08 Mart 2015 04:23

Eşitlik ve özgürlük için yas değil isyan!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, bu yıl, Özgecan Aslan cinayetinin büyüttüğü öfke ve isyanla karşılanıyor. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sokakları dolduracak kadınlar ve cinayetlere, şiddete, sömürüye, savaşa, nefret suçlarına karşı eşitlik ve özgürlük taleplerini haykıracak.

Paylaş

Derya KAYA
Ankara

Kadınlar 8 Mart’ı, her gün enselerinde hissettikleri kadın cinayetleri, tecavüzler ve şiddete karşı büyüyen öfkeleriyle karşılıyor. Diğer yandan kadınları aileden bir duvarın içine mahkum edecek, emeğini esnek ve güvencesiz çalışma koşulları arasında un ufak edecek paketler süslü püslü laflarla kadınların eline tutuşturulmak isteniyor. Bunun için kadınlar bu yıl daha güçlü bir mücadeleye ihtiyaçları olduğu gerçeğiyle dört bir koldan birlikteliği güçlendirmenin yollarını arıyor. Ankara’daki kadın örgütleri, sendika, dernek ve siyasi partilerin üyesi kadınlar, bu yıl 8 Mart’ın temel gündemlerini ve hangi taleplerle alanlarda olacaklarını gazetemize anlattı:

GÖREV; BİRLEŞİK BİR KADIN HAREKETİNİN İNŞASI

Ecehan BALTA (DİSK Ankara Kadın Komisyonu / Sosyal-İş Genel Disiplin Kurulu Üyesi)
2015 yılının 8 Mart’ı diğer yıllardan biraz farklı. Özgecan’ın katledilmesi ile birlikte uzun yıllardır tırmanarak devam eden kadın cinayetleri ile ilgili birikmiş bir öfkenin patlamasına tanık olduk. Biz emekçi kadınlarız, ama aynı zamanda evde, sokakta, işyerinde sadece kadın olduğumuz için şiddete, tacize uğruyoruz. Bu öfkeyi doğru yönlendirmede tüm kadınlar gibi bize de bir sorumluluk düştüğünü düşünüyorum. Birleşik bir kadın hareketinin inşası önümüzdeki ilk görev. Bu 8 Mart’ın, yapılmış bir miting, geride kalmış bir görev, geçirilmiş bir gün değil; öfkenin, isyanın örgütlenmesinin bir ilk adımı, ilk günü olmasını istiyoruz. Ayrıca, sadece emekçi kadınlar açısından değil, tüm emekçiler açısından ciddi bir tehdit olarak değerlendirdiğimiz Ailenin ve Dinamik Nüfusun Korunması Paketi’nin yasalaşması sürecini teşhir etmeyi ve ona karşı mücadele etmeyi birincil görevlerden görüyoruz. Biz ailenin bir parçası değil, kadınız ve yasal düzenlemelerin de kurumların da, çalışma hayatının da bu çerçevede yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Kadını erkeğin ve sermayenin kölesi olarak gören anlayışa karşı, ücretler düşürülmeden çalışma saatlerinin düşürülmesi, tam istihdam, her mahalleye ve işyerine kreş, herkes için güvenceli iş, güvenceli yaşam mücadelemizi sürdüreceğiz.

EŞİT TEMSİL, EŞİT YAŞAM İÇİN ALANLARDAYIZ

Semra DEMİR HDP Ankara İl Eş Başkanı
HDP olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde eşitlik, barış ve özgürlük talepleriyle alanlara çıkıyor. Ayrıca bu yıl, seçimler nedeniyle alanlarda yan yana olacağımız kadınlarla birlikte, kadından yana parlamentonun temellerini atmak temel gündemlerimizden biri. Bu nedenle 8 Mart’ta eşit temsil, eşit yaşam için alanlara çıkıyoruz. Bu yıl kadınlar kadın cinayetlerindeki artış, kadına yönelik suçlarda cezasızlık, şiddeti önlemeye yönelik önlem teşkil edecek politikaların olmaması, kadın düşmanı yasaların Meclisten geçirilmesi, Özgecan Aslan örneği gibi toplumdaki kadın düşmanı politikalara karşı sokaklarda olacak. Yine en son Yalvaç örneğinde olduğu gibi işçi kadınlar ‘yük’ olarak görülüp güvencesiz koşullarda çalışmaya, işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda kadınlar için özel önlemler alınmamasına, ağır istihdam koşullarına karşı alanda olacaklar.  Özgecan Aslan’ın katledilmesinin ardından kadınlar sisteme karşı kendiliğinden sokaklara çıktı, erkek egemen politikalara, devlete karşı alanları doldurdu. Bugün başta bulunduğumuz coğrafya olmak üzere dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddet, sömürü ve savaşa karşı isyan ediyor, kadın özgürlük mücadelesi büyüyor, söz, yetki ve karar hakkı için tüm dünyada kadınlar sokaklara çıkıyor. Bununla birlikte kadın düşmanı, tecavüzcü IŞİD çetelerine karşı ortaya konulan kadın direnişi bugün yalnızca Şengal ve Kobanê için değil, tüm kadın mücadelesi için bir dönüm noktası oldu, bizi güçlendirdi.

AİLE PAKETİ GERİ ÇEKİLSİN, KADIN BAKANLIĞI KURULSUN

Zeynep DUMAN KESK Ankara Şubeleri Kadın Platformu Dönem Sözcüsü
Emeğimizi, bedenimizi, kimliğimizi kuşatan saldırılara karşı kadın örgütlülüğünün ve direnişinin yükseltilmesi en başta gelen hedefimiz. Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı’nın geri çekilmesi taleplerimizin başında geliyor. Diğer yandan KESK’li kadınlar olarak, çocuk bakım izinlerinin part-time çalışma dayatılmaksızın, hiçbir hak kaybı yaşamadan kadına ve erkeğe eşit şekilde düzenlenmesini; çalışma sürelerinin günde 7, haftada 35 saate indirilmesini; kapatılan tüm kamu kreşlerinin açılmasını; kadın/erkek olmasına bakılmaksızın en az 50 işçi çalıştıran kamu/özel tüm iş yerlerinde ücretsiz, nitelikli, ana dilinde kreş açılmasını istiyoruz.
Aynı zamanda erkeği koruyan, tecavüzcülere, kadın katillerine arka çıkan yargı kararlarına, eril şiddeti besleyen muhafazakar söyleme karşı devletin altına imza attığı İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerinin yerine getirmesini talep ediyoruz.
2011 yılında ‘kadın’ adının bakanlıktan çıkarılarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kurulması bu zihniyetin temel göstergesidir. Biz “Aile değil kadınız!” diyoruz ve ‘Kadın Bakanlığı’ istiyoruz.

FAİLLER FARKLI DEĞİL

Melahat DENİZ KAOS-GL
Bizler biseksüel, eş cinsel, transseksüel, heteroseksüel kadınlar olarak siyasal, kamusal, sosyal alanda her türlü ayrımcılığa, şiddetin her türlüsüne ve nefret suçlarına uğruyoruz. Kadın cinayetlerinin failleriyle LGBTİ cinayetlerinin faillerinin farklı olmadığını biliyoruz. Heteroseksizmin eş cinsel ve biseksüel kadınları şiddet, baskı ve ayrımcılıkla yüz yüze bıraktığını göstermek için, kadınlara yönelik şiddetin sadece ekonomik, psikolojik, fiziksel olmadığını aynı zamanda bu şiddetin yönelimi de olduğunu söylemek için alanlardayız. Birlikte özgürleşmek ve mücadeleyi büyütmek zorundayız. Bu yılki 8 Mart’ın sloganı “Yasta değil isyandayız”. Biz de kendi isyanımızla her türlü şiddete ve nefret suçlarına karşı alanda olacağız. Heteroseksizme, cinsiyetçiliğe, homofobiye, transfobiye, nefret suçlarına “Hayır” demek, LGBTİ hareketinden kadınlarla görünmezlik perdesini yırtmak, örgütlenmenin bizi ne kadar güçlendirdiğini göstermek için de için isyanımızla alanlara çıkacağız.

GÜVENCELİ İSTİHDAM, ŞİDDETSİZ YAŞAM

İlke IŞIK
EMEP Ankara İl Başkanı

Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet bu yılki temel gündemlerimizden. Şiddet artık kadınların yaşamının bir parçası haline getirilmeye çalışılırken Özgecan cinayeti ile bir kez daha gördük ki devlet kadına yönelik şiddete karşı politikalar geliştirmek bir yana bizzat cinayetlerin örgütleyicisi durumunda. Karşımızda erkek şiddetini sürekli besleyen ve güçlendiren bir iktidar var. Kadınlara aile ve annelikle sınırlı rol sürekli hatırlatılırken kadına yönelik şiddete karşı etkili yaygın ve temele dayalı bir çözüm kesinlikle önerilmiyor. Eşit olmadığımızın sürekli vurgulandığı bugünlerde, her alanda eşitlik temel taleplerimizden birisi.
Çalışma hayatında kadınlara esnek, yarı zamanlı, güvencesiz çalışma dayatılıyor. “Aile yaşamı ile uyumlu bir çalışma yaşamı” diye tanımladıkları çalışma koşullarını Ailenin ve Dinamik Nüfusun Korunması Yasa Tasarısı ile hayata geçirmek istiyorlar. Üç ila beş arasında çocuk doğurup, ev ve ailenin bütün sorumluluğunu üstlenip, ayrıca hasta ve yaşlılara da bakarak yarı zamanlı ve esnek çalışmaya mahkum olmamızı istiyorlar. Biliyoruz ki bu kadınlar için düşük ücret, emekliliğin hayal olması, ne zaman işten atılacağının belli olmaması demek. İşte bu yüzden eşit, tam zamanlı güvenceli istihdam kadınlar için olmazsa olmaz bir talep.
Barış istiyoruz, ana dilinde eğitim ve sağlık hakkı istiyoruz, zorunlu göç mağduru kadınların yaşadığı bütün sıkıntıların çözülmesini istiyoruz.

KADIN MÜCADELESİ ARTIK DURDURULAMAZ

Sibel GÜNEŞ
Ankara Feminist Kolektif

Bizler kadınları sokakların değil erkeklerin öldürdüğünü biliyoruz. Gece ya da gündüz kendimizi güvende hissedeceğimiz sokaklarda olmak istiyoruz. Bu yıl da 8 Mart’ta kadına yönelik şiddete, Aile Paketi adı altında kadın emeğinin güvencesizleştirilmesine ve geleceğimizi elimizden alan politikalara karşı alanlarda olacağız. Vahşice katledilen kadınların katillerinden, bizler açısından dünyayı korku iklimine dönüştüren erkek egemen zihniyetin hesabını sormak, Ortadoğu’da köleleştirilen, tecavüze uğrayan kadınların sesini yükseltmek için sokaklarda olacağız. Özgecan Aslan cinayetinden sonra zaten yıllardır kadın mücadelesi veren biz feministler özellikle erkekliği yıkmak için daha güçlü mücadele etmek gerektiğine inanıyoruz. Kadın mücadelesi evlerden, sokaklardan, işyerlerinden yükseldi ve artık durdurulamaz.

ÖNCEKİ HABER

Kadınların öfkesi kıtaları aştı

SONRAKİ HABER

Ailedeki çekmeceleri açarsak devlettekileri de açarız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...