24 Kasım 2022 04:19

Hak savunucularına çektirilen eziyet

Büyükada davası öncesi yapılan basın açıklaması ve İstanbul Adalet Sarayı binası

Fotoğraf: MA

Paylaş

Yargıtay Büyükada davasını karara bağladı: Suçsuzlar!..

2017 yılında Büyükada’da insan hakları sorunlarını tartışmak ve o arada kendi güvenlikleri konusunda yapılacakları konuşmak üzere bir araya gelmişlerdi. Gözaltına alındılar. Tutuklandılar. Casuslukla suçlandılar. İHOP üyesi insan hakları örgütleri Yargıtay kararı üzerine 22 Kasım günü, “İnsan hakları savunucularına yönelik bütün karalama kampanyalarına, tutuklamalara, mahkumiyet kararlarına, uzun süren belirsizliklere rağmen Yargıtay bozma kararı verdi” başlıklı bir açıklamada bulundular.

Şöyle dediler: “Bilindiği gibi 5 Temmuz 2017 tarihinde bir seminer çalışması esnasında polis baskını ardından gözaltına alınıp ardından tutuklanan insan hakları savunucularına karşı açılan ve kamuoyunda Büyükada davası olarak anılan dava, İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinde 25 Ekim 2017 tarihinde görülmeye başlanmış ve 3 Temmuz 2020 tarihinde gerçekleşen 13. duruşmasında da karar aşamasına gelinmişti. Kararda, Taner Kılıç, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran ve İdil Eser hakkında savcının mütalaası yönünde oy çokluğuyla mahkumiyet kararı, diğer savunucular bakımından da beraat kararı verilmişti.  Mahkeme heyetinin bir üyesi, yargılanan insan hakları savunucularının tümü için beraat kararı verilmesi gerektiği görüşüyle karşı oy vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine taşınan karar, 2 Aralık 2020 tarihinde Ağır Ceza Mahkemesinin kararını aynen onaylamıştı. Neticede Yargıtaya yapılan temyiz başvurusu, 17 Ekim 2022 tarihinde sonuçlanarak, bugün (22 Kasım 2022) itibarıyla kamuoyuna açıklandı. Kararda, Günal Kurşun, Özlem Dalkıran ve İdil Eser için mahkemece verilen mahkumiyet kararının beraat yönünden bozulması, Taner Kılıç için usul eksikliklerinin giderilerek yeniden hüküm kurulması için dosyanın İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi yer aldı.”

Beş yılı aşkın bir süredir arkadaşlarımızın maruz kaldığı haksızlığın giderilmesi için Yargıtay tarafından verilen bozma kararı bu sürecin önemli bir aşaması olmakla birlikte, insan hakları savunucularının haklarının gasbedilmesi henüz sona ermemiştir. İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinin bir an önce Yargıtay kararında işaret edildiği üzere, dikkate almadığı tüm lehteki delilleri adil bir biçimde ele almasını ve bu davayı karara bağlamasını, dört arkadaşımızın da beraat ettirilerek lekelenmeme haklarının ihlal edilmesine son verilmesini bekliyoruz.

Ancak, Türkiye’de insan hakları savunucularının yeni hak gaspları ya da hukuksuzluklarla karşı karşıya kalmalarının önlenmesi yönünde herhangi bir güvenceye sahip olmadıkları gerçeği de gözden uzak tutulmamalı; insan hakları savunucuları tüm demokratik ülkelerde olduğu gibi uluslararası hukukun öngördüğü güvencelere sahip olmalıdırlar.

İnsan hakları savunucularını koruyan ulusalüstü insan hakları belgeleri vardır. Çünkü hak savunucuları insan haklarını korumak ve geliştirmek için bireysel olarak ya da başkalarıyla birlikte çalışan insanlardır. Birleşmiş Milletlerin 9 Aralık 1998 tarihinde kabul ve ilan ettiği İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirisi, AGİT İnsan Hakları Savunucularının Korunmasına İlişkin Kılavuz İlkeler, İnsan Hakları Savunucuları Hakkında Avrupa Bı̇rlı̇ğı̇ İlkelerı̇ başlıklı belgelerde, hak savunucularına tanınan haklar ve o arada devletlerin ödevleri yer alır.

Türkiye, ulusalüstü insan hakları belgelerinde yer alan haklara ve özgürlüklere saygı temelinde bir politika izlemelidir. İnsan hakları savunucularına uyguladığı baskı politikalarından vazgeçmelidir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...