03 Aralık 2011 14:10

Örgütlü mücadeleyle başarabiliriz

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin ortak düzenlediği İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nde yapılan oturumlarda, “taşeronlaşma” ve “güvencesizlik” konularıyla, bunların işçi sağlığı ve güvenliğine etkileri üzerine yapılan sunumlarda, taşeronlaştırmanın güvencesiz çalışmayı beraberinde ge

Örgütlü mücadeleyle başarabiliriz
Paylaş
Fatma Keskintimur

“Taşeronlaşmanın İşçi Sağlığına Etkileri” başlıklı oturumda DİSK Genel Başkan Vekili Tayfun Görgün, AKP Hükümetinin programlarının, taşeronlaştırma ve güvencesiz, esnek çalışma modellerini her alanda hayata geçirmeye dönük olduğunu ifade etti.

Mevcut durumun irdelenmesi konusunda söz alan Çalışma ve Toplum Dergisi Yayın Yönetmeni Murat Özveri de iş kazaları davalarından örnekler vererek sonunda suçlu bulunanın hep işçiler olduğunu hatırlattı. Taşeronlaşmayla birlikte gündeme gelen “alt işveren” kavramına dikkat çeken Özveri, taşeronlaşan işyerlerinde bir ya da daha çok alt işverenin olduğunu belirtti. Özveri bu durumun işçi sağlığı ve güvenliği konusunda yol açtığı olumsuzlukları şöyle ifade etti: “İşçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini kimin alacağı, iş kazası durumunda sorumluluğun kimde olacağı, yaptırımın kimi muhatap alacağı belirsizleşiyor.”

TÜRKİYE AÇIK FARKLA ÖNDE!

Taşeronlaşmanın boyutlarını iş kazaları ve meslek hastalıkları yönünden değerlendiren Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalından Kayıhan Pala, Türkiye’nin “Haftada 50 saat ve üzeri çalışan işçi oranında” diğer ülkelere göre açık farkla önde olduğuna dikkat çekti. Güvencesiz, esnek çalışmanın mesai saatleri gibi birçok konuda algılanan ve algılanmayan sağlık sorunlarına neden olduğunu ifade eden Pala, işçi sağlığı ve güvenliğinin yalnızca işyerini kapsamadığının, işçinin yaşam kalitesi ve işten memnuniyetini de içeren bir kavram olduğunun altını çizdi.

Limter-İş Genel Başkanı Kamber Saygılı ile Dev Sağlık-İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da birer sunum yaparak, sendikal örgütlenmenin olduğu ve olmadığı işyerlerindeki beklentileri anlattılar. Güvencesizliğin tanımını yaparak söz alan Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümünden Aziz Çelik, “4-c” ile yasal güvence de kazanan güvencesizliğin, önümüzdeki dönem genişleyerek devam edeceği uyarısında bulundu.

SON SÖZ İŞÇİLERDE

Tuzla tersane işçileri adına kongreye katılan Tersane İşçisi Yusuf Ertuğrul, iş kazalarında patronların, işçileri cahillikle suçladığını belirterek, “O koca gemileri biz yapıyoruz, kaza olunca mı cahil oluyoruz?​” diye sordu. Tersanelerde 147 ölümlü iş kazasının yaşandığını hatırlatan Ertuğrul, bir ara haber olmasına rağmen tersane sorunlarının çok çabuk gündemden düştüğüne dikkat çekti. Ertuğrul kongre örgütleyicilerine, “Yönünüzü Tuzla’ya da dönün” diye seslendi. Limter-İş’te örgütlendiklerini belirten Yusuf Ertuğrul, İstanbul’da “İşsizleri de içeren bir işçi kurultayı” düzenlediklerini ifade etti. Oraya 500 kişiyi katabildiklerini ifade eden Ertuğrul, “Örgütlü mücadeleyle başarabiliriz” dedi.

‘DEVLET KARIŞMASIN, YETER!’

Atık Kağıt İşçileri Komitesinden kongreye katılan Fehmi Çelikol’un ifadeleri çarpıcı gerçekleri ortaya koydu. Çoğunun kendisi gibi, “Bölgedeki savaş koşullarından dolayı, köyleri ortadan kalkmış” olduğu için sokaklarda çalışmaya başladığını söyleyen Çelikol, Ankara’da Hacettepe öğrencilerinin yaptığı ankette “Devletten ne bekliyorsunuz?​” sorusuna dikkat çekti. Çelikol “Buna göre bizim gibi olanların yüzde 82’si, ‘karışmasın, yeter’ cevabını vermiş” dedi. Çelikol, gerçekten de devletten değil, diğer işçilerle birleşerek yapacakları mücadeleden beklentilerinin olduğunu dile getirdi. (Ankara/EVRENSEL)


GAZETECİLERİN SORUNLARI İŞÇİ SAĞLIĞI KONUSU

İşçi Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nin ikinci gününde, gazeteciler de kürsüye gelerek sorunlarını paylaştılar. İlk sunumu yapan Gazetemiz Ankara Temsilcisi Sultan Özer, 1980’lerden itibaren mülkiyet sahipliğindeki değişimlere ve bu dönemden sonra birer şirket politikasıyla yönetilen medya kuruluşlarında çalışanların da kâr-zarar ilişkileri içinde görüldüğüne dikkat çekti. AKP Hükümeti döneminde ise artık “yıpranmadıklarına” karar verilen gazetecilerin, yasalarda belirtilen haklarının da geri alınmaya başlandığını belirten Özer, bu dönemde Anadolu Ajansı ve TRT’de çalışanların karşılaştıkları uygulamaları hatırlattı. Gazeteciler üzerindeki idari baskı, iktidardan gelen doğrudan baskı ile birleşince, bu mesleğin yapılamaz hale geldiğini belirten Özer, en örgütsüz meslek gruplarından biri olarak gazetecilerin “toplu işten çıkarmalara” karşı bile bir şey yapamadıklarından bahsetti.

Gelinen süreçte, baskının doğrudan kendini gösterdiği sansürden daha tehlikelisinin de “otosansür” olduğuna dikkat çeken Özer, gazetecilerin yaşadığı birçok sağlık sorununun da meslek hastalıkları kapsamına alınmadığını ifade etti. Bütün bu sorunların tek çözümünün “örgütlü mücadele” olduğunu belirten Özer, “Gazeteciler, işçi sınıfının bir parçası olduklarını fark etmeliler” diye konuştu.

‘GAZETECİLER YIPRANMIYOR, ÖLÜYOR!’

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi de konuşmasında kaldırılan “yıpranma hakkı”na değindi ve Çalışma Bakanının konuya dair alaycı yaklaşımını hatırlattı. Özer’in de değindiği gazeteci ölümlerine dikkat çeken İpekçi, en son Van’da depremde hayatını kaybeden Cem Emir ve Sebahattin Yılmaz’ı anarak, Bakanın tavrını eleştirdi.

İpekçi iş kolundaki taşeronlaşmanın yoğunluğuna ve sendikalaşmanın oranının düşüklüğüne dikkat çekti. İpekçi, tüm riskli çalışma koşullarına rağmen güvencesiz ve esnek çalışma modellerinin her türünün yaşandığı gazeteciliğin hukuk alanında yaşadığı sıkıntılara da örnekler verdi. İpekçi, 1999’da haksız bir yargı kararıyla suçlanarak, hem psikolojik hem de fiziksel sorunlar yaşamasına neden olunan bir ajans emekçisinin intihar etmesi örneğini hatırlattı ve o yıl açılan davanın halen devam ettiğini söyledi. İpekçi örneklerin fazlasıyla çoğaltılabildiği Türkiye’de “Önce haber değil, önce can güvenliği” denilmesi gerektiğini söyledi.

ÖNCEKİ HABER

Bu defa Hacivat kazandı

SONRAKİ HABER

Adalet yerini buldu demek isterdim

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...