25 Şubat 2021 23:50

Pervin Buldan’a çağrı: Açıklayın!

Pervin Buldan HDP grup toplantısında konuştu

Fotoğraf: MA

Paylaş

HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, salı günü partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, HDP’ye karşı yürütülen kampanya ve İçişleri Bakanı Soylu’nun iddiaları konusunda dikkat çekici açıklamalar yaptı.

Buldan, konuşmasında son günlerde Bakan Soylu’nun, HDP’lilerin ‘çözüm süreci’nde devlet ve hükümetin bilgisi ve onayı doğrultusunda gerçekleştirdikleri görüşmelerin fotoğraflarını HDP’ye karşı algı oluşturup “terör iş birlikçisi” olarak göstermek için kullanmaya çalıştığına dikkat çekiyor. Buldan, Soylu’ya “O fotoğrafları keşke televizyonlara çıkmadan önce genel başkanına sorsaydın” diyerek bu sürecin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde ve onun talimatlarıyla yürütüldüğünü hatırlatıyor.

Ancak Buldan’ın bu konuşmanın devamında söyledikleri iki noktadan izaha muhtaçtır ve bu nedenle burada ele alınıp tartışılmayı hak ediyor.

Birinci olarak, Buldan, “Fotoğrafları gösteren, Erdoğan’ın koltuğuna açıkça göz dikmiştir. Savaşınızı HDP üzerinden yürütmeyin” diyor.

Bu sözler, Selahattin Demirtaş’ın avukatlarının Kobanê iddianamesi için yaptıkları “Erdoğan’a tuzak kuruluyor” açıklamalarını hatırlatıyor -ki, Demirtaş, gönderdiği mektup ve yaptığı açıklamalarda bu değerlendirmelerden farklı olarak Erdoğan’ı bu sürecin birinci dereceden sorumlusu olarak görüyor. 

Burada Buldan’a sorumuz şudur: Soylu acaba bu fotoğrafları Erdoğan’a rağmen ve onun koltuğuna göz diktiği için mi yoksa bizzat onun talimatları ve siyasi hedefleri doğrultusunda mı gündeme getiriyor?

Açıktır ki, dün ‘çözüm süreci’ nasıl Erdoğan’ın talimatıyla yürütüldüyse bugün bu süreci hedefe koyan politika da yine Erdoğan’ın talimatıyla yürütülüyor. Çünkü dün bu süreci kendi siyasi hedefleri -başkanlık rejimi kurma ve bölgedeki yayılmacı emeller- doğrultusunda araçsallaştırma hedefini gerçekleştiremeyen Erdoğan, bugün, çözüm süreci ve Kürt hareketini hedefe koyarak yeni bir rejim kurma hedefi doğrultusunda siyaseti yeniden dizayn etmek istiyor. Dolayısıyla nasıl Kobanê iddianamesi onun talimatları doğrultusunda 6 yıl sonra raflardan indirildiyse Soylu’nun bu fotoğraflar üzerinden algı yaratmaya çalışması da bizzat Erdoğan’ın talimatıyla gerçekleşiyor. Çünkü en son Garê operasyonunda da görüldüğü gibi bir yandan ekonomik kriz ve öte yandan siyasi sıkışmışlık nedeniyle hareket alanı daralan iktidar, “terör iş birliği” algısı yaratarak hem HDP’yi etkisizleştirmek hem de milliyetçilik üzerinden burjuva muhalefeti bölmek istiyor.

Devlet aygıtının tekelci burjuvazinin çıkarlarına dolaysızca bağlandığı merkeziyetçi-otoriter-baskıcı tek adam rejiminin başında ‘tek adam’ -Erdoğan- vardır ve Soylu’nun “istifa süreci”nden de hatırlanabileceği gibi, bu rejimde Soylu gibiler ancak “tek adamın adamları” olarak yer alabilirler.

Uzatmadan söylersek; Soylu’nun bu fotoğrafları gündeme getirerek Erdoğan’ın koltuğuna göz diktiğini söylemek, bu fotoğrafların arkasındaki asıl adresi ve siyasi hedeflerini -faşist bir rejim inşası- ıskalamakla kalmıyor, Erdoğan’ı olup bitenin dışındaymış gibi göstererek onun üzerinden beklenti yaratmaya çalışanlara hizmet ediyor. 

İkincisi ve asıl önemlisi Buldan’ın iktidarın ‘çözüm süreci’nde vadettiklerini yeri ve zamanı gelince açıklayacaklarına dair söyledikleridir. 

“Çözüm sürecinde bize vadettiklerinizi yeri ve zamanı geldiğinde mutlaka açıklayacağız. Çözüm sürecinde bizlere, partimize, heyetimize neler vadedildi, hangi sözler verildi, çözüm süreci başarıya ulaşırsa nelerin yapılacağına dair bizlere vadedilenleri açıklamazsak namerdiz” diyor Buldan.

‘Çözüm süreci’nin taraflarından biri olan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 2019’daki açlık grevlerinin sonrasındaki kısa bir dönemi saymazsak masa devrilip süreç sona erdirildiğinden (2015) bu yana tecrit altında tutuluyor. Bugün de bu tecrit politikasına karşı birçok cezaevinde açlık grevi eylemi yapılıyor.

HDP kapatılma tehdidi ile karşı karşıya bulunuyor ve HDP’li vekiller hakkında fezleke üstüne fezleke hazırlanıyor. Erdoğan, bölgede halkın seçilmiş temsilcilerinin yerine kayyum atamasını savunmakla kalmıyor bundan sonra da bu uygulamaya devam edeceklerini açık açık söylüyor. Rojava’daki Kürt özerk bölgesinin ve Kürtlerin kazanımlarının Türkiye için bir tehdit olduğu propagandası eşliğinde yeni operasyon tehditlerini sürdürüyor. 

Kürtlere yönelik bu politikalar; içerideki baskılar ve dışarıdaki operasyonlar, faşist bir rejim inşasının dayanağı haline getirilmeye çalışılıyor.

Garê operasyonu sonrasında burjuva muhalefetin bu operasyon üzerinden de olsa iktidarın Kürt sorununu şiddetle çözme politikalarını sorgulamaya yönelik tutumu ve sürdürülen tartışmalar, hem çözüm sürecini kimlerin sona erdirdiğini ortaya koymak ve hem de sorunun barışçıl yöntemlerle çözümünün mümkün olduğunu göstermek ve gerici propagandanın etkisini kırmak için uygun koşullar yaratıyor.

Böylesi bir tabloda Buldan, iktidarın çözüm sürecinde kendilerine/partilerine vadettiklerini yeri ve zamanı gelince açıklayacağını söylüyor.

Peki, şimdi değilse ne zaman!

Gelinen yerde bu süreçte olup biteni açıklamak sadece demokratik siyasetin gereği değil; aynı zamanda bu süreçte ağır bedeller ödeyen Kürt halkına, Türkiye halklarına karşı bir sorumluluktur.

Pervin Buldan’a çağrımızdır: Açıklayın!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...