20 Nisan 2022 00:40

Steinmeier hadisesi ve Ostpolitik’in sonu

Frank Walter Steinmeier

Frank Walter Steinmeier | Fotoğraf: Bodow/Wikimedia Commons (CC BY-SA 4.0)

Paylaş

Bu yazıya başlarken Rusya’nın Donbas’ta yeni bir hamleye başladığı haberi sosyal medyaya düştü. Moskova’nın ilk harekatındaki hatalarından ders çıkardığı, lojistik hatlarını daha sıkı tuttuğu, yani daha örgütlü hareket ettiği söyleniyor. Kuşkusuz Kiev hedefinden vazgeçip Ukrayna’nın doğusuna yoğunlaşmak Moskova’nın gücünü daha etkili hale getirecek ve Karadeniz’deki kazanımlarını sağlama alacaktır. Ancak harekat planındaki değişim Moskova açısından her şeyin beklendiği gibi gitmediğinin de bir göstergesi. Deniz harekatının amiral gemisi Moskva’nın batışı bu açıdan önemli bir simgeydi. Elbette Rusya hâlâ ciddi bir askeri, siyasi güçtür ve girişilen harekat Kremlin’deki idare için bir ölüm kalım meselesidir. Bu noktadan sonra hiçbir şey olmamış gibi geri adım atmak veya herhangi bir kazanım elde etmeden Ukrayna’dan çekilmek Putin için çok ağır sonuçlar doğurur. Dolayısıyla en azından bazı siyasi hedeflere ulaşmadan Rusya’nın askeri harekatlara son vermesi beklenmemelidir. Şu halde esas soru şudur: Moskova siyasi hedeflerine ulaşmak için yeni bir strateji mi geliştirmiştir, yoksa harekatın siyasi hedeflerinde de bir değişiklik yapmış mıdır? Bu soruya kesin bir cevap veremeyiz, ama Kiev’de rejim değişikliği hedefinin şimdilik geri plana atıldığını, öncelikler arasında yer almadığını gözlemleyebiliriz.

Beklenmedik gelişmeler sadece Rusya değil Ukrayna cephesinde de cereyan ediyor. Geçen hafta Almanya Cumhurbaşkanı Walter Steinmeier’in Kiev’e davet edilmemesinin etkileri sürüyor. Steinmeier, Baltık Cumhuriyetleri ve Polonya liderleriyle Polonya’da bir araya gelmişti. Hep beraber Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy’i ziyaret etmeleri beklenirken birden Steinmeier “Ziyaretim arzu edilmiyor” diye bir açıklama yaparak Berlin’e döndü. Hadise Almanya kamuoyunda bir şok etkisi yarattı. İki ay evvel elde Ukrayna bayraklarıyla yüz binlerin sokakları doldurduğu Berlin’de, hadiseyi bir milli gurur meselesi yapan gerek sağ gerek soldan siyaset erbabı Zelenskiy ve Ukrayna’nın Berlin Elçisi Melnyk’i diplomatik teamüllere aykırı davranmakla eleştirdiler. Ukrayna Cumhurbaşkanının bombardıman altında sinirlerinin laçkalaşmış olabileceği açıklaması, Batı basınında ikonalaşmış Zelenskiy imajını fazla zedelemeden Berlin’in gururunu ezdirmeme girişimleri içinde en rağbet göreniydi. Yine de zaman zaman tepkilerin “Verdiğimiz paralar haram olsun” gibi basit bir tona yaklaştığı da görüldü.

Almanya Zelenskiy’in yol yordam bilmezliğini konuşadursun, ertesi gün yeni bir şok geldi. Baltık Cumhuriyetleri ve Polonya liderleri Steinmeier olmadan Kiev’e gittiler ve Zelenskiy’le samimi dayanışma pozları verdiler. 1970’te Willy Brandt’ın Varşova’da diz çöküşüyle simgeleşen Almanya’nın “Doğu Politikası” (Ostpolitik) böylece -gereğinden fazla uzatılmış her şey gibi- hayal kırıklığı içinde ve antiklimaktik bir şekilde sona ermiş oldu. SPD’li yoldaşı Steinmeier’i savunmak için kaleme aldığı Der Spiegel’deki yazısında Eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel Alman siyasetinin temel hatasının Rusya’yı Sovyetler Birliği’yle denk tutmak olduğunu söyledi (https://www.spiegel.de/politik/deutschland/sigmar-gabriel-wir-brauchen-zumindest-einen-kalten-frieden-gastbeitrag-a-411895f4-557e-42e7-9453-c62baa490d82).

