26 Aralık 2020 23:50

Baldur grevi: Sermaye güçleriyle emek güçleri arasında bir mücadele!

Baldur işçileri grev kararını astı

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kocaeli Çayırova’da Şekerpınar Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan İspanya sermayeli Baldur süspansiyon fabrikasında Birleşik Metal-İş sendikasına üye işçiler greve çıktı.

Fabrika’da 114 işçi çalışıyor.

Evrensel okurları, Baldur işçilerinin son haftalarda nasıl zorlu bir mücadele içinde olduklarını yakından izliyor.

Baldur bölgedeki nispeten küçük fabrikalardan biri. Ama, örgütlenme ve haklarını savunma kararlılığında olan her işçi topluluğu gibi, son beş yılda başlarına gelmeyen kalmamış.

Sendikalaşma mücadelesi beş yıl sürmüş. Beş yılın sonunda yetki alınmış ama patron yetkiyi tanımamış. Bu gelişmeler içinde sendikalaşma mücadelesine öncülük eden işçilerden üçü işten atılarak diğer işçilere de gözdağı verilmek istenmiş. Ama işçiler boyun eğmemiş, atılan üç işçi fabrika önünde çadır kurarak direnişe geçmiş, sendikaları Birleşik Metal-İş’le birlikte burayı bir direniş odağına dönüştürmüşler.

Greve çıkmaya hazırlanan işçileri caydırmak için patron “grev oylaması” istemiş; ancak işçiler açık ara (87’ye 30) “greve evet” diyerek, cuma günü greve çıkmayı başardılar.

BALDUR GREVİ NEDEN ÖNEMLİ?

Baldur nispeten küçük bir fabrika ve greve çıkan işçi sayısı da sadece 114 ama son yıllarda, özellikle pandemi ile birlikte; patronlar ve Hükümetin pandemi koşullarını istismar etmesi, tek adam yönetiminin hak talep eden her kişiyi ve çevreyi aşırı güç kullanarak bastırmayı başlıca yöntem olarak benimsemesi, grevin, işçi sınıfının en geleneksel mücadele yöntemi olmasının yanı sıra, sermayeye karşı mücadeleyi öğrendiği “işçi sınıfının mücadele okulu” olması dikkate alındığında Baldur grevi, fabrikanın büyüklüğü ya da küçüklüğü, greve çıkan işçi sayısının şu ya da bu kadar olmasından bağımsız olarak önemli bir grev olarak başlamıştır.

Bu yüzden Baldur grevi, “Baldur işçilerinin grevi olmanın ötesinde bir öneme sahiptir” demek abartı olmaz. Tersine bu saptama, gerçeğin ifadesi olur. Böyle görülmezse ona gerektiği önemi vermemiş oluruz.

Evrensel’in düzenli okurları, önceki yıllarda “sıradan görülen” işçi-emekçi eylemlerinin bugün “tüm sınıf için önemli eylem” olarak gösterildiğinin farkındadır. Elbette burada bir abartı ya da çarpıtma yoktur. Tersine içinden geçtiğimiz dönem açısından, dün nispeten küçük bir kitlenin katıldığı, “kısmi”, “günün rutini”, “sıradan” gibi gördüğümüz eylemler bugün tüm işçi sınıfının, tüm emekçilerin eylemi olarak görülecek kadar önemli hale gelmiştir. Nitekim, bugün Baydur işçilerinin mücadelesi; bir yandan beş yıllık bir sendikalaşma mücadelesinin başarıya ulaşmış olması, öte yandan da kazanılmış bir hakkın patrona kabul ettirilmesi mücadelesi olması bakımından, tüm diğer sendikalaşma mücadelesi içindeki işçilere de moral ve motivasyon veriyor olmasıyla da ayrıca önemlidir.

YEREL EMEK GÜÇLERİ, GREVİN ÖNEMİNİN FARKINDA

Bunları, dün gazetemizde yer alan Baldur greviyle ilgili haberlerde, Birleşik Metal-İş’in Genel Başkanı Adnan Serdaroğlu, Gebze 2 No’lu Şube Sekreteri Engin Kulu ve mücadelenin önünde yer alan işçilerin söylediklerinden anlıyoruz.

Tabii, mücadelenin öneminin farkında olanların sadece gelişmelerin içinde yer almış işçiler ve sendikacıların olmadığı da görülüyor. Tersine, yerel sendikacıların, yerel emek güçlerinin de Baldur işçilerinin greve giden mücadelesinin olduğu gibi grevin öneminin farkında olduğu da anlaşılıyor.

Nitekim 56 günlük Baldur direnişi boyunca olduğu gibi grevin ilk gününde de Petrol-İş ve Özçelik-İş Sendikasının yanı sıra Emek Partisi, TKP, DİP, EHP, SEP ve EYT Gebze Derneği gibi yerel sendika şubeleri ve emek güçleri ile Emek Partisinin Genel Başkanı Ercüment Akdeniz de, Baldur işçilerine tam destek için greve çıkan işçilerin ve sendikalarının yanındaydı.

BALDUR İŞÇİLERİNİN KAZANIMI SINIFIN KAZANIMI OLACAK

Elbette, bu mücadele daha uzun sürecek gibi görünmektedir. Çünkü Baldur patronunun yaklaşık 5 yıl boyunca işçilerin sendikalaşmasına karşı aldığı tutum, grev başladıktan sonra bile güvenlik güçlerinin fabrikaya grev kırıcılarını sokmaya çalışması, buna engel olmak isteyen işçilerin ve Şube Başkanı Necmettin Aydın’ın gözaltına alınması, patronların yekvücut Baldur patronunun arkasında olması dikkate alındığında Baldur patronunun hemen masaya oturması beklenemez. Tersine Baldur grevi, 114 işçi ile Baldur’un İspanyol patronu arasında bir mücadele değildir. Tersine bu mücadelenin bir yanında, Baydur patronu ve arkasında yer alan patron örgütleri, yerel idare, güvenlik güçleri gibi sistemin güçlerinin yer aldığı sermaye güçleri vardır. Karşı tarafta ise 114 Baldur işçisi ve sendikaları vardır. Elbette ki, Baldur işçileri ve sendikalarının tarafı bu kadarla kalmamaktadır.

Gebze bölgesinde uzun yıllardır emek mücadelesinin merkezinde olan Gebze Sendikalar Birliğinin, yereldeki emekten yana partiler ve çevrelerin yanı sıra emek mücadelesine çekilebilecek her çevrenin, ülke sathında mümkün olan en geniş emek güçlerinin grevle dayanışmasının sağlanması, patronun İspanyol menşei dikkate alındığında, uluslararası alanda girişimleri de kapsayan bir mücadelenin örgütlenmesi, Baldur grevinin başarısı için son derece önemli olacaktır.

İçinden geçtiğimiz dönemde bunu başarmak, sadece Baldur işçileri için değil emek mücadelesinin ilerlemesi bakımından da çok önemlidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa