09 Aralık 2021 04:20

Asgari ücret ve Çin modeli

DİSK, Türk-İş ve Hak-İş Ege Bölge Temsilcilikleri ortak açıklama yaptı

DİSK, Türk-İş ve Hak-İş Ege Bölge Temsilcilikleri ortak açıklama yaptı | Fotoğraf: Evrensel 

Paylaş

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinin katılımıyla başlayan asgari ücret pazarlıklarının üçüncüsü bugün yapılacak. Enflasyon ve işsizlik oranlarını hesap oyunları ile bugüne kadar olduğundan çok düşük göstermeyi başaran siyasi iktidar, asgari ücret gibi bütün ücretlileri ilgilendiren bir konuda bu sefer nasıl bir cambazlık yapacak hep birlikte göreceğiz.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu asgari ücretin belirlenmesi ile ilgili ‘müzakere’ ya da ‘pazarlık’ yapıyormuş gibi görünse de işin aslı öyle değil. Ülke yönetiminde ve ekonomide alınan her kararda olduğu gibi, asgari ücretin ne kadar olacağı da tek bir kişinin kararına ya da onayına bağlı.

Erdoğan ve iktidar temsilcilerinin işçilerin enflasyona ezdirilmeyeceği ve asgari ücrete bugüne kadar yapılan en yüksek oranlı zam yapılacağı yönündeki açıklamalarının hiçbir anlamı yok. Döviz kurlarındaki aşırı oynaklık ve resmi enflasyonun çok üzerinde seyreden fiyat artışlarının önümüzdeki aylarda artarak devam edeceği dikkate alındığında, asgari ücrette yapılacak muhtemel artışın 2022 yılını daha yaşanmadan kayıp bir yıl haline getirdi.

2021 yılı başında asgari geçim indirimi (AGİ) dahil 2 bin 825 lira olan asgari ücretle 382 ABD doları alınabiliyordu. Bugün 208 ABD doları ancak alınabiliyor. Döviz kurlarındaki hareketlilik nedeniyle bu rakamın yıl sonuna kadar 200 doların altına düşmesi kuvvetle muhtemel. Dolayısıyla asgari ücretin dolar bazında 2021 başındaki değerine gelebilmesi için 5 bin 200 liranın üzerine çıkarılması gerekiyor.

Türkiye’nin de üyesi olduğu ILO Anayasası’nın girişinde, işçi ve ailesinin, sadece geçimine yetecek ücret yeterli değildir, insan onurunun gerektirdiği harcama düzeyini sağlayacak bir gelir elde etmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, asgari ücret belirlenirken sadece tek bir işçinin harcamaları dikkate alınıyor ve aile bireyleri değerlendirme dışı bırakılıyor. Asgari ücretin, her türlü ekonomik kaygının ötesinde, sadece insan olmanın gerektirdiği bir harcama düzeyinin sağlanması gerekirken bugüne kadar tam tersi yönde adımlar atıldı.

Türkiye’de asgari ücretle yaşam mücadelesi veren, hatta çoğu zaman asgari ücret altında bir ücrete çalışmak zorunda bırakılan milyonlarca işçi ve ailesi açısından asgari ücrete ilişkin tanımlar, ilkeler ve kuralların hepsi sadece kağıt üstünde kalıyor. Hal böyle olunca çalışan nüfusun büyük bölümünü oluşturan asgari ücretliler ekonomik mucizeler yaratarak yaşamını sürdürmeye çalışırken, tıpkı vahşi kapitalizm döneminde olduğu gibi fiziken hayatta kalma mücadelesi veriyorlar.

Tüm Türkiye ve milyonlarca işçi asgari ücrete yapılacak zam oranına kilitlenmiş durumdayken gözden kaçan önemli bir nokta daha var. Erdoğan, ekonomide Çin modeli ile sürekli ucuzlayan iş gücü üzerinden rekabet gücünü arttırmayı ve bunun üzerinden yüksek büyüme oranlarını yakalamayı hedefliyor. Bu durumun bir sonucu çalışan nüfusun büyük bölümünü daha ucuz ve daha yoksul hale getirmek. Diğer sonuç ise oluşturulan rekabetçi ortam aracılığıyla yasal asgari ücreti fiilen geçersiz hale getirmek ve sadece kağıt üzerinde kalmasını sağlamak.

Ücretlerin aşağıya doğru gidişini hızlandırmaktan başka bir sonuç vermeyecek olan ‘Çin modeli’ etrafında belirlenen mevcut ekonomi politikaları yasal asgari ücret uygulamasının altını boşaltarak fiilen ortadan kaldırmayı ya da bölgesel hale getirmeyi hedefliyor. Hal böyleyken Asgari Ücret Tespit Komisyonunun asgari ücrette ‘Pazarlık yapıyormuş gibi’ toplantılar yapması ve milyonlarca işçiyi yüksek zam beklentisine sokmasının pratikte pek bir anlamı bulunmuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...