21 Aralık 2014 00:55

Kürt kültürünün Kabe'si: Dengbejler Evi

Diyarbakır’da, 2007 yılında Dengbej Evi’nin açılmasıyla birlikte kalıcı bir mekana kavuşan dengbejlerin sayısı 28’e çıkmış. Dengbej Evi’nde o gün görevli, olan 4 ya da 5 dengbej kesintisiz olarak 9/17 saatlari arasında ziyaretçilere klam ve stran söylüyor.

Kürt kültürünün Kabe'si: Dengbejler Evi

Mehmet ASLANOĞLU
Diyarbakır

Suriçi’nde Melik Ahmet Caddesi’nden Balıkçılarbaşı’na giderken tarihi Behrampaşa Camii’nin hemen yanındaki eski bir Diyarbekir Evi’nde evin geniş avlusuna kurulan dengbej divanı, kış nedeniyle evin kışlık odasına taşınmış. Odaya girdiğimizde adeta eski zamanlardan kalma köy ‘Şevbûherk’lerinden birine katılmışsınız hissi yaşıyorsunuz. Odada iki yabancı gazeteci ve bir grup genç divana kurulan iki dengbejin etrafına toplanmış. Cep telefonları ile kayıt yapıyor, fotoğraf çekiyorlar. Dengbejlerden biri klamı bitirince başlıyor öyküsünü anlamaya: ‘Derwêşê Evdî bir Êzididir. Müslüman Edûle’ye aşık olur…’ Dengbejliğin zirve eserlerinden olan Derwêşê Evdî, yiğit bir Êzidi erkeğin Müslüman bir Kürt kızına aşkı etrafında, Kürt egemenlerin, toprak sahiplerinin arasındaki bölünmüşlüğü, çatışmaları, Osmanlı’nın zulmünü ve hepsinden önemlisi Êzidilerin yaşadığı trajediyi anlatır. Tıpkı bugün Şengal’de yaşadıkları katliamlar ve ona karşı gelişen direniş gibi..

Dengbejler Kürt tarihini, kültürünü, folklorunu, edebiyatını, müziğini yüzyıllar boyunca hafızalarına kazıdıkları bu olayları klama dönüştürüp kuşaktan kuşağa aktaran, Kürt varlığının direniş mevzisi.. Dengbejler Ev’inde misafir olduğumuz Dengbej Divanı’nda Dengbej Eli Qerejdaxî’nin söylediği ‘Derwêşê Evdî’ klamı bunun bir örneği sadece.. Evet Dengbejler Evi’ne hoşgeldiniz!
Diyarbakır Dengbej Evi 2007 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından dengbejleri bir araya getirmek, dengbejlik geleneğinin tanıtımı ve yaşatılması amacıyla kuruldu. 2000 yılında belediye tarafından organize edilmeye başlanan kültür sanat festivalleriyle, unutuldukları köşelerden tekrar çıkıp festival sahnelerinde boy gösteren dengbejler, faaliyelerini Dicle Fırat Kültür Merkezi bünyesinde sürdürdü. 2007 yılında Dengbej Evi’nin açılmasıyla birlikte dengbej dönüşümlü olarak pazartesi hariç her gün sabah 9’dan 17’ye kadar kesintisiz klam, stran söylüyor. Bizim ziyaret ettiğimiz gün iki dengbej mazeretleri nedeniyle divanda yoktu. Divanda sadece Dengbej Naîfê Mûnisî ve Dengbej ElîQerejdaxî bulunuyor.

ÇARŞIYA ŞEWITÎ’DEKİ DENGBEJ KAHVESİ’NDEN BUGÜNE

Dengbej Naif Munisî Hazro  dengbejlik serüvenini şöyle anlatıyor: ‘Ustam Dengbej Mehmet Salihê Beynatî’dir. Onun klamlarını dinleyerek, söyleyerek başladım. Kürt halkının güncel mücadelesi, hareketi üzerine klamlar ürettim. ‘Bira fermanê’ klamım gibi. İnşaat işçisiydim. Hem işçilik yapıp hem de dengbejlik yapıyordum. Dengbejliği seviyordum. ’Dengbej Naîf hikayesini anlatırken ilginç bir anekdot da aktarıyor. Bugünkü Dengbejler Evi’nin bir benzeri 70’li yıllarda Mihemedê Hezroyî adlı bir kıraathane sahibi, Balıkçılarbaşı’nda bulunan tarihi Çarşiya Şewitî’de (Sipahi çarşısı) bulunan kıraathanesini dengbejlere tahsis etmiş ve bu kıraathanede kurulan divanda dengbejler klam ve stran söylemiş. Başta Serhad bölgesinin ünlü dengbejleri Şakîro ve Muşlu Hüseyni Orgînesî ile Silvanlı Mehmet Salihê Beynatî gibi bir çok dengbej Çarşiya Şewitî’deki bu kahvede klam söylemiş. 70’lerdeki bu dengbej kahvesine devletin sürekli baskı yaptığını, kahve sahibi Mihemedê Hezroyî’nin önlem olarak çarşının birçok yerine adamlarını ve gözcülerini yerleştirmek zorunda kaldığını anlatıyor Dengbej Naîf. Dengbejler Kahvesi ‘80 darbesinde kapatılmış. ‘80’li yıllarda ise dengbejler köylere çekilmiş, köylerde ‘şevbuherk’ denilen gecelerde divan kurmuşlar. Dengbej Naif ‘düğünlerde de çok kısa çıkıp stranklam söylenirdi ‘80’lerde’ diyor. ‘90’lı yılları ise çok kısa ama çarpıcı bir ifadeyle özetliyor Dengbej Naîf:
‘90’lı yıllar karanlık yıllardı. Dengbejlerin ağzını bıçak açmadı.’

30 ÜLKEDEN MÜZİKOLOGLAR ARAŞTIRMA İÇİN GELDİ

Dicle Fırat Kültür Merkezine bağlı faaliyet gösteren Dengbej Evi’nin sorumlularından biri de Folklor Araştırmacısı-Yazar Hilmi Akyol. Akyol yıllarca Kürdistan’ı il il, ilçe ilçe, köy köy gezerek, dengbejlerin izini takip ederek; unutulmaya, kaybolmaya yüz tutmuş bir çok klamı, stranı ve onların farklı varyantlarını, öykülerini, araştıran, gün yüzüne çıkaran, kayıt altına alıp yazılı hale getiren ve bu alanda 32 kitap hazırlamış bir Kürt folklor araştırmacısı. Kürt folklor araştırmacılığının ‘atom karıncası’ adeta.  Dengbej Evi’ni Akyol’dan dinliyoruz: ‘30 Mayıs 2007 yılında açıldı Dengbej Evi. O günden bugüne kadar da haftanın altı günü –pazartesi hariç- her gün klam, stran söylendi. Yaz ve baharda akşam 5-6’ya kadar kışları 3-4’e kadar her gün sırası gelen 4-5 dengbej aralıksız klam, stran söyler. 28 dengbej var. Haftanın bir günü özel bir dengbejler divanı kurulur. Kürt kültürü ve folklorunun temeli olan dengbejliği unutturmamak, gelecek kuşaklara taşıyabilmek ve dünyaya tanıtmak için açıldı bu ev. Bir amacı da yeni genç dengbejler yetiştirmektir. Burası açılmadan önce Dicle Fırat Kültür Merkezindeydik. 30 farklı ülkeden müzikologlar burada dengbejler üzerine araştırma yaptı. Türkiye’de 20’den fazla üniversite öğrencisi dönem ödevi ya da bitirme tezi çalışması yaptı dengbejler üzerine. Sayısız belgesel, dizi film ve film çekimine ev sahipliği yaptık.’

3 BİN ESERİMİZİ TALAN ETTİLER

Türk gazeteleri ve medyasının Dengbejliği bu evin açılışının ardından keşfetmesini alaya alan Akyol ‘Sanki dengbejlik bin yıllardır bu topraklarda yaşamamış da çok uzak bir ülkenin kültürüymüş gibi, yeni bir keşifmiş gibi haberler yaptılar. Oysa bu topraklardaki Ermeni, Kürt, Süryani ve Fars 3 bin eser Osmanlı padişahı Yavuz Selim zamanından beri İstanbul’a Osmanlı sarayına taşındı. Saray müziğinin bir parçası yapıldı. Cumhuriyet ile birlikte saray müziğine Türk Sanat Müziği adını verdiler. Söylenen esere de ‘Doğudan/Şarktan gelen’ anlamında ‘Şark-î=Şarkı

Evrensel'i Takip Et