12 Temmuz 2022 04:10

TGC ödülleri

MMO Diyarbakır Şubesi

Görsel: MA

Paylaş

Türkiye’nin saygıdeğer gazeteciler meslek örgütü çok yerinde ve zamanında seçim yapıp, 2022 Basın Özgürlüğü ödülünü kişi dalında “Siyasette seçim söylemlerinin yaklaştığı bir dönemde yurttaşların haber alma hakkını engellemek, tek tip gazeteci, tek tip haber yaratma amacıyla tutuklanan 16 Kürt  gazeteci; Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Doğan Güler, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Remziye Temel, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Suat Doğuhan ile Zeynel Abidin Bulut’un şahsında mesleklerini yapmaları engellenen tüm gazetecilerle, tutuklu gazetecilere” verdi.

Kurum dalında ise, “İktidarın TBMM gündemine getirdiği; sansürü ve oto sansürü daha da derinleştirecek, basınla birlikte toplumsal muhalefeti de susturmayı, korkutmayı ve hapsetmeyi hedefleyen yasa teklifinin geri çekilerek 1 Ekim’de başlayacak yeni yasama yılına ertelenmesini sağlayan Sansür Yasasına Karşı Direniş ve Dayanışma’ya ödül verilmesi kararlaştırıldı.”

TGC Basın Özgürlüğü Ödülleri: “ Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla her yıl kişi ve kurum dalında ‘Basın Özgürlüğü Ödülü’ veriyor. “Bu ödül basın özgürlüğünü savunan, bu uğurda çaba harcayan gazete, dergi, ajans, televizyon, radyo ve internet siteleriyle, düşünceyi ifade özgürlüğü için çaba harcayan akademik kuruluşlara, bu kuruluşlarda çalışmalarıyla öne çıkan kişilere veriliyor. Ödül verilecek kişi veya kuruluşun basın özgürlüğünü savunma yolunda son bir yıl içinde yaptığı çalışmalar değerlendiriliyor. Ödüllere kişisel başvuru yapılabiliyor. Gazete, dergi, TV, Radyo, internet veya ajans kuruluşlarının yetkililerince ve TGC Yönetim Kurulu tarafından da ödüle aday gösterilebiliyor.”

Basın Özgürlüğü Ödülleri Seçici Kurulu'nda bu yıl; Adnan Özyalçıner (Türkiye Yazarlar Sendikası Genel Başkanı), Altan Öymen(TGC Onur Kurulu Başkanı), Kenan Kocatürk (Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı), Nazan Moroğlu (İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı), Prof. Dr. Nurçay Türkoğlu (Akademisyen), Sibel Güneş (TGC Genel Sekreteri), Ödülü daha önce kazananları temsilen Tuğrul Eryılmaz- (T24 Yazarı-), Turgay Olcayto (TGC Başkanı) ve Zeynep Oral (PEN Türkiye Merkezi Başkanı) vardı. Seçici Kurul Başkanlığını Altan Öymen, yazmanlığı Sibel Güneş üstlendi.

*

Bu arada TGC ödülleri açıklanırken, muhalif basın duayenlerinden Hüseyin Aykol hapisteki gazetecilere ilişkin bir güncelleme yaptı: “Diyarbakır D Tipi Cezaevi, fazla sıkı bulunmadı herhalde. Bu yüzden, tutuklu arkadaşlarımızı, iki ayrı yüksek güvenlikli cezaevine sürgün etmişler. Umarım dava açılmadan uzaklara göndermezler.”

Kart atabileceğiniz gazeteci arkadaşların yeni adresleri şöyle:

Sevk kapsamında Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, Mezopotamya Ajansı Haber Editörü Aziz Oruç ile Ramazan Geciken, Mazlum Güler, Abdurrahman Öncü ve Suat Doğuhan Diyarbakır 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edilirken,

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, Mehmet Şahin, Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, İbrahim Koyuncu ve Lezgin Akdeniz ise Diyarbakır 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne sevk edildi.

Gezi Direnişini yönettikleri iddiası ile tutuklanan kart atabilecek gazeteci, aydın ve yazarların adresleri ise şöyle:

Mücella Yapıcı; Çiğdem Mater ve Mine Özerden, Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu

Osman Kavala; Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü 9 No'lu Cezaevi, A-7 / C 59 34570, Silivri/İstanbul

Can Atalay, Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman; Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü 9 No’lu Cezaevi Koğuş No: A47 Silivri – İstanbul

Mektup ya da kartların iade-i taahhütlü atılması tavsiye ediliyor.

*

2 Temmuz 2023'te Sivas Kıyımı'nın 20. yılı dolacak. Sivas Kıyımı davasının kararlarını eleştirdim diye, TCK maddesinden mahkemeleri etkilemeye çalışmaktan hakkımda açıldığından yıllar sonra haberim oldu.

Olay 1993 yılında oluyor. Ve bana yönelik savcılık, mahkeme çağrıları, 3 Aralık 1994''te bombalanan Özgür Ülke gazetesinin artık var olmayan adresine yollanıyor. Gazetede köşe yazdığım için...

Zamanında 2. kattan aşağı atlamasaydı arkadaşlar, belki ölü sayısı Sivas Kıyımı'ndaki kadar olacaktı.

Yayınevinde 3 Aralık gecesi daha uzun kalsaydım, şu anda bu satırları yazamayacaktım.

Hakkımda bir celp olduğunu her zaman bize mahkeme çağrılarını bırakan adli polis memurundan öğrendim.

Numarasını alıp hemen komşu olduğumuz Sultanahmet Adliyesine gidip Asliye Ceza Mahkemesi hakimine ifademi verdim.

Yazdı, Hakim önünde yığılı dava dosyalarını eritmeye çalışıyordu. Üstünü değiştirmeden yan yana otururken ifademi aldı. “Küçük bir para cezası var” dedi. 

Ama dedim “Yargıtay eleştirdiğim Sivas Davası ilk kararını bozdu. Demek haklıymışım”

Hakim “Kanun hiç açık kapı bırakmıyor” diye yanıtladı beni. “Hangi gerekçe ile olursa oldun, mahkeme kararı eleştirmeye ceza var. Ödersin dosya kapanır.”

Ama kapanmadı, para cezasını ödediğim halde, kayda geçmediği için, 58 gün hapse dönüşmüş. Yine haberim yok. Birkaç kez gözaltı yaşadım. Pasaport yenilerken, konferans için gittiğim Siirt’te, sabaha karşı otel odasında… Makbuzu gösterip serbest bırakıldım. Sonunda asıl kayıt yerini bulmayı başarıp oradan kesin olarak sildirene kadar sorun çıktı.

Daha sonra Işık Yurtçu, Aydın Engin gibi birçok gazeteci arkadaşın başına, ulaşmayan tebligatlar ya da yapılmayan kayıtlar nedeniyle benzer sıkıntıların geldiğini öğrendim.

“Mahkemeyi etkilemeye çalışmaktan”, hiyerarşide devlet başkanından en altta odacısına uzanan silsilede “hakaret“ iddiası ile açılan sayısız davalardan dolayı.

Sonuç olarak Sivas Davasından dolayı da “mahkum“ olmuş oldum.

Ama tebligatın ulaşmaması nedeniyle, “interpollük“ olmam, hatta NATO‘ya üyelik konusunda pazarlık mevzuu olmam tüy dikti.

Her şeyi Aziz Nesinlik bu ülkenin! Ayna tutuyor diye de ona kızılıyor şimdi!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...