ki, Terörle Mücadele Yasası ve bu anlayışla yapılan düzenlemeler ve yargılamalar tümüyle hukuka, insan haklarına, temel hürriyetlere aykırı ve antidemokratik özelliktedir ve aslında af tartışmasının tam merkezindeki konudur" dedi.
Affin tüm toplum tarihleri boyunca yönetimde olan sistemin muhalif görüşleri savunan ve bu mücadeleleri nedeniyle ceza almışlardan bir özürü ve uzlaşma arayışı olarak uygulandığını kaydeden Tüzel, afların bu yönüyle demokratikleşmede dönemeç olduklarını söyledi. Türkiye'de bunun tam tersi olduğunu, devletin sistemi eleştirenlere daha saldırganlaştığını ve gericileştiğini dile getiren Tüzel, "70 bin mahkûm içinde 10 bini aşan siyasi tutuklu ve hükümlüyü af kapsamı dışında tutup, katilleri korumak elbette unutulmayacak ve affedilmeyecektir. Yapılan bugün çok örneği verildiği gibi yıkılmakta olan yapıdan bir tuğla daha çekmek anlamındadır" dedi.
"Cumhuriyetin 75. yılı şerefine çıkartılan bu af çok acı olarak yaşadığımız deprem nedeniyle bir kez daha görülen devletin ve sistemin çürümüş ve yozlaşmış halini, devletin halkın talepleri karşısında güvenilmezliğini çarpıcı bir biçimde göstermiştir" diyen Tüzel, demokratikleşme, ifade ve örgütlenme özgürlüğü, ayrımsız bir genel af ve özgürlükler için toplumsal mücadelenin 75 yıllık çürümüş, köhnemiş, fırsatçı ve ayrımcı yapıyı silip atacağını vurguladı. src=/resim/b1.gif width=5>



Derinceliler aç susuz bekliyor
yardımlar özel time veriliyor
Muzaffer Özkurt
Deprem felaketinin üzerinden 12 gün geçmesine karşın devletten hemen hemen hiç yardım görmeyen halk, 4 gündür devam eden yağış nedeniyle çamur içinde yaşamaya mahkûm ediliyor. Halk kendi kaderine terk edilirken, asker ve özel tim kamplarına ise sürekli yardım gönderiliyor. Bu durum en çarpıcı şekilde, Derince'nin Esentepe Mahallesi'nde göze çarpıyor. Bu mahallede bulunan özel tim kampına, çadır dahil her türlü ihtiyaç maddesi gönderiliyor. Ancak, bu yardımlar, çok sayıda depremzedenin ihtiyacı olmasına karşın özel tim kampında tutuluyor. Mahalle halkı ile özel tim kampını bir duvar ve üzerinde bulunan tel örgü ayırırken, iki grubun yaşantısı arasında ki fark gözle görülebiliyor.
'Ayrım yapılıyor'
Esentepe halkı, devletin ve Derince Kriz Masası'nın insanlar arasında ayrım yapmasından yakınıyor. Yaptığı barakasında otururken yanına yaklaştığımız Mehmet Yıldırım, "Bizim derdimizi kimse anlamıyor ki kardeşim" diyerek öfkeyle başlıyor söze. Hükümetin gelip kendileriyle ilgilenmemesinden yakınan Yıldırım, hiçbir ihtiyaçlarının karşılanmadığını anlatıyor. Yiyecek ve suyun olmadığını söyleyen Yıldırım, çadır olmadığı için de su içinde yaşadıklarını dile getiriyor.
'Yiyecek sıkıntısı çekiliyor'
Barakasının üstündeki brandanın ipini bağlarken yaşadıkları sorunları anlatan İbrahim Güldağ da, diğer depremzedeler gibi su, yiyecek ve çadır sıkıntısı çekildiğini söylüyor. Mahallelerine gelen yardımların çoğunun özel tim kampına gittiğini dile getiren Güldağ, kendilerine gelen yardımların ise az olduğunu ve insanların bunu kapıştığını belirtiyor. Özel tim kampında Kızılay çadırlarının olduğunu ifade eden Güldağ, kendilerinin barakalarda kaldığına dikkat çekerek " Bunu görmüyorlar mı! Biz insan değil miyiz! Onlara öncelik tanınacak ne var" diyerek öfkesini dile getiriyor.
Turgut İnan adlı bir başka depremzede ise, gıda ve su sorunları olduğunu, ancak kimsenin Esentepe'ye hiçbir yardımda bulunmadığını dile getiriyor, hüzünlü bir yüz ifadesiyle. Aşağıdaki çadırları gösteren İnan "Onlar özel tim biz ise halkız. Esentepe halkına hep zulüm yapılıyor" diyor öfkeyle.
'Çamur içinde yatıyoruz'
Tarkan Savran'la yolda karşılaşıyoruz. Kendilerine yiyecek gelmemesinden ve barındıkları barakaların su geçirmesinden şikâyetçi oluyor. "Özel time Kızılay çadırları veriliyor ama bize hiçbir yardım yapılmıyor" diyen Savran, ayrımcılık yapıldığını anlatıyor. Savran, yardımların özel time aktarıldığını, kendilerinin ise çamur içinde yatarak, özel timden arta kalan yiyeceklerle yaşamaya mahkûm edildiklerini belirtiyor.
Ben sadece vatandaşım diyor ismini vermek istemeyen bir depremzede. "Oy zamanı burada insanlardan destek bekliyorlar. Bundan sonra beklesinler bakalım" diyerek hükümete olan öfkesini dile getiren depremzede, insanlar arasında ayrım yapıldığını ifade ediyor. Mahallelinin çamur içinde yatmasına karşın yetkililerin insanlara naylon ve çadır vermediğine dikkat çeken depremzede, düşüncelerini şöyle dile getiriyor: "İnsanlar işsiz ve parasız. Evleri yıkılmış. Kaç gündür bir kap sıcak yemek bile yiyemedik. Devlet insanlara değer vermiyor. Bu sorunların çözüleceğine inanmıyoruz."
'Yardımlar depoda'
Bilgi Yorgun, bizi görünce kendiliğinden geliyor, mahalle olarak yaşadıkları sorunları anlatmak için. Özellikle su ve ekmek bulamadıklarını belirterek, kendilerine yardımcı olunmasını isteyen Yorgun, "Özel tim, gelen yardımların dağıtılacağını açıklamıştı. Ancak, tüm yardımları depolarına doldurdular. Herkes perişan bir halde" sözleriyle tepkisini dile getiriyor.
Evrensel'i Takip Et