15 Kasım 2021 00:05

Adalar’da yeni talan endişesi

Prens Adaları

Fotoğraf: Bulent Özden&Museum of the Princes' Islands/Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)

Paylaş

Marmara Denizi’nde görülen müsilaj sorunuyla başa çıkmak için oluşturulduğu öne sürülen 21 maddelik eylem planında yer alan Marmara Denizi ve Adalar’ın ‘‘özel çevre koruma alanı’’ ilan edilmesi 5 Kasım günü Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararı ile yürürlüğe girdi.

Yedi ilin (İstanbul, Yalova, Bursa, Kocaeli, Tekirdağ, Çanakkale, Balıkesir) denize kıyısı olan ilçelerinin kıyı kenarları plan kapsamında.Ortada AKP döneminde imara açılarak beton yığınına dönen Yassıada gibi bir örnek olması endişeleri daha da artıyor. Hatırlanacağı gibi ismi ‘Demokrasi ve Özgürlükler Adası’ olarak değiştirildikten sonra imara açılan adada, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), GTİ iş birliği ve yap-işlet-devret modeliyle 125 yataklı otel, 500 kişilik kongre merkezi, 1200 kişilik bir cami ve başka pek çok beton yapı inşa edilmişti. İktidar bu tasarrufları sırasında getirilen eleştirilere kulak tıkadı. Ortaya tarih ve doğa katliamının belgesi gibi duran bir fotoğraf çıktı. O tesisler bugün doğru dürüst kullanılmıyor bile. Bu örneğe ilişkin olarak, arkadaşımız Duygu Ayber Gültekin’in Evrensel’de yayımlanan “Yassıada’da milyarlar betona gömüldü” başlıklı haberine bakılabilir. [1]

Adalar Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Mimar Ali Erkurt, Cumhurbaşkanlığı imar yetkisini belediyelerden alan kararından 2 gün sonra yayımlanan yazısında, ‘müsilaj ile mücadele’ söyleminin bir bahane olduğunu belirterek, 2019 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığından bir heyetin aralıklarla Adalar’ı ziyaret ettiğini hatırlatıyor ve ekliyor: “Adalar’ın doğal ve tarihi değerlerini kayıt altına almak için çalıştıklarını söylüyorlardı ama asıl amacın Adalar’ın Özel Koruma Bölgesi ilan edilmesi için rapor hazırlamakta olduklarını da gizlememekteydiler.” [2]

Yaklaşık aynı tarihler, AKP iktidarının İstanbul’un Adalar’ına dair başka bazı hamleler de yaptığı dönemle kesişiyor. Örneğin 1924 yılında kurulmuş olan Heybeliada Sanatoryumu, AKP iktidarı döneminde 2005 yılında kapatılmış ve bina, “İslami Eğitim Merkezi” oluşturulması amacıyla 8 Ağustos 2018 tarihinde Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmişti.

Doğal sit alanı olan Heybeliada’da bulunan ve mülkiyeti Darülaceze’ye ait 120 yıllık tarihi Sadık Güzel Osman Plajını, 2001’den beri Green Beach adıyla işleten İsmail Cevahir, 30 Eylül 2019’da “basit onarım ve tadilat” izni almış ve ardından 114 ada, 1 parseldeki, 13 bin 782 metrekare alanda ağaçlar kesilmiş, tamamının hafriyat yapılmasıyla şantiye alanına çevrilerek kotlar değiştirilmişti Alana beton döküldü. Yurttaşların tepkisi üzerine ekim 2019’da Adalar Belediyesi, “Yapı tatil” tutanağı düzenleyerek projeyi durdurmuş olsa da, bugün o mekan, Cevahir Aqua Heybeliada olarak müşterilerine hizmet vermeye devam ediyor.

Bu arada, Heybeliada’daki son yangının ardından, yangının bulunduğu bölgede ve başka bazı bölgelerde sağlam durumdaki tonlarca ağaç kesildi. Bu yazı yazılırken meslektaşım, dostum ve komşum Siren İdemen, bana Heybeliada’dan kesilmiş ağaçları götüren koca kamyonların fotoğraflarını gönderdi.

Yine Heybeliada’da bulunan Asaf Bey Plajı’nın önünde akşam karanlığında gemi ile geçtiğinizde o plaj, her noktası ışıklandırılmış bir eğlence gemisi gibi görünüyor. Denizin ortasındaki bir pavyon görüntüsü de denilebilir. Gece yarısı o ışık tufanı içinde bir elektrik sorunu yaşansa, olası bir yangının söndürülünceye kadar nasıl bir zarar vereceğini bir düşünün. Diğer komşu adaların da bir dizi başka sorunları var.

Bu arada bir Büyükada sakini olan meslektaşım Sevgili Derya Tolgay’ın Açık Radyo’da yaptığı Dünya Mirası Adalar programına atıf yapmadan geçmek olmaz. Derya uzun süredir Adalar’daki pek çok sorunun çözümü için mücadele ederken, bir gazeteci olarak sürekli gündem ediyor.

Cumhurbaşkanlığının 5 Kasım günü Resmi Gazete’de yayımlanan kararı, İstanbul’un adalarında yaşayan ve yaşadığı yerin sorunları karşısında duyarlılık gösterenleri de harekete geçirdi. Bu kararın yol açabileceği yeni rantsal talana karşı neler yapılabileceği irili ufaklı toplantılarda konuşuluyor. Heybeliada’da yapılan toplantıya bir mahalle sakini olarak ben de katıldım. Üç kuşaktır Adalı olan arkadaşların da katıldığı toplantıda imar talanına karşı bir ‘Adalar Dayanışması’ oluşturulması önerildi. Bu arada biz bunları konuşurken Twitter’da, “Gökçeada’da bulunan ve Türkiye’nin tek ‘su altı milli parkı’ olan Yıldızkoy imara açılmasın” talebiyle geçtiğimiz ay ‘Ada Dayanışması’ hesabının açıldığını gördük. Son Cumhurbaşkanlığı kararı ile kendisini tehdit altında hisseden başka kıyı bölgelerinde çeşitli toplantılar yapıldığı haberlerini alıyoruz.

Bu yazı yazılırken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Kanal İstanbul’ konusundaki kararlılığını yineleyerek, karşı çıkan muhalefeti ‘ihanet’ ile suçladığını da not edelim.

Yani güçlü bir biçimde karşı çıkılarak engel olunmazsa, geliyor gelmekte olan!


[1] Duygu Ayber Gültekin, Yassıada’da milyarlar betona gömüldü, 27 Mayıs 2021, Evrensel

[2] Ali Erkurt, Cumhurbaşkanlığı Adalar’da imar yetkisini neden belediyeden aldı?, 7 Kasım 2021, bianet.org

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa