01 Eylül 2022 03:41

Ah şu bireysel hatalar…

Trabzonsporlu oyuncu iki elini suratına götürüyor

Fotoğraf: Hakan Burak Altunöz/AA

Paylaş

Futbolda; genellikle yöneticilerden ya da spor yazarlarından gelen ve dikkate almaya bile değmeyecek kadar boş açıklamalara, tuhaf yorumlara alışığız. Lakin teknik direktörlerin de kendilerini bu tuhaflıklar silsilesine kaptırmasına anlam vermek zor. Yıllar geçiyor, pek çok farklı deneyim yaşanıyor, ne var ki teknik direktörler açısından değişimin ve gelişimin zerresi dahi gözlemlenmiyor. İşin daha tuhaf yanı, ülkemize gelen yabancı teknik direktörler de kısa bir süre sonra buradaki klişeleşmiş söylemleri dile getirmeye başlıyor. Yabancılarca bu kadar kısa sürede benimsenebildiğine göre bunlar çok etkileyici ifadeler olmalı!..

Yedikleri golleri hâlâ bireysel hatayla açıklayan bir dolu teknik direktörümüz var. Ama işin en kritik kısmını, yani nasıl bir bireysel hata olduğunu ve oyuncunun o hatayı neden yaptığını bir türlü söylemiyorlar…

Buna karşılık teknik direktörlerin, attıkları golleri, bireysel beceri ile ilişkilendirdiklerini hiç duymuyoruz.

Öyle ya gol; bireysel hatayla yenir, takım oyunuyla atılır. Diğer bir deyişle, yenen golün sorumluluğu oyunculara aittir, atılan goller ise teknik direktörün tasarladığı mükemmel oyun planının eseridir, bireysel yetenekle/beceriyle ilgisi yoktur!..

Bir teknik direktör, yedikleri golün sebebini, hiç ayrıntıya girmeden ve içini doldurmadan sadece “bireysel hata” ifadesiyle açıkladığında, bunun hiçbir şey anlatmadığını bilmez mi? Madem bireysel hata diyorsun, ayrıntıya girsene, nasıl bir bireysel hata olduğunu, oyuncuyu bu hatayı yapmaya neyin ya da nelerin zorladığını ve bu hatanın önüne geçmek için neler yapılması gerektiğini anlatsana. Böylece insanların futbol bilgisine de katkı sunmuş olursun. Ama sadece “bireysel hata” deyip geçersen bu, yenen golün sorumluluğundan sıyrılmak üzere sığınılan bir bahane olmaktan öte anlam taşımaz…

Sezon başlayalı haftalar olmuş, buna rağmen sürekli transfer talebinde bulunmak, teknik direktörlerin başka bir tuhaflığı.

Sezon başı hazırlık çalışmalarında yer almamış oyunculara bel bağlayan bir teknik direktör, elindeki oyuncuları geliştirecek bilgi ve çalışma yöntemlerinden yoksun olduğu şüphesi uyandırır. Böyle teknik direktörlerin kapasitesi ve yeterliliği elbette sorgulanır…

Asıl düşündürücü olan ise, yabancı bir teknik direktörün, üç yerli oyuncu oynatma kuralının kendilerini zorladığını ve üst düzey performans göstermelerini engellediğini söylemesi. Ülke teknik direktörü ve ülke futbolcusu adına utanç verici bir açıklama. Geçmişinde altyapıdan yetişen oyuncularıyla pek çok başarıya imza atan bir kulübün, bugün üç yerli oyuncu oynatma zorunluluğundan şikayet eden bir teknik direktöre sahip olması ne kadar hazin bir çelişki…

Her şey bir yana, sürekli yeni oyuncu isteyen teknik direktörler, görev yaptıkları kulübün borcunu bilmiyor mu?

Teknik direktörlerin, medyanın ve taraftarların, kulüplerin ekonomik durumundan sanki hiç haberleri yokmuş gibi “transfer” diye tutturmaları zaten başlı başına bir garabet...

Puan kaybedilen maçlardan sonra hakemleri diline dolayan, oyunu hiçbir anlamı olmayan klişeleşmiş ifadelerle açıklayan, takımdaki eksiklikleri bilgisiyle, çalışmasıyla, elindeki mevcut oyuncuları ve oyunu geliştirerek değil transferle gidermek isteyen teknik direktörlerle ülke içinde bazı hedeflere ulaşılabilir ancak iş Avrupa’ya geldiğinde sonuç, bugüne kadarkilerden farklı olmayacaktır…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa