25 Mayıs 2021 23:30

Hayvan yalnızlığı

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Pandeminin erken döneminde bazı illerde hayvan barınağında yer kalmadı. Gerekçe basit: Ya virüs bulaşırsa?

Almanya Başbakanı Merkel ülkemiz bağlamında bir konuşmasında “Yurttaşlar devletin objesi değildir” diyordu. Dönelim can dostlarımız kedi ve köpeklere. Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Başkanı geçen yıl basına yansıyan bir konuşmasında “Pandemi sürecinde Batı ülkelerinden farklı olarak, bizim ülkemizde insanların panik halinde hayvanlarını daha fazla terk ettiğini gözlemledik. İnsanlar dostlarına, yangında terk edilecek eşya muamelesi yaptılar” dedi. Denebilir ki bir coğrafyada hayvanlara bakışımız, davranışımız, onlarla kurduğumuz ilişki insanlığımıza dair de ipuçları sunar. Oysa ne insan ne de hayvan objedir.

Eve kapanma / kapatılma sürecinde kedi, köpek veya bir başka evcil hayvan ile içli dışlı olmak ruh sağlığımıza iyi gelirdi. Bu gerçekliği ıskalayanlar kanımca aynı zamanda hayatı da ıskalıyorlar.

Tarih bize hayvanların her koşulda dost kaldıklarını gösteriyor. Bu dostluğu kimi zaman gündelik hayatta bazen de bir savaşta şiddetin bir parçası kılan da biz insanlarız. Tarihsel olarak insanlar hayvanları kendi eksik kalan yanlarının bir tamamlayıcısı olarak gördü. Gerek şiddet ve güç, gerekse sevgi, şefkat ve dostluk başlığında. Savaşlarda tank yokken fil vardı, insansız hava aracı yerine göğsünde kamera veya bomba ile güvercinler kullanıldı. Truva savaşlarında vebalı fareler mancınıklarla düşman saflarına gönderiliyordu...

Aziz Nesin “İnsanın insanlardan kaçışıdır, hayvan sevgisi” diyor. Şimdi pandemide hayvanlardan da kaçan kaçana! Oysa bu süreçte hayvanlara sevecenlikle sarılan, arkadaş olan özellikle yaşlı ve çocuklar ruhsal olarak süreci daha iyi götürüyorlar.

Pandemide evden atılmış kedi ve köpekler açlıktan öte duygusal bir travma ile baş etmek zorunda. Adeta hayvanların insanlaştırıldığı bir yüzyılda tek başına bırakılmak, terk edilmek zor.

Mahatma Gandi “Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir” demekte. Bir yanda pandemi ve evcil hayvanlar öte yanda yakın yıllarda Roboskî’de bombalanarak öldürülen çocukların ardından sağ kalan katırların da tek tek bulunup kurşuna dizilmesi...

Ve Jack London: “Köpeğe verilen kemik hayır işlemek değildir. Hayır, sen de köpek kadar açken köpekle paylaştığın kemiktir” diyor.

Evcil hayvanlar iyi birer dost, arkadaş. Onlar insanın duygu dağarcığı. Sorun kendimizi onların sahibi olarak görmemizde. Hal öyle olunca onları insanlaştırıyoruz. Oysa onlardan öğreneceğimiz ne çok şey var. Bu bağlamda Aldous Huxley “İnsanlar hakkında psikolojik romanlar yazmak istiyorsanız yapacağınız en iyi şey bir çift kedi edinmektir” demekte.

Oysa kedi sever ne çok şairimiz var. Misal, Metin Altıok, “Acılarla Sorularla” şiirinde şöyle demekte:

“Neden kedi seven
Bir insan

Olduğumu
Biliyorum da
Kedisiz ve sevgisiz
Getiriyorum
Yaşadığım günlerin
Yaprak döken sonunu?”

Sağlıcakla kalın ama şiirsiz ve kedisiz kalmayın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...