Gözleri özlemek
Fotoğraf: Pixabay
Her kamusal alan ister istemez bir kamusal davranış türetir. Bu kamusal davranış adeta “insana bedenden bir manken” ürettirir. Kamusal alanın yeni ana belirleyeni COVID-19 pandemisi: Yüzde maske, ellerde kimi zaman eldiven...
Sahi evcil hayvanlar bizi şimdilerde nasıl algılıyor?
Aşık olurken, yalan söylerken, gözlere bakasınız gelir değil mi? Bir sorun halinde ise gözler kaçırılır. İşte o gözlerin kaçışı onları kamusal alandan uzak tutma refleksidir. Uzun yıllar oldu ki gözleri kamusal alanın uzantısı olmaktan çıkarmıştık ve pandemi ile yeniden hatırladık. Yeni korku iklimi gözlerimizden başka açık kamusal alan bırakmadı. Birbirimizin gözlerini ne kadar da özlemişiz...
Gözler sahne mi yoksa dışımıza açılan bir pencere mi? Ya da kamusal alan mı? İşte o gözler pandemi koşullarında evinden hiç çıkamamış yaşlı bir hasta için ilaçtan değerli. Bir kez daha anladık ki insan ruhu insanla sağaltılır. Bu süreçte özellikle yaşlı hastaların gözlerinin içine bakmak bir hekim olarak tedavinin bir parçası.
Nicedir hekimlerin, sağlık çalışanlarının muayene esnasında gözleri bilgisayar ekranındaydı. Denetim, gözetim, kayıt toplumunda, kişisel sağlık verilerinin sağlığın metalaştırılmasının bir parçası kılma uygulamaları gözleri iletişim kanalı olmaktan çıkarmıştı. Şimdilerde en risksiz iletişim gözler...
Oysa bakmak, görmek hasta muayenesinin en önemli kısmıdır. Latince’de ‘inspeksiyon’ denir. Kişinin olağan bulduğu ne varsa hekim için bir şey ifade eder. Ciltteki küçük bir şişlik, gözbebeklerinde irileşme, ellerdeki hafif de olsa titreme, muayene odasına girerken yürüyüş şekli, sesinin güçlü ya da silik oluşu, nefes alış şekli, yüzünün rengi hepsi ama hepsi tanıya giden yolda çok değerlidir. Modern tıbbın giderek hekimleri teknolojinin birer uygulayıcısı kılma gayreti toplumun genelinde olduğu gibi hekimleri de insandan uzaklaştırdı. Gelsin tetkik, gitsin film: Ya fizik muayene?
Yakın zamanda yapay zekanın doktorların birçok rolünü devralması mümkün. İnternet arama motorlarının birkaç kişisel yakınmayı yazdığımızda olası hastalıkları bize söylediği bir çağdayız. Bunun sağlık kurumlarında da yakında yaygınlaşması olası. Tele-tıp uygulaması poliklinik boyutu ile böyle olacak belki de. Önce yapay zeka bizi dinleyecek, olası tanılar üzerinden olası tetkikler isteyecek sonra bir sorun varsa hekim randevusu verecek. Yapay zekanın tam anlamı ile yapamadığı şimdilik fizik muayene yani hastayı gözlemek muayene etmek. Her ne kadar akciğer ve kalp dinleme bulgularını yapay zeka ile yorumlamak mümkünse de!
İşte o aşamaya geçtiğimizde biz hastalar ve hekimler yeniden birbirimizin gözlerini özleyeceğiz, hani kamusal alanın en değerli parçası olan ama unutulan gözleri...
Sağlıcakla kalın.
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10
- Ne sağcılar ne solcu: Sağlık ideolojisi 31 Ocak 2024 04:40
- Eş değer ilaç, doğala özdeş gıda ve algı yönetimi 24 Ocak 2024 04:36
- Bedene, ülkeye, aydınlanmaya biraz daha ışık 17 Ocak 2024 04:10
- Kızamık yine yeniden 10 Ocak 2024 04:33