10 Haziran 2021 00:50

HDP’nin kapatılmasına karşı demokrasi güçlerinin ortak mücadelesi ihtiyacı

Biz bükülmedik, onlar kırılacak yazılı döviz taşıyan HDP'li kadın

Fotoğraf: MA

Paylaş

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesinin (AYM) iade ettiği HDP’nin kapatılması istemli iddianameyi yeniden hazırlayarak AYM’ye gönderdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 7 Haziran günü AYM’ye gönderdiği iddianamede 500 partili hakkında siyaset yasağı ve HDP’nin gelirlerine el konulması da isteniyor.

Tam da Organize Suç Örgütü Lideri Peker’in, “32 kısım tekmili birden ifşaları” karşısında yargının hiçbir adım atmadığının tartışıldığı günlerde Yargıtay Başsavcılığının bu girişimi karşısında yargının “tarafsızlığı” ve “bağımsızlığı” tartışması, daha da anlaşılır olacağı bir zemine taşınmış oldu.

Nitekim 1 ayı aşkın bir zamandan beri Sedat Peker’in “içeriden” yaptığı ifşalarla öne sürdüğü tanıklıklar ve kanıtları görmezden-duymazdan gelen yargının, söz konusu olan HDP olduğunda, “kapatma” iddianamesini yenilemek için gösterdiği gayret, nasıl bir ülkede ve nasıl bir yargı düzeniyle karşı karşıya olduğumuzu göstermesi bakımından anlamlanmış bulunuyor.

‘TEK ADAM İKTİDARININ BEKASI’ İÇİN AÇILAN BİR DAVA

HDP, Yargıtay Başsavcılığının bu adımını, “Mafya itirafları karşısında suspus olanlar, partimize saldırarak iktidarını güncellemek istiyor” diyerek karşıladı.

Önceki gün HDP’nin TBMM grubunda konuşan Eş Başkan Pervin Buldan Yargıtay Başsavcılığının bu girişimini, “Kobanê kumpas davasında olduğu gibi kirli, siyasi bir operasyonla karşı karşıyayız. Onca baskı ve zulme rağmen halklarımızın değişim umudunu tüketemediler, halk iradesini teslim alamadılar, haziran dayanışmasını ve ruhunu yenemediler. Dün açtıkları kapatma davası 6 yılın intikam davasıdır. Bu dava, HDP’nin yürüttüğü siyasetle, HDP fikriyatıyla baş edememe davasıdır...” değerlendirmesi yaptı.

2020’nin son aylarında Bahçeli’nin HDP’nin bir daha açılmamak üzere kapatılmasını isteyerek, açtığı kampanya etrafında sürdürülen tartışmalar dikkate alındığında görüyoruz ki, HDP’nin kapatılması iddiasıyla hazırlanan iddianame ile açılmak istenen dava hukuki gerekçelere dayanmayan, tamamen “tek adam rejiminin bekası” için açılmak istenen bir davadır!

İKTİDARIN ÇÜZÜMSÜZLÜĞÜNÜN VE ÇARESİZLİĞİNİN DAVASI 

AYM ilk iddianameyi, HDP’nin kapatılması için gerekli dayanakları sunamadığı için reddetmişti. Bu yeni iddianamenin de reddedilen iddianame ile aynı “eksiklikle” malul olduğu konusunda hukukçular hemfikirler.

Başsavcılığın, yenilenen iddianameyi, AKP’nin aldığı ilk seçim yenilgisinin, AKP’yi iktidardan düşüren seçimin, 7 Haziran 2015 seçiminin yıl dönümü olan 7 Haziran günü AYM’ye göndermesi bile davanın sadece siyasi amaçlı değil açıkça bir rövanş amaçlı olduğunun da ifadesidir.

Nitekim bugün HDP’nin kapatılmasına gelen süreç, 7 Haziran 2015’ten beri HDP’yi legal siyaset alanının dışına iterek siyaset alanını kendisinin “kapalı av alanı” haline getirmeyi amaçlayan stratejinin geldiği yerdir.

Ama bu gelinen yer Erdoğan’ın, AKP’nin ve Cumhur İttifakının gösterdiği başarının değil, tersine ekonomide, iç ve dış politikada, ülke sorunları karşısında çözümsüzlüğün ve çaresizliğin getirdiği yerdir.

’90’lardan beri HDP öncülü partilere yönelik partilerin faaliyetlerinin engellenmesinden yüzlerce, binlerce partilinin tutuklanmasına, polis ve jandarma operasyonlarına, parti kapatmaya kadar varan baskıların bir sonuç vermediği gibi, bugün onlarca yıllık mücadelenin deneyimlerinden de güç alan HDP’ye yönelik baskıların, kapatma girişimlerinin iktidarın umduğu sonuçları sağlaması beklenemezdir. Tersine, HDP’ye yönelik bu girişimler iktidarın yüzündeki maskeyi daha da aşağıya çekip, HDP’nin taleplerinin ne kadar haklı ve meşru olduğunun görülmesine, dolayısıyla HDP’nin daha da güçlenmesine dayanak olacaktır.

ORTAK MÜCADELE İÇİN SOMUT ADIM İHTİYACI

Cumhur İttifakı, HDP’ye vurarak, elbette ki HDP’yi umdukları gibi kapatmayı, olmadı marjinalleştirmeyi amaçlamaktadır. Ama Cumhur İttifakının ve tek adam yönetiminin amaçları bundan ibaret değildir. Tersine burada asıl amaç, tek adam yönetimine karşı olan tüm siyasi partileri, ilerici demokrat güçleri, aydınları, demokratları, mücadeleci sendikaları, emek ve meslek örgütlerini, kadın ve gençlik hareketini... iktidarın kendisine biat etmeyen, talepleri için mücadele eden her toplumsal kesimi, zapturapt altına almaktır, ezmektir.

Bu yüzden de HDP’nin kapatılmasına karşı mücadele, bütün bu güçlerin ortak mücadelesi olduğu ölçüde anlamlanacak, başarı şansı yükselebilecektir.

Bugün, HDP’ye yönelik saldırının tüm muhalif güçlerin ezilmesi amaçlı olduğu, bu saldırıya karşı mücadelenin de ortak olması gerektiği mantıksal bakımdan kabul edilebilirdir. Ama bu konuda gerekli adımların atılması söz konusu olduğunda, “ama”lar, “fakat”lar,... ”mantıksal” olanın önüne geçmektedir.

Örneğin Millet İttifakı partileri, son haftalarda daha da yoğun bir biçimde her derde deva olarak “erken seçimi” öne çıkarırken altı aydır gündemde olan HDP’nin kapatılması girişimleri karşısında ortak bir tutum almayı gündemine bile almamaktadır. Dahası bu partiler, “HDP seçimde ayrı adayla girerse mi Millet İttifakı için iyidir yoksa ortak adayla girerse mi?” gibi fantezilerini tartışmaktadır.

Bu yüzden; ülkemizin ilerici demokrat güçleri, demokrasi güçleri, HDP’nin kapatılmasına karşı mücadeleyi, demokrasi ve özgürlükler mücadelesinin bir sorunu olarak ele alıp, bu mücadele de birleştirebileceği tüm güçleri birleştirecek girişimlere dönüştürmek durumundadırlar. Çünkü, ancak böyle bir güç oluşturulabildiği ölçüde, tek adam yönetimine karşı muhalefet için bir omurga oluşabilecek, bir çekim merkezi olabilecektir. HDP’nin kapatılması girişimi, böyle bir mücadele için somut ve önemli bir adım olabilecek özellikleri taşımaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...