Soru beklenmeyen yerden çıkınca
Maçın henüz üçüncü dakikası içindeydik. Yayıncı kuruluş önce Trabzonspor teknik direktörü Fatih Tekke’yi getirdi ekrana, ardından da Okan Buruk’u. Tekke ayaktaydı, Okan Buruk ise kulübede. Önündeki mini saha maketinde bir şeyler yapıyordu.
Maçın henüz başı. Okan Buruk ve yardımcısı İrfan Saraloğlu mini maket üzerinde kimin kiminle eşleşeceğini belirliyorlar. Fotoğraf: Beinsports
Ne yapıyordu peki Okan Buruk elindeki mini saha maketinde? Galatasaraylı oyuncuların hangi Trabzonsporlu futbolcuyla eşleşeceklerini belirlemeye çalışıyordu.
Gerçekten de Okan Buruk ve teknik heyeti için soru beklemedikleri yerden çıkmıştı. Fatih Tekke, Fenerbahçe maçında denediği ve sonrasında terk ettiği üçlü savunmaya yeniden dönünce Galatasaraylı futbolcular tek tek kiminle eşleşeceklerini bilemez duruma düştüler. Sahada bir kaos hüküm sürüyordu. Okan Buruk da, yardımcısı İrfan Saraloğlu’yla beraber mini maket üzerinde kimle kimin eşleşeceğini belirlemeye çalışarak bu kaosu sona erdirmeye çalışıyordu.
Maçtan sonra da altını çizdi, gerçekten de Trabzonspor’un üçlü savunmayla çıkması Okan Buruk için beklemedik bir şeydi. Bu kısaca, eşleşmelerin ve temel oyun kurgusunun hükmünü yitirmesi ve bir anlamda tüm hafta boyunca yapılan taktik çalışmaların önemli bir bölümünün çöp olması anlamına geliyordu.
Ne var ki Fatih Tekke’nin meslektaşı Okan Buruk’a kurduğu tuzaklar sadece bununla sınırlı kalmadı. Başka tuzaklar da hazırlamıştı Tekke. Örneğin oyuncularından Galatasaray’ın defans ve orta saha oyuncularına bire bir baskı yapmalarını istemişti. Amaç Davinson Sànchez, özellikle de Fernando Muslera’nın uzun vurmasını sağlayarak Galatasaray’ın oyun kurmasını önlemekti. Muslera her seferinde umutsuzca Trabzonsporlu oyuncuların kendisine baskı yapmalarını, böylece açılacak boşluğa oynamayı bekledi. Ancak ilk yarıda bu hiç gerçekleşmedi. Muslera da her seferinde umutsuzca ileriye vurmak zorunda kaldı.
Tuzak üstüne tuzak
Tekke’nin hazırladığı tuzaklardan bir diğeri de takımının boyunu uzatarak Galatasaray’ın forvet oyuncularının yararlanabileceği geniş alanları sınırlandırmaktı. Böylece Galatasaray uzun oynarken de fazla tehlike yaratamadı. (Galatasaray’ın sağ beki Roland Sallai iki kere bu uzun toplarla buluşarak takım arkadaşlarına kilit pas vermeyi başardı. Ancak Barış Alper Yılmaz ve Victor Osimhen bu fırsatlardan yararlanamadı.)
Hazırlandıkları sınavda soru çalışılan yerden çıkmayınca Galatasaraylı futbolcular kendilerini bir anda futbolun ilkel çağlarında buldular. Galatasaray ne takım olarak rakip yarı sahaya yerleşebiliyor, böylece ikinci topları kolayca toplayarak hücum tazeleyebiliyordu. Ne de oyunu adım adım geriden kurarak Trabzonsporlu oyuncuları kendi kalelerine doğru geri itebiliyordu. Bu ilkel futbol nedeniyle üretemeyen Galatasaray’da futbolcuların özgüvenlerinin dakikalar geçtikte daha da azaldığına şahit olduk. Bu da ilk yarının ortalarından sonra momentumun Trabzonspor’a geçmesine yol açtı. Böylece peş peşe birkaç fırsat yakaladı Trabzonspor.
Sonuç; ilk yarıda Galatasaray hiç korner kullanamazken rakip kaleye üçü isabetli sadece dört şut çekebildi. Buna karşın Trabzonspor, Galatasaray kalesine beşi isabetli sekiz şut attı. (Trabzonspor’la Galatasaray arasındaki bu üretim farkı, gol beklentisi değerlerine de yansıdı. Trabzonspor 1,02 gol beklentisi değeri üretirken, Galatasaray 0,23’te kaldı.)
Bu açıdan Galatasaray’ın devreyi gol yemeden tamamlamasını Muslera’nın “son anda Muslera” olarak bildiğimiz eski parlak günlerinden kalma performansına bağlamak yanlış olmaz.
“Kötü” oyunun hayali nedenleri
İnsanlar tabii bu futbolu dilediği gibi yorumlamakta serbestler. Kimilerine göre Galatasaray teknik heyeti ve futbolcular Trabzonspor’un rotasyona gittiği gerekçesiyle oldukça rahatlamışlardı ve bu da konsantrasyon soruna yol açmıştı.
Kimilerine göre de bu kötü futbolun müsebbibi Fernando Muslera’ydı. Sürekli ileri vurarak Galatasaray’ın futbol oynamasının önüne geçiyordu.
Kimileri ise Gabriel Sara, Yunus Akgün ve Barış Alper Yılmaz’ın gününde olmamalarına bağladı kötü futbolu. Bu nedenle de devre arasında futbolu bir konsol oyunu sananlar oyuncu değişikliği yapılması gerektiğini yazıp durdular sosyal medyada.
Kötüden iyiye
Okan Buruk tabii futbola böyle bakan birisi değil. O ne maça üç orta saha oyuncusuyla başlamanın galibiyeti garantilediğini düşünür, ne de Trabzonspor’un üçlü savunmasıyla eşleşme sorunu yaşamamak için takımını üçlü formasyona geçirir. Tek şey yaptı; devre arasında futbolcularına Trabzonspor’un üçlü defansına karşı nasıl hücum edeceklerini, eşleşmelerin nasıl olacağını ve ne yapmaları gerektiğini detaylı biçimde aktardı. Ayrıca onları işi biraz daha sıkı tutmaları için uyardı.
Böylece ikinci yarı daha farklı bir oyun izlemeye başladık. Giderek son dönemde sıkça izlediğimiz tempolu Galatasaray çıktı ortaya.
Ben bu yazıda yine soru-yanıt üzerinden olup biteni kabaca analiz etmeye çalışacağım.
Trabzonspor Galatasaray’ı nasıl karşıladı?
Oyun kurulumu sırasında Trabzonsporlu oyuncular Galatasaraylı futbolcularla sahada aşağıdaki görselde görüldüğü gibi bire bir eşleşerek Galatasaray’ı uzun vurmaya yönlendirdiler. Sadece Muslera’yı ve kısmen Sànchez’i biraz boş bıraktı Trabzonsporlular. Burada amaç Muslera’yı sürekli uzun vurmaya yönlendirmek, Sànchez’i de topu kapabilecekleri riskli driplinglere yöneltmekti. Ancak Sànchez bu riskli pencereyi açmadı. Her seferinde Muslera gibi o da uzun vurdu.
Maçın henüz başı. Galatasaray’ın sıradan bir oyun kurulumuna bakıyoruz. Muslera hariç bütün Galatasaraylı futbolcular Trabzonsporlu oyuncular tarafından marke edilmiş durumda. Sadece en yukarıda görülen Jacobs marke edilmiyor gibi görünüyor, ancak bunun nedeni onu bire birde alan Trabzonsporlu kadraj dışında olması. Fotoğraf: Beinsports
Galatasaray nasıl eşleşme sorunu yaşadı?
Galatasaray’ın yaşadığı eşleşme sorununun temel nedeni Trabzonspor’un üçlü defansla çıkmasıydı. Ancak işleri karmaşıklaştıran Trabzonspor’un da Galatasaraylı futbolcuları bire bir markaj uygulaması oldu.
Bunu biraz açmak istiyorum. Sahada bütün futbolcular için iki ayrı markaj söz konusu oldu. Örneğin Trabzonspor hücum hazırlığındayken Gabriel Sara Trabzonspor’un üç stoperinden birini marke etmek zorundaydı. Ancak top Galatasaray’a geçince Trabzonspor Sara’yı orta saha oyuncularından John Lundstram’la marke ediyordu. Bu ikili yapılar özellikle Galatasaraylı futbolcuların eşleşme sorunu yaşamasına yol açtı. Bu eşleşme sorununu şimdi bir örnekle daha detaylı ele almak istiyorum.
Dakika 4,25. Trabzonspor Galatasaray yarı sahasının ortalarından Pedro Malheiro’yla taç atışı kullanma hazırlığındadır. Bu sırada eşleşmelerin şöyle olduğu görülür: Galatasaray’da Abdülkerim Bardakcı Enis Destan’ı, Ismail Jacobs Edin Vişça’yı, Lucas Torreira Muhammed Cham-Saraçeviç’i, Mario Lemina Batista Mendy’yi, Sara da Lundstram’ı marke ediyordur. Yunus Akgün de Mustafa Eskihallaç’ı marke ediyor izlenimi verir.
Görüldüğü gibi Galatasaray’da iki futbolcu (en gerideki Sànchez ve Sallai) kimseyi marke etmeden güvenliği almışlardır. Buna karşılık Trabzonspor’da da en gerideki iki futbolcu (Arseniy Batagov ve Arif boşluk) kimseyi marke etmiyordur.
Trabzonspor’un ilk tehlikeli hücumunun 12 saniye öncesine bakıyoruz. Sahada bire bir eşleşmelerde bazı Galatasaraylı futbolcuların rakiplerine uzak kaldıkları dikkat çekmektedir.| Fotoğraf: Beinsports
Malherio taç atışını Cham-Saraçeviç’e oynayınca durum birden değişir. Torreira hızlanarak Cham-Saraçeviç’i basmaya çalışır. Bunun üzerine Cham-Saraçeviç gerideki Batagov’a oynar. Bu kez Yunus Akgün Batagov’a hamle yapar, ancak Batagov dikey bir pasla Mendy’yi görür.
Batagov’un verdiği dikey pas sonrasında dört Galatasaraylı (Osimhen, Yunus Akgün, Barış Alper Yılmaz ve Torreira) oyundan düşer. Son kurtarıcı rolündeki Lemina Mendy’ye basmak ister. | Fotoğraf: Beinsports
Bir saniye sonrası. Mendy üzerine gelen Lemina’dan sıyrılıyor. | Fotoğraf: Beinsports
Lemina topu kazanmayı başaramaz. Mendy ondan kurtulur, böylece 6’ya 4 Trabzon hücumu başlar.
İki saniye sonrası. Mendy’nin lemina’dan kurtulmasıyla 6’ya 4 Trabzonspor hücumu başlamış durumda. | Fotoğraf: Beinsports
Bu hücum Mustafa Eskihallaç’ın dakika 4,37’de ceza sahası dışından Muslera tarafından kornere atılan şutuyla sonuçlandı.
Burada gördüklerim şöyle.
- Galatasaray’da sorunlu üç eşleşme dikkat çekiyor.
- Bunlardan ikisinde sorun rakiplere uzaklık. Nitekim önce Torreira, ardından da Lemina taç atışı öncesinde rakiplerine uzak durdukları için yaptıkları hamle sonrasında topu kazanamadılar.
- Diğer sorunlu eşleşme ise Yunus Akgün’ünki. Yunus Akgün pozisyon icabı Mustafa Eskihallaç’ı tutuyor görünürken birden Bagatov’un üzerine gidince Eskihallaç boş durumda kaldı ve kolayca şut atabildi.
- Yunus Akgün’ü bu hataya iten maç boyunca Trabzonspor’un üç stoperinden biriyle eşleşmesi oldu. Buradan hareket ederek Eskihallaç’ı Sallai’ye bıraktı ve Batagov’un üzerine gitti.
Galatasaray’da Lemina-Torreira savunma duvarına ne oldu?
Futbol doğrudan matematiğe dayanan, ancak tam da bu nedenle klişelere ve önyargılara çok açık bir oyun.
Son dönemde Galatasaray cephesinde iki klişe dolaşıyor.
İlk klişeye göre Galatasaray’ın son virajdaki güçlü oyununun temel nedeni Okan Buruk’un üç orta sahayla oynaması. Zaten iddia o ki Beşiktaş maçı da Okan Buruk’un üçlü orta saha yerine Àlvaro Morata’lı formasyonu tercih etmesi nedeniyle kaybedilmişti. Ne zaman Buruk, Morata yerine yeniden Sara’lı üçlü orta sahaya dönmüştü, güçlü oyun da geldi.
İkinci klişe de şu: Galatasaray rakiplerine isatebli şut fırsatı vermemesini temelde Lemina’ya borçlu. Lemina’ya Torreira da eklenince Galatasaray yenilmez bir takım durumuna dönüştü.
Kanımca dünkü Galatasaray-Trabzonspor karşılaşması bu iki görüşün birer klişe olduğunu çok net biçimde orta koydu. İlk olarak dün Sara’lı ve üç orta saha kökenli oyuncunun yer aldığı formasyonun galibiyet ve iyi oyun için yeterli olmadığı belgelendi. (Maçın ilk yarısında Galatasaray’ın üçlü orta saha yapısı oyun kurulumunda yetersiz kaldığı için Galatasaray birinci bölgeden üçüncü bölgeye uzun toplarla çıkmak zorunda kaldı. Bunun nedeni Galatasaray’ın orta sahasının ciddi baskı görmesi sonucunda devreye girememesiydi. Yani Galatasaray bu üçlüyle oyun kuramadığı gibi savunmasını da sertleştiremedi.)
İkinci olarak Galatasaray’ın takım savunmasını güçlendiren ana unsurun Lemina-Torreira ikilisinin varlığı değil, bütün oyuncuların kompakt biçimde birbirlerine yakın durması olduğu ortaya çıktı. Çünkü takım oyuncuları arasındaki mesafeler açılınca Lemina ve Torreira’nın (bile) ikili mücadelelerde ne kadar çaresiz kaldıklarını dün net biçimde gördük.
Örneğin yukarıda ele aldığım Trabzonspor hücumunda Lemina’nın Mendy tarafından kolayca nasıl ekarte edildiğini ve Galatasaray’ın tehlikeli bölgede sayısal üstünlüğü nasıl rakibine vermiş olduğunu görmüştük.
Şimdi de mesafeler açıldığı için Galatasaray’ın üçlü orta saha kurgusunun savunma kurgusundaki yetersizliğini göreceğiz.
Savunmada alarm zilleri
Dakika 36,56. Muslera ileriye uzun vurur. Bu sırada Sallai de ileriye doğru hareketlenmiştir. Muslera’nın uzun vurduğu topu Batagov kafasıyla karşılar. İkinci topu kapmak için hareketlenen Torreira yere düşer. Cham-Saraçeviç bu topu kazanır ve karşısına çıkan Sara’dan sıyrılarak ilerlemeye başlar. Ancak sayısal üstünlük 6’ya 5 Galatasaray’dadır.
Trabzonspor’un en tehlikeli hücumunun başlangıcına bakıyoruz. Top Cham-Saraçeviç’te. | Fotoğraf: Beinsports
Cham-Saraçeviç Vişça’yla paslaştıktan sonra gerideki Lundstram’a oynar. Lundstram’ın karşısına geriye dönmüş olan Torreira çıkar. Ancak Lundstram ondan kolayca sıyrılır.
Dokuz saniye sonrası. Üç pas sonrasında topla buluşan Lundstram karşısına çıkan Torreira’dan kolayca kurtuluyor. | Fotoğraf: Beinsports
Bu sırada Vişça ofsayttadır, ayrıca Lemina onun pas kanallarını kapatıyordur. Lundstram biraz ilerleyince Lemina onu karşılamak için öne çıkar. Ofsayttan çıkan Vişça Lemina’nın boşalttığı Bardakcı ile Jacobs arasındaki koridorda hareketlenir. Lemina tarafından rahatsız edilemeyen Lundstram da hemen onu görür.
Dört saniye sonrası. Lundstram’ın pasıyla buluşan Vişça çaprazdan şutunu atmak üzere. | Fotoğraf: Beinsports
Vişça’nın şutunu Muslera çelecektir. Ancak hiç rahatsız edilmeden Galatasaray ceza sahasına giren Cham-Saraçeviç dönen topu yeniden Muslera’nın koruduğu kaleye gönderir. Bu şutu Muslera yine çıkaracaktır.
Burada gördüklerim şöyle:
- Önce Torreira, ardından de Lemina rakiplerine keskinlikten uzak müdahaleler yaparak topu kazanmak istediler. Ancak bunda başarılı olamadılar. Bunun temel nedeni Galatasaray’ın kompakt ve bitişik savunma yapmamasıydı.
- Keskinlikten uzak bir diğer Galatasaraylı futbolcu da Barış Alper Yılmaz’dı.
- Abdülkerim Bardakcı ise Vişça’yı kolayca kaçırdı.
- Pozisyon öncesinde Sallai ileride kaldığı için Yunus Akgün’ün hızla geriye koşarak Mustafa Eskihallaç’ı marke etmesi yerinde ve doğru bir hamleydi.
Görüldüğü üzere Galatasaray savunmasının sertliğindeki hikmeti ilk planda Lemina ve Torreira’nın varlığında çok, Galatasaraylı oyuncuların birbirlerine yakın pozisyon almasında aramalıyız. Zira mesafeler açıldıkça Galatasaray’da Torreira ve Lemina kolayca sıradanlaşabiliyorlar.
Şimdi aynı ikilinin işler düzeldikten sonra takım savunması ve hücumunda oynayacağı rolleri daha yakından göreceğiz.
Galatasaray savunma-hücum dengesini ne zaman kurdu?
İkinci yarıda. Devre arasında yapılan konuşmalar ve yönlendirmeler sonucunda Galatasaray son dönemde oynadığı güçlü futbola ikinci yarıda geri döndü. Maçın ikinci yarısında, rakibe kendi kalesine şut atma fırsatı vermeyen ve yaptığı baskıyla çoğunlukla Trabzonspor’u kendi yarı sahasına hapseden bir Galatasaray izledik.
Burada anahtar kavram Galatasaraylı oyuncuların birbirlerine daha yakın oynaması, böylece önce savunmayı ardından da buna bağlı olarak hücumu ayağa kaldırmasıydı. Şimdi iki örnekle bunu analiz edelim.
Dakika 45,50. Trabzonspor hücumunda Vişça’nın yanlış pasında topu Torreira kazanır.
Trabzonspor hücumunda hızla geriye koşan Galatasaray’da Torreira topu kazanıyor. | Fotoğraf: Beinsports
Torreira hemen gerideki Lemina’ya oynar. O da tekte soldan bindiren Barış Alper Yılmaz’ı görür. Yılmaz topu kontrol eder ve ardından öndeki Osimhen’e gönderir.
Beş saniye sonrası. Lemina’nın gönderdiği topu kontrol eden Barış Alper Yılmaz öndeki Osimhen’e oynuyor. Bu hücumu Yunus ve Torreira da destekliyor. | Fotoğraf: Beinsports
Osimhen hemen topu gelişine gerideki Torreira’ya kazandırdıktan sonra ileriye hareketlenir. Topla buluşan Torreira ise soldan bindiren Barış Alper Yılmaz’ı kaçırır. Böylece 3’e 1 Galatasaray hücuma başlar. Yılmaz, kontrolde biraz zorluk çektiği topu sağ ayağının dışıyla en sağdaki Yunus Akgün’e koordinatlar.
Sekiz saniye sonrası. 3’e 1 başlayan geçiş hücumunda Barış Alper Yılmaz kontrol etmekte biraz zorluk çektiği topu sağ ayağıyla Yunus Akgün’e göndermek üzere. | Fotoğraf: Beinsports
Yunus bu kilit pası gelişine ters ayağıyla, sağıyla şutlayacak, ancak top az farkla yakın direğin üzerinden dışarı çıkacaktır.
İki saniye sonrası. Yunus Akgün’ün şutu direğin üzerinden dışarı çıkmak üzere. | Fotoğraf: Beinsports
Bu hücumda da görüldüğü gibi Galatasaray kendi ceza sahası önünden başlattığı hücumu Trabzonspor ceza sahası içinde sonlandırdı. Toplam 15 saniye süren bu hücumda Galatasaray altı pas sonrasında Yunus Akgün’ü gol pozisyonuna soktu.
Bu hücumda dikkati çeken iki unsurdan ilki, Torreira ve Lemina’nın Trabzonspor hücumunun sona ermesinden sonra Galatasaray’ı tek dokunuşlarla hücuma çıkaran ikili olmasıydı. İkinci unsur ise Osimhen’in kendisini marke eden Batagov’u yerinden çıkartması, Torreira’nın da Osimhen’in boşalttığı koridora dalan Barış Alper Yılmaz’ı kaçırmasıydı.
Bu hiç kuşkusuz devre arasında, bire bir oynayan Trabzonspor’u tesirsiz hale getirmek için Okan Buruk’un tahtaya çizdiği geçiş hücum setlerinden birisiydi.
Galatasaray’ın geçiş hücumları nasıldı?
Galatasaray attığı iki golden birini hafta içinde çalışmış olduğu duran top setleri sonucunda attı. Bu açıdan Galatasaray’ın sınavda karşısına çıkan bir soruya önceden iyi çalışmış olduğunu söyleyebiliriz. Galatasaray kullandığı kornerlerde Uğurcan Çakır’ın koruduğu kaleye yedi şut çekmeyi başardı.
Burada anahtar kavram Trabzonspor defansının duran toplarda alan savunması yapmasıydı. Galatasaray Sara’nın kullandığı kornerlerde Trabzonspor’un yaptığı alan savunmasının içine sürekli adam sokarak neredeyse her topa vurmayı başardı.
Galatasaray’ın diğer golü ise sürekli olarak altını çizmeye çalıştığım savunma-hücum dengesinin iyi kurulduğu bir geçiş hücumu sonrasında geldi. Şimdi bu golü analiz edelim.
Dakika 82,46. Osimhen’in ceza sahası dışından şutunu bloke eden Uğurcan Çakır eliyle topu sol koridordaki Oleksandr Zubkov’a göndererek oyunu kurar. O sırada Yunus Akgün bir önceki pozisyonda giriştiği ikili mücadele sonucunda yerde yatıyordur.
Zubkov bir süre topu sürdükten sonra sol çizgideki Antony Nwakaeme’yi görür. Trabzonspor’un ön hattında üç oyuncu vardır. Dört Trabzonsporlu da hücumu desteklemek için ileriye koşmaktadır. Galatasaray ise kalesini yedi futbolcuyla savunuyordur.
Galatasaray’ın golünün 25 saniye öncesine bakıyoruz. 7’ye 7 başlayan Trabzonspor hücumunda Zubkov pasını Nwakaeme’ye vermiş durumda | Fotoğraf: Beinsports
Nwakaeme’nin karşısına Torreira çıkar. Bunun üzerine merkeze kaymak zorunda kalan Nwakaeme Danylo Sikan’ı görür. Sikan topu kontrol etmek isterken Eren Elmalı önünde bir fırsat penceresinin açılmış olduğunu görür ve yerinden fırlar, topu kazanır.
Tam burada görüntüyü durdururuz. Görüntüde Eren Elmalı dışında iki oyuncu dikkatimizi çeker. Bunlardan birisi Morata’dır, diğeri ise ileriye fırlayan Jacobs.
Dokuz saniye sonrası. Eren Elmalı, Trabzonsporlu Danylo Sikan’ın ayağından açtığı topu kazanarak Galatasaray’ı hücuma çıkarıyor. Bu hücumu ilk planda Jacobs, ardından da Morata destekleyecektir. | Fotoğraf: Beinsports
Eren Elmalı topu sürer ve karşısına Mendy çıkınca son anda solundan bindiren Jacobs’u görür.
Beş saniye sonrası. Eren Elmalı topu solundan bindiren Jacobs’a atıyor. | Fotoğraf: Beinsports
Ancak Jacobs hızlıdır, bu nedenle top gerisinde kalır. Fakat Jacobs düşme pahasına dokunduğu topu Eren Elmalı’nın önüne atmayı başarır. Bu pas geçiş hücumda Galatasaray’a 3’e 2 sayısal üstünlük getirecektir.
İki saniye sonrası. Jacobs düşerken topu Eren Elmalı’nın önüne bırakıyor. | Fotoğraf: Beinsports
Bu sırada Yunus Akgün düştüğü yerden kalkmış Galatasaray hücumunun kendi hizasını geçmesini bekliyordur. Osimhen de hızlanır.
Eren Elmalı ceza sahasına bakar ve topu iki Galatasaraylının bulunduğu noktaya ortalar.
Dört saniye sonrası. Eren topu Yunus ve Osimhen’e koordinatlamış durumda. | Fotoğraf: Beinsports
Bu sırada Osimhen ofsayttadır. Ancak topa dokunmaz, Böylece Eren Elmalı’nın ortası Yunus Akgün’e ulaşır. Yunus topu kazandığı anda Morata kadrajda yoktur.
İki saniye sonrası. Eren Elmalı’nın ortasını Yunus kontrol eder. | Fotoğraf: Beinsports
İki saniye sonrası. Eren Elmalı’nın ortasını Yunus kontrol eder.
Morata kadraja tam bir saniye sonra girer. Yunus Akgün onun gelmesi bekliyordur. En uygun anda onun sağ ayağına bırakır topu. Morata da bu kilit pası sağ ayağının içiyle Uğurcan Çakır’ın soluna vurur.
Üç saniye sonrası. Morata Yunus’un verdiği pası gole çeviriyor. | Fotoğraf: Beinsports
Bazılarımız bu goldeki görev dağılımlarını anlamakta zorluk çekecektir. Eren Elmalı Barış Alper Yılmaz’ın yerine oyuna dahil olduğunda sol kanat forveti pozisyonuna geçmişti. Jacobs ise sol bek görevini sürdürüyordu. Çoğu analistin Galatasaray’ı 442 oynattığı söylediği Morata ise Sara’nın yerine oyuna girmiş durumdaydı.
Bu golde forvet hattında görev yapmalarına rağmen Eren Elmalı’nın ve Morata’nın Trabzonspor hücumunda takım savunmasına verdikleri katkı dikkat çekti. Söylemeye gerek yok, Lemina ve Torreira forvet hattının takım savunmasına aktif biçimde katılması sayesinde geçilmez bir duvar oluşturabiliyorlar.
Devam ediyorum. Bu golde Galatasaray’ın forvet hattında görev yapan iki oyuncunun (Elmalı ve Morata) takım savunmasına verdiği katkı kadar, Galatasaray savunma oyuncusu Jacobs’un hücuma verdiği katkı da dikkate değer.
Zaten savunma-hücum sarmalı diye adlandırdığım şey tam da bu. Görev tanımlarından bağımsız biçimde takım halinde savunma yapmak ve takım halinde hızlı hücuma çıkmak.
Sonuç
Galatasaray Trabzonspor’la üç gün sonra Türkiye Kupası finalinde bir kez daha karşılaşacak. Dünkü ilk randevunun ilk bölümüne Fatih Tekke’nin hazırladığı tuzaklar damga vurmuştu. Ancak Okan Buruk devre arasında Tekke’nin hamlelerine verdiği karşılıkları futbolcularına iletti. Bu hamleler de oyunu ve maçı Trabzonspor’dan alıp Galatasaray’a getirdi.
Kanımca Fatih Tekke’nin Çarşamba günkü maç için önünde iki yol var. Ya dünkü oyunu biraz daha revize ederek Galatasaray’ı kupa finalinde yeniden zor durumda bırakmayı deneyecek. (Ancak dünkü maç Galatasaray için bünyenin antikorlara karşı direncinin arttığı bir aşı anlamına gelmiş olabilir. Bu durumda Çarşamba günü sorular büyük olasılıkla Okan Buruk’un çalışmış olduğu yerden çıkacaktır.) Ya da, Fatih Tekke beklerin takımın taşıyıcısı olduğu, kanat forvetlerin de santrforlaştığı eski oyun anlayışına geri dönecek.
Bu sınavın neticesini üç gün sonra öğrenmiş olacağız.
Evrensel'i Takip Et