Gabriel’e göre Sovyetler Birliği mevcut güç dağılımını korumaya çalışan statükocu bir güçtü ve bu yüzden onunla geçinmek kolaydı. Rusya ise güç dağılımını değiştirmeye ve nüfuz alanını genişletmeye çalışan revizyonist bir güç olduğundan bu ülkeyle anlaşmak mümkün değil. Gabriel Almanya’nın Rus revizyonizmini algılayamadığını ve bu yüzden Doğu Avrupa ülkelerinin Almanya’ya ilişkin eleştirilerinin haklı olduğunu belirtti.

Açıkça vurgulamasa da Gabriel’in “itirafları” Brandt’ın Sovyetler Birliği’yle iş birliğine dayanan Doğu Politikası’nın sona erdiğinin bizzat bu politikanın mucidi olan sosyal demokrat siyaset erbabı tarafından ifade edilmesi anlamına geliyor. Ostpolitik öldü, evet. Ama “Yaşasın” nidalarıyla başına taç koyulacak yeni bir politika adayı da henüz ortada yok. Hal böyle olunca Steinmeier’in Polonya ziyareti öncesinde Brandt’ın diz çöküşünü andırırcasına basında günah çıkarmasının hiçbir etkisi olmadı. Tersine Zelenskiy’e Almanya tarihinde görülmemiş bir diplomatik hamle fırsatı verdi. Steinmeier Doğu Politikası’nı yıllardır eleştiren Doğu Avrupalı liderlerle Kiev’de poz vererek Alman diplomasisinin prestijini kurtarmaya çalışıyordu. Zelenskiy ise kendisine Brandt’ın ancak İkinci Savaşı sonrasında yeniden çizilen sınırları tanıdıktan sonra Varşova’da diz çökebildiğini hatırlattı. Yani, diplomaside simgesel hareketler, türlü reklam kampanyaları elbette çok önemlidir, ama bunların siyasi ve askeri bedelleri vardır. Kiev’in talep ettiği ağır silahları vermeden, kuru özürle, gözden akan yaşlarla kimseye şov yaptırmazlar.

Steinmeier hadisesinin kazananlarından biri Şansölye Scholz oldu. Doğu Politikası’nın sorumluluğu Steinmeier ve Gabriel’in üzerine kalırken, Zelenskiy Scholz’a davet çıkarttı. Ama ağır silahlar ve Rusya’ya karşı petrol ve gaz ambargosu konusunda Scholz’un hiç acelesi yok. Ne kadar ipe un serebilirse o kadar iyi. Bu açıdan, Almanya kamuoyunda Steinmeier nedeniyle yaşanan Kiev küskünlüğü Scholz’a geniş bir manevra alanı açtı. Şansölye bu dönemde en kıt kaynağı buluverdi: Zaman. Ancak, bu zamanı iyi kullanmalı. Nitekim, Baltık cumhuriyetleri ve Polonya’nın tavrı Steinmeier tepkisinin Zelenskiy’e özgü olmadığını çok net ortaya koyuyor. Bu ülkelerin hepsi şu anda güvenlik için yüzlerini ABD’ye dönmüş durumdalar. Bu diplomatik krizin esas kazananı Washington. Bosna ve Kosova’da olduğu gibi ABD bir kez daha Almanya’nın Doğu Avrupa’daki krizleri çözmeye muktedir olmadığını cümle aleme gösterdikten sonra liderlik pozisyonunu ele geçirdi. Geçen yazki Afganistan manzaralarının ardında hatırı sayılır bir gelişme değil mi? Scholz’un Fransa’daki seçimlerin hemen ardından yeni bir strateji oluşturmak için Paris’e koşacağından hiç şüphemiz olmasın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa